Mesele ne?

2019.05.16 09:26 - Son Güncellenme: 2019.05.16 09:26
A

Doğrudan söze girelim. Mesele milli konularda güçlü ve beraber bir Türkiye.

Yoksa mesele daha güçlü bir AK Parti, bir CHP, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP ya da başka bir parti meselesi değil. 

Güçlü bir Türkiye öncelikli olması lazım. Güçlü olunca ayakları yere hem ekonomik hem de güvenlik anlamında yere sağlam basarsan zaten o zaman istediğin kadar kendi içinde kavga edebilirsin. Her siyasi yarışın da daha güçlü bir ülke olması için gerekiyor bu yüzden. Ama maalesef mevcut rekabet ülkede gerilimi daha da arttırıyor, çözümler yerine birbirimizi yıpratmaya ve hatta yok etmeye odaklanmış durumdayız. Siyaset yapanlar bunu aslında istemese de iklim herkesi buraya sürüklüyor. 

Ama giderek partizanlaşan ve siyasi olarak kamplaşan bu ortamda hepimizi asıl sorunları erteleyen sağır ve kör eden bir taassubun esiri oluyoruz. 

Siyaset dilinde artık bir klasik olan millet iradesine gelince. Bu en değerli kavramlar yani millet de iradesi de bu kadar yıpratılmamalı. Bu ifadeleri sürekli kullanıp milleti de yormamak gerekiyor. Çünkü milletin yorgun olduğunu görüyorum.

Daha yeni, genç pırıl pırıl bir iş adamı ile konuştum. Barkod işi yapıyormuş dedi ki; 'Piyasalar çok kötü bu seçim işleri ne zaman bitecek. Bitmeyen seçimlerden önümüzü piyasalarda göremiyoruz.' 

Haklı. O nedenle artık neredeyse ülkede siyasi düelloya dönen İstanbul seçimlerinin 23 Haziran'da son noktasının konması lazım.

Ekonomide kılcal damarlara dek hissedilen bu kırılganlığa dikkat edip bir an evvel seçim sürecinden kurtulup herkes önüne bakmak istiyor. 

Alman bir editörün attığı S-400 tweeti ile Türkiye'de döviz 25 kuruş düşebiliyorsa ekonomimizle ilgili kendimize çok ciddi çeki düzen vermemiz lazım.

Normalde Türkiye'nin sözüne bakmak lazım. Bir editör tweet atıyor oradan böyle bir tepki oluyor. Bunlar bizim için çok ciddi işaretler.

MİLLETİN İŞİ GÜCÜ VAR

Millet ifadesi çok değerli bir ifade. Ancak milleti yormamak gerekiyor. Sürekli millete gidelim de, milletin de işi var gücü var.

YSK'nın gerekçeli kararı Amerikayı yeniden keşfedecek bir karar içermez. Bu konuda birçok değerli hukukçumuz konuştu. YSK'nın gerekçeli kararının onların söylediklerinden çok farklı olacağı kanaatinde değilim.Çıkacak kararla hukukçularımızın da ben bunu görememiştim diyeceğini düşünmüyorum. 

Tabii ki millete gitmek demokrasinin şartı ancak partilerin kendi iç sorunlarını çözememesi, YSK'nın hataları sonucunda faturanın sık sık millete çıkması, sürekli seçim yapmak iyi bir şey değil. İnsanlar önünü göremiyor.

Korkunç bir kamplaşma var Türkiye'de Bu hırsla bu nefretle bir yere varamayız.

Milleti sinirlendiren ifadelerden biri de bu Seçim ifadesi. Türkiye'nin tecelli ettiği en önemli noktalardan biri ama insanlarda yorgunluk ifadesi anlamına da geldi. 'Yine mi seçim?' diyor millet.

İddia ediyorum; ki inşallah yanılırım, 23 Haziran'da seçimler yapılsın o kadar yıprandı ve yoruldu ki psikolojimiz hangi sonuç çıkarsa çıksın o gecenin ertesi günü itiraz süreci başlar.

Türkiye'nin sorunlarını ertelemeyelim. Etrafımız ateş çemberi. Şu seçim meselemizi halledelim ve bir an önce asıl meselemize dönelim. Vatan beklemez.

Sağlıcakla kalın.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları