Dünyanın en önemli sorunlarından biri Rusya Ukrayna savaşının beraberinde getirdiği enerji meselesi. 

Bu nedenle, hem enerjide özellikle doğalgaz ve petrolde kaynak sıkıntıları yaşanırken, inanılmaz fiyat artışları da gündemde. Çarpıcı bir örnek vermek gerekirse; Türkiye'nin geçen yıl enerji alımına ödediği miktar 55 milyar $ civarındaydı. Ek ödemelerle bu 60 milyar $'ı bulmuştu. Bu yıl sonunda bu faturanın maliyetlerdeki ve alımdaki artışlar nedeniyle 100 milyar $'ı geçmesi bekleniyor. 

Yani Türkiye fazladan en az 40 milyar $ daha enerjiye cebinden para ödemek durumunda. Buna döviz kurlarındaki yükseliş ile eklediğinizde Türk Lirası üzerinden maliyetimizin nerelere vardığını siz hesaplayın. 

Tabii, bu maliyetler yüksek diye konuşurken unutulmaması gereken bir noktada ihtiyaç olan bu enerji kaynaklarının özellikle doğalgazın nereden temin edileceği. 

Savaştan dolayı Rusya'yla büyük gerginlik yaşayan başta Almanya olmak üzere batı ülkelerinin Rus gasına bağımlılığı nedeniyle yaşadığı sıkıntılar ortada. 

Almanya başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde ciddi tasarruf tedbirleri uygulanıyor. Dondurucu Avrupa'nın kış soğuğunda önümüzdeki aylarda ısıtıcıların maksimum 18 derecelere gelmesi düşünülüyor. Türkiye açısından Rusya ile olan ilişkiler ve krizin yönetilmesi anlamında önümüzdeki dönemde bir doğal gaz sıkıntısı görünmüyor. Rusya Avrupa'ya doğrudan doğalgaz ve petrol hatta taşkömürü üzerinden enerji avantajını bir silah olarak kullanırken, Türkiye'de böyle bir sorun yaşanmıyor. 

Ancak, Ankara'da şüphesiz herhangi bir sorun ya da kriz anında bağımlı olduğu doğalgaz anlamında ortada kalıp sıkıntı yaşamak istemiyor. Bu da akla eğer sıkıntı yaşarsak; elimizde ne kadar stok olduğu ve ne kadar bizi idare edebileceği gibi bir tedbiri akla getiriyor. 

Toplam gaz alımımızın yüzde 15'ini karşılayan İran'ın son olarak vanalarda arıza var diyerek gazı kesmesi ile yaşadığımız krizi unutmayalım. 

Bu çerçevede sizler için enerji Bakanlığı'nın ilgili birimlerine Türkiye'nin doğalgaz stoklarını ve bunun ülkemiz açısından ne derece bir kriz anında yeterli olabileceğini araştırdık.

İşte o çarpıcı detaylar;

- Türkiye'de 2 yer altı doğalgaz depolama tesisi bulunuyor
 
1-) Silivri Doğalgaz Yer Altı Depolama Tesisi

- Günlük geri üretim kapasitesi 28 milyon metreküpten 75 milyon metreküpe çıkıyor

- Kapasitesi de 3,2 milyar metreküpten 4,6 milyar metreküpe çıktı.

2-) Tuz Gölü Doğalgaz Yer Altı Depolama Tesisi:

- Günlük geri üretim kapasitesi 40 milyon metreküpten 80 milyon metreküpe çıkıyor.

- Kapasitesi 1,2 milyar metreküpten 5,4 milyar metreküpe çıkıyor.

- Tuz gölünde depoda genişleme çalışmasının iki yıla tamamlanması planlanıyor

Böylece; iki yılda toplam doğalgaz depolama kapasitesi 10 milyar metreküpe ulaşacak. 

Ancak, bugünkü mevcut şartlar ve kapasite gözönüne alındığında; şu anda Tuz Gölünde 1,2, Silivri'de 4,6 milyar metreküp gaz bulunuyor. İkisinin toplamı 5,8 milyar metreküp. 

Türkiye'nin ortalama gaz tüketimi 60 milyar metreküp olduğu düşünülürse bu gaz toplam ihtiyacın yaklaşık yüzde 10'unu karşılayabilir. 

Kışın tüketimin pik yaptığı zamanlarda boru gazı ve LNG talepler karşılamazsa depolar devreye girer ve ulusal sisteme gaz verir. 

Süreç içinde boşalan depolar ihtiyaca göre tekrar doldurulur. Yani iki yer altı doğalgaz deposu yıl içinde ihtiyaca göre bir kaç kez doldurulabilir.