Suriye'de 'Güvenli Bölge' 465 km uzunluğu kapsayacak

2019.01.17 16:12 - Son Güncellenme: 2019.01.17 16:12
A

Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşın başladığı ilk zamanlardan bu yana seslendirdiği güvenli bölge meselesi ABD Başkanı Donald Trump'ın açıklamaları ile yine gündeme geldi.

Ardından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konunun Trump ile görüşmede ele alındığını söylemesi ile gözler sınırımızdan 20 mil yani yaklaşık 32 km derinlikte öngörülen güvenli bölge'nin ne olduğuna dair merakı iyice arttırdı. 

Evet güvenli bölge 32 kilometre derinlikte. Ama uzunluğu ne kadar olacak? Bu sorunun yanıtı ise şöyle; Türkiye-Suriye sınırı boyunca tam 465 kilometre. Yani; oldukça dev bir alan. 

Evet durum aynen böyle. Askeri stratejik analizlere göre; bu alan; Türkiye-Suriye sınırında 32 kilometre derinlikte oluşturulacak kontrol altında olacak bir bölge ve 465 kilometrelik uzunlukta bir hattı kapsıyor. Aşağı yukarı Rakka ve Haseke'nin kuzeyindeki yerleşim merkezlerini de içeriyor.

Bu çerçevede siz değerli okuyucularımızla önemli detayları da paylaşalım. Bilginiz olması açısından devletin resmi bilgilerine göre hazırlanan Anadolu Ajansı çalışmasına da önce bir bakmak lazım; 

NERELERİ KAPSAYACAK? 

Buna göre bölge, batıdan doğuya Sırrin, Ayn İsa'nın kuzeyi, Suluk, Resulayn, Tel Temr'in kuzeyi, Derbesiye, Amude, Kamışlı, Verdiyye, Tel Hamis, Kahtaniyye, Yerubiyye ve Malikiye'den geçiyor.

Şuyuf Tahtani, Aynularab (Kobani),Tel Abyad, Derbesiye, Amude, Kahtaniye, Cevadiye ve Malikiye ilçeleri idari olarak tamamen bu hattın içinde kalıyor. Hat, batıda, Münbiç'in doğusundaki Sacur çayı kıyısından başlıyor. 

MÜNBİÇ DIŞARIDA 

Ancak, yine tartışmaların ortasında yer alan ve Türkiye'nin PYD-YPG terör yapılarının derhal terketmesini istediği Münbiç merkezi ise 32 kilometrelik alanın dışında kalıyor. 

ESED REJİMİ ORADA 

Ayrıca bir kritik nokta var: o da 32 kilometrelik hat içinde alanın kalan Haseke ilinin Kamışlı ilçe merkezinde Beşşar Esed rejiminin mevcut olması. 

Ek olarak bu dev güvenli bölge alanında nasıl bir yapının kurulacağı da önemli. 

Burada bölgenin bir oldu bittiye getirilmesine, Arap ya da batılı ülkelerden oluşturulacak bir yapının PYD-YPG'yi koruma amaçlı bir yapının oluşturmasına Türkiye kesinlikle karşı. Rusya'nın da nasıl bir tavır alacağı da merak konusu. Ayrıca, ABD'nin nasıl bir çekilme planladığı da. 

Ankara, burada sivillerin güven içinde yaşayabileceği, göç eden bölge halkının geri dönüşünün sağlanacağı müttefik diye düşündüğü ülkelerle güvene ve işbirliğine dayanan bir yapı istiyor. 

Bir diğer öncelik ise sınır ötesinden topraklarımıza yönelecek her tür saldırı riskinin tamamen sıfıra indirilmesi. 

Türkiye'nin Suriye'de bulunması bir askeri heves, toprak genişletme veya uluslararası rekabet hırsı kaynaklı değil.  Tamamen bir ulusal güvenlik meselesidir. Çünkü tutmadığınız topraklardan size tehditler yöneliyor. 

Bu nedenle, daima iç siyasi kavgalarımızı bir kenara bırakıp bu milli konularda en azından bilgi ile hareket ederek, kendimize yönelen tehditleri milli bir gözle okuyarak olaylara bakmamız lazım.

En güzel günler sizler ve güzel ülkemizle olsun. 

Sağlıcakla kalın.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları