Gündem notları: Bahçeli'nin iki önemli mesajı

2024.10.16 08:53 - Son Güncellenme: 2024.10.16 08:53
A

1 Ekim de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeni yaşama yılının açılışında görüntüler iki haftadır Türkiye'nin gündemini meşgul ediyor. Bazılarına göre MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, DEM Parti sıralarına yönelerek tokalaşması yeni bir barış sürecinin işareti idi. Hatta bu konuda öyle senaryolar yazıldı ki, görüşmelerin başladığı ve bu konuda ileride büyük gelişmenin olacağı haber veriliyordu. 

Katıldığım tv programlarında naçizane bunun mümkün olmadığını, hatta bu konuda MHP'de özel bir hazırlığın akıllardan bile geçmediğini ısrarla söyledim. 

Çünkü, MHP Lideri Bahçeli'nin çok yakındaki isimlerle konuştum. O gün açılışta, Bahçeli evet, DEM sıralarına yöneldi. Ancak asıl amacı başkaydı. DEM Parti'den üst düzey bir ismin annesinin vefatı nedeniyle başsağlığı dilemek istedi. Ve o amaçla sıralara doğru yöneldiği anda da diğer partililerle de tokalaştı. Mesele bu kadar. Ve gelin şimdi Bahçeli'nin dün MHP Meclis grubundaki açıklamalarına bakalım: Terörün bittiğini, örgütün tasfiye edileceğini ilan etsinler. Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse beklemesin.'

İşte durum aynen böyle. Türkiye daha önce de barış süreci denemelerinde bulunmuştu. Ancak keşke kendi içinde bu işi halledebilseydi. Türkiye'de terörün bitmesini istemeyen dış güçlerin de olduğu artık hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Yani PKK terör örgütü 'silah bırakıyorum' dese bile, kendisine 'aman lütfen bırakma sen bize lazımsın Türkiye'yi zayıflatmak için görevine devam et' denilecektir. Bu açıdan terörle mücadeleye tam gaz devam etmekten başka çare yok. Keşkeden DEM Parti de, terör örgütü PKK'ya bunları açıkça söylese ve Türkiye geleceğe güvenle hep birlikte kardeşçe yürümeyi başarabilse.

KURTULMUŞ'A AĞIR GÖNDERME

Normalde meclis toplantılarında grup oturumları uzun olur ve bazen de izleyenlere hatta sıkıcı hale gelir. Ancak Devlet Bahçeli'nin dün üç gündür Türkiye'de büyük tartışma konusu olan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un açıklamalarına göndermeleri de vardı. Bunu es geçemeyiz, Çünkü çok net mesajlar verdi. Kurtulmuş ne demişti? Hatırlayalım: 'Anayasadaki 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür' tabiri değiştirilmelidir. 
Çünkü devletin ülkesi, milleti olmaz'

Ve direkt isim vermese de Bahçeli'nin yanıtı aynen böyle geldi: Devletin ülkesi ve milleti olmaz diyenlere sesleniyorum; Devletin ülkesi vardır, o da Türk vatanıdır. Devletin milleti vardır, o da Türk milletidir. Anayasanın ilk 4 maddesini sulandırmak, gizli saklı emellerin tezahürüdür.   

Mevkii ne olursa olsun kimseye eyvallah etmeyiz. İlk 4 maddeyle meselesi olanların Türkiye ile meselesi vardır. Bizim de onlarla görülecek hesabımız olacak.

Artık bu anayasanın değiştirilemez ilk üç maddesinin bizim için çok değerli olduğunu ve bu konuda tartışmalarımızın anlamsızlıktan öte hiçbir şey ifade etmediğini görmemiz gerekiyor. Türkiye'nin ayarlarıyla oynamak ileride tamiri mümkün olmayan büyük hasarları da beraberinde getirecektir. Ülkemizi sevelim; o zaman herşey daha kolay ve güzel olur

ACELE KARAR VE BEKLENEN SON

Artık bu işlerin daha önce yaşanan tecrübeler çerçevesinde daha dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Yine benzer bir durum yaşandı. Bir adım atıldı arkasından tepkiler gelince ileri bir tarihe ertelendi. Limiti 100.000 TL ve üzeri olan kredi kartlarından savunma sanayine destek fonuna 750'şer lira alınması kararı açıklandıktan sonra kıyamet koptu. Sadece kredi kartlarına değil, kol saatinden noter işlemlerine kadar bazı başlıklarda da ek vergiler geliyordu. Ancak öyle bir tepki yükseldi ki, dün gelen açıklamayla düzenlemenin 2025 yılına ertelendiği bildirildi. Bu ülkeyi seven herkes bırakın parayı, canını dahil vermeye bu ülke için hazırdır. Ama 100.000 TL kredi kartı artık bir zenginlik göstergesi maalesef değil. En büyük kağıt paranın 200 TL olduğu ve hemen hemen fiyatların çok sık aralıklarla arttığı bu enflasyonist ortamda paranın neredeyse doğru dürüst değeri bile kalmadı. İnsanlar her alışverişini kredi kartı ile yapar hale geldi. Zaten 100.000 TL üzeri 62 milyon adet kredi kartı sayısına bakıldığında durumun bu şekilde olduğunu da görüyoruz. Keşke; herkese değil de kredi kartı harcamaları çok yüksek limitli olanlar veya lüks harcamaları ile dikkati çekenler hedef alınsaydı. Türkiye'nin savunma sanayi projelerinin ne kadar başarı hikayeleri ile dolu olduğunu ve gelinen noktada çok daha fazla adımlar atılması gerektiğini yakından takip edenler bilir. Bunlar ucuz projeler de değillerdir. Ve Türkiye'nin savunma sanayi projeleri ulusal güvenlik açısından da hayati önemdedir. Bu kadar etrafta sorunun, belanın yaşandığı bir coğrafyada Türkiye daima ayakları üzerinde durmak zorundadır. Ancak bunun psikolojik algısının gelir dağılımı eşitliği paralelinde iyi anlatılmasının önemi vardır. '750 TL de neymiş canım' demek olmaz. Kimi vatandaşlarımız için bu para çok önemlidir. Onların verecek bir canı vardır ama hayatını devam ettirecek bazen 750 Lirası bile olmayabilir. 

Neyse; şimdilik doğru karar. Ertelenmesi bile olumlu. Evet herkes savunma sanayine ve Türkiye'nin hayati projelerine destek vermelidir. Ama Türkiye'de bütün bunlar yapılırken lüks içinde yaşayıp devlete doğru dürüst vergi ödemeyen bazı büyük şirketlere de iyi bakılmalıdır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları