Vize konusu daha sıkıntılı hale gelecek 

2024.05.17 00:33 - Son Güncellenme: 2024.05.17 00:33
A

Son dönemlerde dikkatinizi çekmiştir, başta Amerika, İngiltere, Kanada ve Schengen'e tabi Avrupa ülkeleri olmak üzere vize almak neredeyse imkansız hale geldi. 

Evet geçtiğimiz yıllarda belki vize almak çok da kolay değildi. Ancak istatistiksel olarak yine de hem başvurmak, kısa sürede randevu almak ve en azından belirli zaman periyodu dahilinde vize alabilmek mümkün olabiliyordu. Özellikle sağlık, eğitim ve diğer zaruri gereksinimler anlamında seyahatler için yapılan başvurularda vizeler belirli ölçütlerde daha sıkıntısız temin edilebiliyordu. 

Ancak pandemi sürecinde ve hemen sonrasında bu yukarıda bahsettiğimiz ülkeler önce, 'Süreçten yeni çıkıldı, daha zorluklar var, o yüzden vize verilemiyor' gibi bahaneler sürerken, daha sonra pandemi üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen vize meselesi giderek sıkıntılı hale gelmeye başladı. 

Son bir haftadır Dışişleri Bakanlığı nezdinde bu konuya yakın isimlerle görüştüm. Haklarını teslim etmek lazım, gerçekten vize verme konusunda zorluklar çıkartan bu ülkelere karşı çok yoğun bir baskı uygulanıyor. 

Gerek devlet, gerekse sivil toplum kuruluşları her temasta muhataplarına meselenin çözülmesi için baskıda bulunuyorlar. 

Yine de bu kadar basınca rağmen neredeyse doğru düzgün en ufak bir gelişme bile yok. Sadece karşı tarafın, 'bakarız ederiz bir gözden geçirelim' şeklinde her zaman bildik söylemleri görülüyor. 

Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili ilgili isimlerine göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına daha çok yardım edileceği konusunda defalarca sözler verilmiş. Ama gelin görün ki, daha on gün önce Almanya, İtalya, İspanya ve Fransa gibi ülkeler başta olmak üzere artık başvurunuz ne kadar acil olursa olsun randevu bile vermemeye başladı. 

Bahaneleri de 'çok yoğun talep var o açıdan bir süre başvuruları dondurma kararı aldık'. 

Bunların herhalde hepimiz sudan ve samimiyetsiz bahaneler olduğunu biliyoruz. 

Türkiye'den şu an yurtdışına gitmek için korkunç bir seferberlik ya da bir talep patlama hali söz konusu değil. Bunu zaten pasaport başvuruları ve yurtdışına çıkışlar anlamında rakamlardan da görebiliyoruz. 

Bir insanın en temel haklarından biri de seyahat özgürlüğüdür. Bu vize vermeyen, ayak direten ve her türlü zorluğu çıkaran ülkelerin Türkiye'nin tamamına, 'Türkiye'ye bir sürü göçmen geldi o nedenle bu coğrafya sıkıntılı' şeklinde bakmaları tamamen abartılı bir durum. 

BELGE TACİZİ 

Evet; maalesef Türkiye'de 5-6 milyon göçmen var. Ve bu konuda da bu zamana kadar hatırı sayılır eleştirilmesi gereken hatalar yapıldı. Ancak siz normal bir vatandaş olarak mesleğiniz, geliriniz ve statünüz itibari ile başvuru yapıyorsunuz. Bir başkası sorsa 'bu kadar da mahrem soru soramazsınız diye tersleyeceğiniz'  isteklerde bulunan ve bunu da vize için şart koşan ülkelerin kalkıp da size bu kadar belgeye rağmen 'göçmen potansiyeli' muamelesi yapmasını görmek kabul edilir değil. 

Yani isteseler bal gibi sizin kim olduğunuzu ve vizeyi almanız gerektiğini de çok net olarak görebilirler. Ama ne yapıyorlar, Herkese aynı şablonla ve kasıtlı olarak bakarak böyle bir bahaneyi de el altından sağa sola yayıyorlar. Çok yakın arkadaşlarımdan birinin kızı Almanya'da Berlin Üniversitesi'nden burs kazanıyor ve bu evladımıza aylardır randevu bile verilmiyor. Peki buna ne diyeceğiz? 

TİM BASTIRIYOR

Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) tüm gücüyle yurtdışına giden ihracatçılarımızın fuarlarda ve oradaki toplantılarda temsil çerçevesinde vize alması için aylardır bastırıyor. Sonuçta ne mi oluyor? İhracatçımızın fuara malları tırla gidiyor, kendisi vize alamadığı için burada kalıyor. 

Böyle o kadar çok örnek var ki. 2 çocuklu aileden bir çocuğa bilerek vize vermeyip bazen de dönün şantajı yapmaları da ayrı bir rezillik. 

Ankara'da diplomatik çevrelerden ve yabancılara yakın isimlerden aldığım bilgiler çerçevesinde bundan sonraki süreçte de tablonun maalesef giderek daha kötüleşme ihtimali olduğunu görüyorum. 

Yine dikkatinizi çekmiştir, son dönemlerde muhtarlar, gazeteciler ve diğer bazı meslek gruplarının da yeşil pasaport istediği ve bu konuda başvurularda bulunduğu yazılıp çiziliyor. Daha bugün oda başkanlarına da yeşil pasaport verileceği haberi vardı. Halen meslekte on yılını doldurmuş devlet memurları, avukatlar, özel devlet görevleri Yeşil ve göreve göre Grii Pasaportlar alarak Schengen ülkelerine vizesiz seyahat edebiliyor. 

Bu kişilerin çocukları da kız ve erkek olmak üzere belli yaş gruplarına kadar da aile ferdi olarak bu pasaporta hak kazanıyor. Ancak geri kalan yani özel sektör belli bir rakamın üzerinde ihracat yapanlar haricinde yeşil pasaport alamadığı gibi vize almak durumunda kalıyor. 

Reddedilen vizeler meselesine de gelince. O kadar art arda yaşanabilecek stresli bir süreç var ki. Önce başvuru yapıyorsunuz. Sizden asap bozucu derecede tapusundan banka kaydına, nüfus suretlerinden aile soy ağacına dek, şirketinizin veya ailenizin ne kadar belgesi varsa da istenerek belgelerinizi getirilmesi talep ediliyor. 

Sonra randevu beklemeye başlıyorsunuz. Tabi bunlar da bedava işler değil, yüzlerce euro tutacak masraflar. Sonra randevunuz geldiğinde ya da değerlendirmeniz otomatik olarak yapıldığında reddedilirseniz zaten ortada kalıyorsunuz. Ve bu ret otomatik olarak sisteme de girdiği için ileriki dönemlerde diğer alabileceğiniz muhtemel vizeleri de etkiliyor. 

Bir nokta da şöyle dikkatimizi çekiyor; O da insanlar vize alamadığı için bu ülkelere gidemediğinden dolayı şimdi vize istemeyen Orta Asya, uzakdoğu ve Balkanlar gibi destinasyonlar tercih sebebi olmaya başlıyor. 

Unutmadan bir şey daha söyleyeyim; illa bu ülkelere gitmek için gerekli bir sebebiniz de olmayabilir. Seyahat özgürlüğünden bahsediyoruz. İnsanlar gayet doğal bir şekilde herhangi bir Avrupa ülkesine tatile gitmek de isteyebilir. 

Zaten Türkiye'de fiyatlar o kadar arttı ki; artık İtalya ve İspanya bile yeme içme ve oteller konusunda neredeyse Türkiye'den daha ucuz hale geldi. Zaten Yunanistan'ın ucuzluğundan bahsetmiyoruz bile. 

Bu vize alamama krizi, parası pulu olanlar için 'golden visa' uygulamasıyla oturum almak için yurt dışında ev alımını da patlattı. 

Halen Yunanistan'da çok sayıda Türk'ün bu vize belasından kurtulmak için yakında 800.000 Euro olması beklenen ama halen 250.000 Euro'ya bile bulunan ev almak için sıraya girdiğini görüyoruz. 

Bu konuda insanlara ne diyebilirsiniz ki, insanlar Türkiye'de ev alamayacağı bu parayla, 'Bari gideyim son paramla Yunanistan'dan ya da nerede gücüm yetiyorsa dışarıda ev alayım bari de kendi vizemi alayım' derdine düşmüş durumda. Çok uzatmayalım. Herkesin işi gücü, ailesi var. Kendine ait bir hayatı ve planı var. Ama iş vize gerektiren ülkelere seyahat etmeye gelince Edirne'den öteye geçiş herkes için çok kolay değil. Dediğimiz gibi; bizim de göçmen algısı konusunda ülkemizin genel görünüşü pek iyi değil. Ama bu konuda bize bunları akıl veren batının Türkiye aleyhine ne kadar terörist oluşum varsa hepsine kucak açarcasına vize vermesi ve buyur etmesi de ortada duran kocaman bir soru.

Gerçekten tablonun iç açıcı olmasını söylemek isterdim ama durum bu. 

Ve ufukta da somut bir adım atılacakmış gibi durmuyor. Trajikomik durum ise bir zamanlar hatta çok yakın bir zaman önce neredeyse savaşın eşiğine geldiğimiz Yunanistan'ın bu konuda Türkiye'ye en azından on adasını kapıda vize ile açan tek ülke olarak ortada durduğu. 

Nereden nereye... 

İnşallah yeşil pasaportlara Avrupa vize uygulamaz. Bunlar herşeyi yapar. 

Sağlıklı günler...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları