Yeni parti kurulur mu?

2019.03.06 08:54 - Son Güncellenme: 2019.03.06 11:25
A

SON günlerin en popüler konusu Ak Parti'ye karşı yeni bir partinin kurulup kurulmayacağı. Spekülasyonun haddi hesabı yok. 

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Bakanlardan Ali Babacan'ın başında olduğu bir parti hazırlığının yapıldığı, hatta altyapısı, ilkeleri, internet sitesi ve kimlerin bile yer alacağı dahil  herşeyin altyapısının oluşturulduğu iddiası sürekli tartışılıyor. 

Gelin isterseniz bir matematik problemi çözer gibi siz değerli okuyucularımızla adım adım bu muammayı anlamaya çalışalım. 

1- Evet bu konuda çalışmalar bir çok kanalda partinin küskünlerini de içeren şekilde yapılıyor. Ancak; yukarıda isimlerini andığımız 3 ana muhataptan henüz bir 'resmi' açıklama yok. Ancak kendilerine toplu ya da ayrı ayrı 'adım atalım' baskısında bulunanların olduğu ciddi anlamda konuşuluyor. Ama şüphesiz bu tecrübeli isimler de eğer yeni parti düşünüyor bile olsa erken hatalı bir startın kendini siyasi olarak aşağıdaki anlatacağımız maddedeki
gibi tamamen bitireceğini bilirler. O nedenle siz spekülasyonları temkinli karşılayın. 

2- Şüphesiz bir siyasi parti kurulacaksa- ki herkesin hakkıdır- önce mevcut siyasi konjonktüre ve ihtiyaca bakılır. Seçimlerin hemen öncesinde de böyle bir adımın atılması acelecilik ve acemilik olur. Bunun için önce seçim sonucu beklenir. Çıkan sonuçta eğer hedef karşı parti ya da partiler veya siyasi liderler başarısız olursa o zaman bu konu düşünülür. Bu nedenle AK Parti'nin alacağı oy oranı ve belediyeleri almadaki başarısı siyasetin akışını da belirleyecektir. Seçim sonuçları çerçevesinde başarılı bir iktidar karşısında seçim sonrası kurulan bir parti havada kalabilir. Halktan ilgi görmeyebilir. Bu denklem sadece Ak Parti değil CHP dahil her partide liderlik savaşında da beraberinde karşı ataklar oluşması anlamında da geçerlidir. Yani CHP'de de halen güçlü isimler Muharrem İnce, Gürsel Tekin isimlerinin hatta DSP'nin de aktif beklemede olmasını Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimlerde alacağı oyların beklenmesi anlamında değerlendirmek gibi. O nedenle şu sıralar hangi cephede olursa olsun seçime bile giremeyecek yeni bir parti adımı gelmesi aşırı bir sürpriz olarak görülmelidir.

3- Abdullah Gül, Ak Parti'nin en önemli isimlerinden biri olarak son genel seçimlere dek çok kuvvetliydi ve tabanda destekleniyordu. Ancak, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığa geldiği dönemden bu yana hem bazı politikaları benimsememesi hem de kendisinin (yakın çevresinin aşırı ısrarına karşı) Cumhurbaşkanlığı sonrası partisine resmen davet edilmemesi nedeni ile uzak hatta soğuk durmayı tercih etti. Sonunda da o kendisinin 'beklediği teklifi Başkanlık yarışında diğer partilerden istediği şekilde alamaması' açıklaması yaptığı basın toplantısı sonrası, Ak Parti ile ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bağları yice koptu. İçeriden sert tepki geldi. 

4- İddialı parti kurmak aynı zamanda konjonktür meselesi ile birlikte maddi altyapı, güçlü taban ve yurtçapında etkin organize teşkilat demektir. Yeni parti kurulacaksa ve iddialı olunacaksa da bu başlıklar da zorlu süreçler olarak bekler. 

5- Aynı zamanda, Ali Babacan iç ve dış ekonomi dünyasında saygın bir isim olsa da iç siyasetin hırçınlığında zorlanabilir. Ayrıca, Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül'ün de daha önceki bazı politikalardaki uyuşmazlıkları hatırlandığında aynı çatıda bulunmaları da ilk zamanlarda sıkıntı çıkarabilir. Bu nedenle yeni ya da farklı kombinasyonlar da olabilir.

6- Ak Parti içinde de bahsettiğimiz yönde bir siyasi parti hazırlığı olduğu yönünde duyumları olanlar var. Bu konuyu onlar da konuşuyor. Takip ediyor. Ama tepki de var. Bu da bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hissettiriliyor. ABD'de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden ünlü tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat için İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen cenaze törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılıp diğer Gül ve Davutoğlu'nun katılmaması dikkat çekmişti. Ardından Yozgat mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden, "Anlaşılan o ki, AK Parti çatısını beğenmeyip kendilerine başka mecra arayanlar var. Bunlara hizmetin, yatırımın asıl kaynağının AK Parti olduğunu, bu kardeşiniz olduğunu gösterelim mi?" ifadelerini kullanmıştı. 

Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saadet Partisi'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i de hedef almış ve 'Dava adamlığı'nın ölene kadar olması gerektiğini' söylemişti. Sert ifadelerle Şahin'e yüklenen Erdoğan, "Bu taklacıya 31 Mart'ta öyle bir ders verin ki bir daha karşınıza çıkmaya yüz bulamasın" ifadesini kullanmış ve şöyle devam etmişti;
 "Seni alacağım, belediye başkanı olduğum zaman yanımda genel sekreter yardımcısı yapacağım, sonra seni milletvekili yapacağım, sonra bakan yapacağım ve ondan sonra sen kalkacaksın bizi satacaksın, sattıktan sonra da utanmadan, sıkılmadan ve kalkacaksın sağda solda pazarlamaya yelteneceksin."

Durum böyle. Cumhurbaşkanı bir lider olarak, bu yönde hevesi olan eski Ak Partililere seçimlerde bir ders verilerek heveslerinin yarı yolda bırakılması yönünde çağrıda bulunuyor. Yani Ak Parti'nin en tepesinden en altına dek tepkiler bu yönde atılan adımlara çok büyük ve ihanet olarak görülüyor. 

Kısacası, yeni bir parti kurulacaksa başarılı olmak gibi bir olmazsa olmaz şart var ve belirleyici yine Ak Parti'nin oyu olacaktır. 

Sağlıcakla kalın...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları