MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin 'Terörist Öcalan gelsin Mecliste PKK silah bıraksın çağrısında bulunsun' açıklamasının ardından Türkiye'de bazı şeyleri netleştirmek lazım. 

Çünkü, bu konuda bir çok hayali senaryo üretiliyor. Konu inanılmaz noktalara geldi. 

Her gün birşeyler oluyor. Başta İmralı'da Öcalan'a ziyaret olmak üzere artarda eski HDP Başkanları, siyasi partiler dahil ziyaretler gerçekleştiriliyor. Açıklamalar yapılıyor. 

Ancak bu süreç iyi bir yere de gidebilir, başladığı gibi de sona erebilir. Risk analizine bakalım; 

Bahçeli'nin salı günkü partisinin grup konuşmasında 'İkinci ziyarette silah bırakma ve PKK'nın şartsız bittiği şartsız açıklanmalıdır' yönünde çektiği net çizgi süreçte çemberin yavaş yavaş daraldığını gösteriyor. 

Ayrıca, Kandil'in gölgesinde DEM'lilerin cesaret gösterip 'PKK bitti' diye nasıl açıklama yapacağı merak konusu. 

Tabii ki, terör örgütünün ABD başta olmak üzere batıdaki destekçileri de buna ne kadar destek veya köstek olacak gerçeği de ayrı bir sıkıntılı durum. 

Ortada bazılarınca seslendirilen adı 'barış süreci' olan bir durum falan da yok. Sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörü bitirmede geldiği en iyi noktada artık herkesin aklını başına almasını istiyor, o kadar. Bazı yorumlarda olduğu gibi eğer bir barış sürecinden bahsediliyorsa, o zaman karşı tarafla müzakerelerle karşılıklı pazarlıkların olacağı anlamına geliyor. Ancak böyle bir durum kesinlikle söz konusu değil.

Bütün bu yaşananlardan Suriye'de Esad rejiminin devrilmesi de sadece Türkiye'yi pozisyon olarak biraz daha güçlendirmiştir ama bu adımın atılmasında konjonktürel olarak Esad'ın devrilmesi Bahçeli'nin çıkışının ana belirleyicisi ya da baş motive edicisi değil. 

DEM Parti İmralı heyeti, yarın terörist Öcalan'la görüşmeleri hakkında açıklama yapacak. Bakalım ne diyecekler? 

Devlet Bahçeli'nin, 'İmralı'da ikinci görüşmede artık silah bırakma açıklanmalı' sözlerinin ardından Öcalan ile görüşmenin hemen yapılması da sıkıntılı olmaya başladı. 

Çünkü bu ziyaret gerçekleşir ve silah bırakma çağrısı da açıklanmazsa bu konuda artık tepkilerin yükselmeye başlayacağını görebiliriz. Bu da sıkıntılı bir durum demek. Bu yüzden dün de Adalet Bakanı ikinci görüşme için henüz bir talepte bulunulmadığını söyledi. 

Çünkü ikinci görüşme tarihi belli olursa kritik geriye sayım başlayacak ve sonuç çıkmazsa dediğimiz gibi problem yaşanacak. 

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a atfen dün de yayınlanan ve yalanlanmayan, 'Ev hapsi, mev hapsi diye bir şey yok. Adamın kendisi de çıkmak istemiyor. Bunlar nereden çıkıyor? Af diye bir şey yok. Bebek katiline af yok' sözleri de kritik.

İzlemeye devam edelim. Ama gerçek haberler üzerinden yürüyelim. Ve de, acele etmeden akılla 

Herşey Türkiye'nin hayrına olsun.