Yunanistan ile savaş çıkar mı?

2020.09.04 07:46 - Son Güncellenme: 2020.09.04 07:46
A

Herhalde son günlerde en çok karşılaştığım soru bu: 

Yunanistan ile savaş çıkar mı? 

Bu sorunun cevabını anlamak için öncelikle Türkiye Yunanistan ilişkilerinin tarihinde benzer krizlerin kaç kere yaşandığını şöyle bir hafızamızdan geçirelim. 

Yanıt sayısız. 

Bu krizlerin ne kadar dikkate alındığı ise iki tarafta birbirinden farklı. 

Nedenine gelince, Türk Yunan gerginliği hangi sebeple olursa olsun öncelikle Atina tarafından bir iç politika ve siyaset malzemesi üzerinden popülizm amaçlı kullanılıyor. 

İkincisi bu konu aynı zamanda Yunanistan'da bir başka açıdan da zaman zaman gündeme geliyor. 

O da, Yunanistan'ın Avrupa Birliği üyesi olarak kendisine verilen provakatörlük görevini yerine getirmesi, aynı zamanda Fransa başta olmak üzere bazı ülkelerin adeta bir piyonu olarak kullanılması. 

Evet, Türkiye Yunanistan arasında kara sularından, hava sahasına, kıta sahanlığından, Kıbrıs'a, Batı Trakya'dan, Ege Denizi'ndeki aidiyeti tartışmalı coğrafi formasyonların statüsünden, Yunanistan'daki Türk azınlığı sorunlarına dek bir çok ciddi başlık uzayıp gidiyor. 

Prof Mustafa Aydın geçen gün Habertürk'te programımızda bu konuyu çok güzel özetledi. 

Aydın'a göre; Türk Yunan sorunları en az iki sayfa sadece başlık yazarak dolabilecek uzunlukta.. 

SADECE BİR BAŞLIK

Öte yandan Türkiyemizde ise, Türk Yunan sorunları, ülkemiz için,  Libya'dan Suriye'ye Irak'tan Kıbrıs'a dek geniş bir coğrafyada jeostratejik problemler dengesinde sadece bir başlık. 

Şüphesiz, Türk-Yunan sorunlarını, gerek devlet, gerekse halk bazında hassasiyetle yaklaşsak da, Yunanlılar kadar hayatımızın bir numaralı gündem maddesi yapmıyoruz. 

Ancak bu kez gündem de bu kadar uzun süre kalmasının sebebi, işin içinde sadece Türk Yunan sorunları değil dışarıdan aktörlerin de provakasyonları ile konunun giderek büyütülmesi. 

Özellikle, Fransa'nın ve Lideri Emmanuel Macron'un Ankara'ya karşı her cephede bitmek tükenmek bilmeyen düşmanca tutumu krizin giderek derinleşmesini de beraberinde getirdi. 

Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin haklı olduğu deniz yetki alanlarının belirlenmesi meselesine Paris'in bir anda dahil olması, bunu enerji gerginliğini bahane ederek Doğu Akdeniz'den Ege'ye taşıma girişimleri süreci bir anda başka bir noktaya taşıdı. 

İşte tam bu noktada; Fransa'nın Yunanistan'ı özellikle kışkırtarak 

Türkiye'nin dikkatini çektirip, Libya'da ve Suriye'deki kuvvet tahsisini azaltma amaçlı sinsiliği bu konunun giderek tırmanmasına neden oldu. 

Ancak en başta dediğim gibi; Türkiye Yunanistan'ın çıkardığı, ya da Atina'nın bir piyon olarak kullanılarak gündeme getirmeye çalıştığı bu krizlere karşı artık efsunlu. Ve aynı zamanda da tecrübeli. 

SAVAŞ ÇIKMAZ

O nedenle, Türkiye Yunanistan arasında bir savaş çıkar mı sorusunun cevabı; Ankara tecrübesiyle bu hataya düşmez, ama hakkını da yedirmez, diğer krizlerde olduğu gibi son kertede kriz sönümlenir. Atina bir yere varamayacağını anlayıp çekilir.

Zaten; Aynen de böyle oldu dün akşam saatlerinde. 

Nato Genel Sekreterliği devreye girerek Türk ve Yunan taraflarına müzakere çağrısında bulundu. 

Ankara'da buna haklarının ihlal edilmemesi kaydıyla olumlu yanıt verdi. 

Eğer; Yunanistan bu noktadan sonra aklını başına toplar, kendi başına karar verme iradesi gösterebilirse kriz önümüzdeki hafta çözülmüş olur. 

Bu sayede Macron da boyunun ölçüsünü almış olur. 

ASIL GELEN NE? 

Yalnız tabii ki; bu son krizin sonu anlamına geliyor. 

Çünkü biz bu krizle uğraşırken, haftalarca dikkatimizi dağıtarak Libya'da ve Suriye'de yeni oyun planları hazırlandı. 

Bu nedenle şimdi buralarda dönecek yeni dolaplara ve karşımıza getirilecek yeni kumpaslara hazır olmamız gerekiyor. 

Bana kalırsa; Libya ve Suriye'de her zamankinden daha dikkatli olma zamanı geldi. 

Coğrafya zor. Artık geri adım atmak yok.

Sağlıkla kalın, iyi olun, ülkemizi olsun...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları