Zeynep Sönmez Türk tenisinde bir ilke imza attı

2025.07.04 17:22 - Son Güncellenme: 2025.07.04 17:22
A

Hangi kategoride olursa olsun; Türk sporcularının uluslararası platformda elde ettikleri başarılarından bir spor yazarı olarak büyük mutluluk duyuyorum.

Acayip acayip branşlardan gelenlere çok şaşırıyorum!..

Bilmiyorsam arşiv karıştırıyorum;

Ya da google'a girip bakıyorum.

'Neymiş' nasıl bir spormuş' diye...

Bir itirafta bulunayım mı?

Meslek yaşamımda en keyif aldığım röportajları futbol dışındaki mecralarda yaptım.

Kan badmintoncu çağırdım, kah havalı tüfekte rekorlar kırmış bir küçük sporcusu babasıyla birlikte konuk ettim;

Yüzmeye meraklı olduğum için, kategorilerinde şampiyonluklar kazanmış sporcularla birlikte konuşup; haberleştirmeyi çok sevdim.

Bir başka gün sülale boyu amigo aileyi, bir başka gün ayni takımda eşi hentbol, kendisini voleybol oynayan bir bayan voleybolcuyu karşımda oturtup röportajlarını yaptım...

Hakemleri de çağırmışım;

Türk sporseverlerinin ismine bile yabancı olduğu Amerikan futbolcularını da;

Bursa'da da Amerikan futbolu oynanıyormuş meğerse !.

Konuklarımla birlikte ve kurallarıyla öğrenmeye çalıştım !.

Sözü daha fazla uzatmayayım o zaman; Sporun sadece 'futbol'dan ibaret olmadığı tezini savunmuş bir spor yazarı olarak; bu mesleki alışkanlığımı elden ayaktan düşene kadar devam ettirmeye kararlıyım.

Biliyorum ki okur profilim bu türder yazılarımla röportajlarıma fazla ilgi göstermiyorlar.

Tıklanmalara bakınca anlıyorum bu gerçeği.

Ne olursa olsun vazgeçemem, vazgeçmeyeceğim;

İçinizden üç beş tane olsa da; futbolun dışındaki mecralara ilgi duyanlar yaratabilirsem kendimi mesleki bağlamda görevimi yerine getirmiş kabul edeceğim.

Bugün bu köşeden sizlere; bizi gururlandıran bir sporcumuzu, devam etmekte olan 2025 Wimbledon Tenis Turnuvasında 3. tura çıkan kadın raketimiz Zeynep Sönmez'i anlatmaya çalışacağım.

Zeynep Sönmez sezonun üçüncü Grand Slam Turnuvası olan Wimledon tek bayanlarda üçüncü tura yükseldi.

Daha önce böyle bir başarıyı sadece 1950 Fransa Açık (Roland Garros) da üçüncü olan Bahtiya Musluoğlu elde edebilmiş.

Tam 75 yıl geçmiş aradan;

Üzerinden neredeyse bir kuşak atlandıktan sonra böyle bir başarı tekrarlanmış.

Türk insanı doğası gereği her spora meyillidir.

Zekidir, çalışkandır, üretkendir.

Sayıca az da olsa bazılarını da pas geçtiği olur;

Örneğin tenis gibi.

İlgilizliğin nedenini düşünsem de bir türlü çıkartamadım.

Oysa sporcusuna dünyada en çok kazandıran branşların önde gelenidir tenis.

Dört farklı ülke ve şehirde oynayan 'Grand Slam''lerde birini ya da ikisini kazanan kadını, erkeğiyle dünyalığını yapar.

Çok büyük paraların sahibi olurlar.

Bırakınca da gözleri arkada kalmaz.

Bir başka işle uğraşmadan yaşam boyu huzur ve refah onları beklemektedir.

Onun için hep kendi kendime sorup durduşumdur;

'Neden Türkiye'den bir Bjorn Borg, Andre Agassi, Pete Sampras, Boris Becker, Roger Federer, Rafael Nadal, Novak Djokovic kalibresinde birileri çıkmaz ki? ;

Martina Navratilova, Maria, Sharapova, Chris Evart, Steffi Graff'la, Gabriela Sabatini bizim kadınlarımızdan çok mu yetenekliler de; kendilerine özgü dünyalarında yıllar yılı tek başına hükümranlık sürerken, kimseyi yanlarına yaklaştırmazlar.

80'li 90'lı yıllarda tesisimiz yoktu, kortlar azdı;

Ama şimdi;

2010'lu yıllardan sonra gerçekleştirilen yatırımlarla Grand Slam oynanılan ülkelerden hiç bir eksiğimiz kalmadı.

Sorun tesislerimizde değil, ilgisizlikte.

Tenisçi yetişmediği için tenise duyulan ilgi de en alt sıralarda Türkiye'de.

Popüleritesi neredeyse sıfır.

'Voleybolcu olacağım' diyen kız çocuklarına için yaz kursları için kulüp bulunamazken;

'Ben tenisci olacağım' diyenlere kortlar ardına kadar açık.

Bir kaç şampiyon çıkartabilsek; Grand Slam'larda es kaza bir sporcumuz final oynayacak olsa belki Avustralya, Fransa, İngiltere, ABD seviyesinde kortlar yaparak dünyaya açılırken, sesimizi duyurabileceğiz.

Zeynep Sönmez'in ilk kez bir uluslarası bir turnuvada 3. tura yükselmiş olması bu nedenle çok önemsedim.

Sporcumuz bir iki tur daha atlayabilirse eğer; tenise meraklı genç kızlarıma rol model bile olabilir.

Bu duygularla sporcumuzu yürekten kutluyor, (elensin, devam etsin fark etmez) başarılanının sürekli olmasını diliyorum.

Voleybolda, basketbolda, kadın boks ve güreşinde, yüzmede, atletizmde, tekvandoda, karatede ve diğerlerinde dünyayı titreten bu ülkenin; teniste de yüzümüzü güldüren sporcular çıkarmasının zamanı geldi de geçmektedir bile.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları