Türkiye'ye saldırırlar mı?

2021.05.14 10:38 - Son Güncellenme: 2021.05.14 10:38
A

Bir süreden beri Yunanistan'da garip şeyler oluyor. Ülkeye neredeyse aralıksız olarak yabancı asker intikali gerçekleşiyor. 

Normalde Yunanistan'ın herhangi bir gerçeğe dayanan tehdit algılaması yok. Ama sürekli olarak Türkiye korkusu pompalayarak, Ankara'nın, Yunanistan'ın topraklarında gözü olduğu iddiasıyla Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere uluslararası camiayı alarma geçirmek gibi bir taktik uyguluyor. 

Artık; Yunanistan'da neredeyse herhangi bir yabancı ülkenin askeri, topraklarına adım attığında sevinç çığlıkları atılır hale geldi. Siyasetçiler her fırsatta bunu övünç meselesi olarak seslendiriyor. 

Ama bilmezler ki her gelen yabancı asker ve ülke varlığı, ayak bastıkları bu topraklardan kolay kolay geri gitmezler ve her gün yeni ve kabul edilmez istekleri gündeme getirirler. 

Uluslararası işbirliği ayrıdır, her gelen askere ve ülkeye size de üs verelim demek ayrıdır. Bunu sadece Yunanistan değil, Rum Kesimi de yapıyor. Ana gerekçe ise Türkiye her an onlara saldıracak korkusu. 

Siz, bugüne kadar Türkiye'nin Yunanistan'dan, bir toprak talebinde, bir işgal girişiminde bulunduğunu duydunuz mu? 

HAYALİ TEHDİTLER 

İşte bu şartlar altında yeni gelişmeler yaşanıyor. Hem de olmayan tehditler, yaşanmamış gelişmeler üzerinden oluşturulan bir paranoya sistematiğine dayalı olarak. Hatta Yunanistan ve Rum Kesimi hızını alamıyor. Gelen yabancı askerler ve silahlı kuvvetlerin varlığına dayanarak bir de Türkiye'ye, gelen bu askerler kendi güçleriymiş gibi kafa tutuyorlar. Gelin şimdi bu durumun ne kadar vahim sonuçlara yol açacağına bakalım. 

ABD'nin Dedeağaç'a silah ve asker yığması konusu malum. Ardından da, Yunanistan'ın ABD silahıyla Türkiye'ye verdiği tehdit mesajları. Taşeron kafa ile olmadık işler başlamış durumda. 

Fransızlar uçak gemisi, savaş uçakları göndermeye kalktıkça, ABD'liler savaş araç gereçleri gönderdikçe, üs kurdukça Ruslar Kıbrıs'ta üs için flörte kalkınca, Almanları davet ettikçe, Arap ülkelerinden savaş uçakları Girit'e tatbikat bahanesi ile çağırılınca Atina'da sevinç çığlıkları duyuyoruz kamuoyunda. Hem de bakın ne kadar güçlendik diyerek. 

Herhalde dünyada kendi ülkesinde yabancı asker ayak bastıkça, yabancı ülkelerin silahları onlara verilmeyip yabancı ülkeler tarafından orada üs inşa edildikçe bu kadar sevinen başka bir ülke yoktur. 

Buradaki trajikomik durum var. Müthiş bir övünmeyle 'Bize bu kadar ABD askeri daha geldi, Fransa'dan şu geldi' diyerek, Almanya'dan, Mısır'dan gelen BAE'nin savaş uçaklarını bile Ege'deki tatbikatta övünerek anlatıyorlar. 

Bir başka ülkenin askeri ve teçhizatı senin ülkene geliyor ve ayak basıyor. Oraya olabildiği kadar yerleşiyor ve sen hala Türkiye saplantın nedeniyle bu konuları 'Savunmamızdan taviz vermeyeceğiz' diyerek halkına yutturmaya çalışıyorsun. 

Kendi ülkesi adım adım kontrol altına alınıyor, her yeri bunlarla doluyor. Farkında değiller ama Türkiye saplantılarından dolayı her geçen gün bu intikalleri kendilerine yapılmış bir iyilik olarak görüyorlar. Haritaya bakarlarsa Ruslara karşı Karadeniz'de hakimiyet, Ege'nin ve Doğu Akdeniz'in tutulması anlamında Fransa'nın, Almanya'nın ve ABD'nin başta olmak üzere bölgeye kaydırdığı bu askeri hareketliliğin anlamını çok rahat çözebilirler. 

Yunanistan'a samimi tavsiye, ona mı iyilik yapmak için geliyorlar yoksa kendi gelecekteki menfaatleri için pozisyon mu alıyorlar bunu görsün, olacaktır.  

Onların gözünü Türkiye hırsı bürüdüğü için her şeyi Türkiye'ye mal ediyorlar. Bugüne kadar Türkiye'den, Adalar ile ilgili bir hak talebi duydunuz mu? Ya da 'Ben şurayı alacağım. Batı Trakya bölümü benim, oradaki Türk vatandaşları onları kurtarmak için geleceğiz' diye bir şey duydunuz mu? Türkiye sadece uluslararası hukuk kaynaklı haklarını koruyor. Aksine mütecaviz şekilde bunu söyleyen onlar. Hala olur olmaz '6 mil hava sahasını 10'a çıkaracağız' diyor. Karasuları 6 mil değil 12 mil diyorlar. Silahsızlandırılması gereken adaları silaha boğuyorlar. Türkiye'nin uyarılarına ve Lozan'ın gereklerine, daha sonra yapılan uluslararası anlaşmalara aykırı olarak Adalar'da sürekli yığınak gerçekleştiriyorlar. Aidiyeti tartışmalı coğrafi formasyonlarda adacıklarda sürekli bir ihlal var. Doğu Akdeniz'deki deniz yetki alanlarıyla ilgili Yunanistan ve Rum kesiminin tavrını görüyorsunuz. Kalkıp da, 'Biz Türkiye'ye karşı kendimizi savunacağız' diyorlar. Gerçekten çelik gibi sinire sahip olmak lazım. Ülkeye ayak basan ABD, Fransa, Alman, Arap askerleri ve pilotlara bel bağlayıp Türkiye'ye karşı bir aşağılık kompleksinin yansıtmasını yürütüyorlar. 

Ancak Türkiye bunlara pabuç bırakmaz. Bunlar da zaten kalkıp da Yunanistan ile birlik olup Türkiye'ye saldırmaz. 

Yunanistan'ı kukla gibi ellerinde oynatıyorlar. Ama unutulmamalı ki, her zaman diri ve güçlü olmak da hayati önemdedir saldırılmaz bir güç görüntüsü vermede. 

Yunanistan o ülkelerin şahsi menfaatlerine hizmet etmek üzere yönetilen bir kukladır. 

Doğu Akdeniz'de 'Türkiye'ye gereken cevabı vermeyi hazırız' diye Fransa'dan gelen uçak ve savaş gemilerine, Mısır'ın jetlerine, ABD'ye, BAE'nin savaş uçaklarına güvenen bir Yunanistan siyasi kafası halkı için acı bir meseledir.

Bayramınız Kutlu Olsun...

Sağlıkla Kalın...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları