Ülkenin ayarları ile oynamak demokrasi değildir

2024.09.18 08:08 - Son Güncellenme: 2024.09.18 08:08
A

1 Ekim'de açılacak Türkiye Büyük Millet Meclisi oturumu öncesi yeni anayasa tartışmaları hızlandı. 

Açıkçası toplumda bu kadar ciddi ekonomik kriz ve hayat pahalılığından şikayet edilirken herkesin önceliği bunların bir an evvel düzeltilmesi. 

Ancak yine de idealde Türkiye'nin hayata geçebilecek gerçekçi daha demokrat yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı? Tabii ki var. 

Ama neredeyse bir ömür tükettiğimiz şu süreçte sayısız anayasa komisyonu toplantılarına katıldım. Yıllardır bitmeyen yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde sonuçsuz onlarca yüzlerce oturuma tanıklık ettim. Aylarca sürüyor. Konuşmalar yapılıyor. İdealler seslendiriliyor ama sonuçta hiçbir şey çıkmıyor. 

Her yeni yaşama yıl öncesinde de yeni umutlar seslendirip artık Türkiye'nin yepyeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu seslendiriliyor. Olmuyor. 

Bu sene de aynısı yaşanıyor. Şimdi ne oldu? İktidar yeni yasama yılı öncesi yine yeni anayasayı gündeme taşıdı. 

Ve; HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da tepki çeken çıkışını seslendirmede gecikmedi. "Anayasa'da 4. madde olmasın" diyerek gündemi değiştirdi. 

Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Anayasa'nın 4. maddesi hakkında yaptığı açıklamaların ardından siyasi partilerden tepkiler geldi. 

NE DEDİ? 

Yapıcıoğlu, "Biz, 'Anayasa'nın 4. maddesi olmasın' diyoruz. Anayasa'da değiştirilemez maddeler olması demek, bütün değiştirilemez dediğiniz maddelerin hepsini değiştirelim anlamında değildir. Anayasa'nın 4. maddesine karşıyız. 4. madde gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır" dedi.

Anayasa'da değişiklikler yıllar içinde olsa da ilk dört madde yıllardır bütünlüğünü korur. 

1982 EVREN

Kenan Evren, Anayasa'nın ilk üç maddesinin "değiştirilemeyeceğini ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceğini" dördüncü madde olarak taslağa ekletmişti. Kasım 1982'de halk oylaması sonucu yüzde 91,37 oranında kabul oyu ile yürürlüğe girmişti. 

Gelin Anayasamızda bu meşhur ilk dört madde içerisinde neler var bakalım; 

I. Devletin şekli

MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı "İstiklal Marşı"dır.

Başkenti Ankara'dır.

IV. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4- Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

HANGİSİ RAHATSIZ EDER Kİ ? 

Şimdi size soruyorum; ilk üç maddede yer alan hangi ifade bu ülkeyi gerçekten seven, ilelebet gelecek nesillere güzel bir vatan bırakma hayaliyle yaşayan bir kişiyi rahatsız edebilir? 

Evet demokratik olarak tartışalım diyebilirsiniz. Ama demokrasi adı altında...

ülkenin ana dili Türkçesiyle, Albayrağı ile, demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti özelliğiyle, vatanın bölünmez bütünlüğü ile, İstiklal Marşı'yla, Atatürk milliyetçiliği ile, toplumsal huzur ve milli dayanışmasıyla....

Oynarsanız, bu ayarları bozarsanız ile bir daha içinden çıkılmayacak büyük bir kaosun içine girersiniz. Bunu aklı başında herkes görür.

Konuşalım, tartışalım, değerlendirelim ama bunu demokrasi kisvesi adı altında ülkenin altına dinamit koyacak girişimlerin önünü açacak şekilde tuzağa düşmeden yapalım. 

Bugün dünyada bize demokrasi veren o batılı ülkeler inanın böyle konular söz konusu olduğu zaman hepimizden çok daha milliyetçi hale geliyorlar. Ama akıl vermeye gelince size 'şöyle yaparsan iyi olur böyle yapmazsan iyi olur' diye de sinsi planlarını devreye koymaktan geri durmuyorlar. 

Türkiye'nin de demokratik olarak eksikliği yok mu? Dolu. Adım atmamız gereken yapmamız gereken düzenlemeler yok mu? Dolu. 

Ama ülkenin temel ayarlarıyla oynamak demokratik adım atmak değildir. Gelecek için büyük hayalleri olan Dünya Ligi'nde üst sıralarda oynayacağım diyen Türkiye'nin 2024 yılının son dönemecinde artık böyle konuları konuşması bile kendisine yakışmaz. 

Eğer; Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sizi milli irade gönderdiyse bu ülkenin milli iradesinin gelecek nesillerinin çok daha iyi ve güvende olması için çalışmaktan başka vicdani bir sorumluluk olamaz. 

Tabii ki tartışın, konuşun demokratik platformlarda müzakereler gerçekleştirin. 

Ama ülkenin ana ayarları söz konusu ise; Türkiye Cumhuriyeti ile Devletinden ve onun değerli halkından başka öncelik olmamalıdır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları