Fırat'ın doğusunun şifreleri

2018.12.19 11:11 - Son Güncellenme: 2018.12.19 11:11
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta Fırat'ın doğusuna

kısa süre içinde bir operasyon başlayacağı yönünde açıklamasının ardından gözler tekrar Suriye sınırına çevrildi.

Siz değerli okuyucularımızın da yakından izlediği gibi günlerdir basında televizyonlarda konu yakından takip ediliyor, haberler yapılıyor. İsterseniz şimdi gelin resmi yakından inceleyelim.

Aslında bu konu Ankara'nın sıcak gündeminde yerini hep korudu. Halen o bölgede en az 2-3 bin askeri bulunan ABD yönetimine, Fırat Nehri'nin batısında olduğu gibi doğusunda da bir an önce PKK terör örgütü ile organik bağı olan PYD-YPG varlığının orayı terketmesi yönünde girişim başlatması çağrısında bulunulmuştu.

ABD ise bu çağrılara kulak asmayıp yanıt olarak, 'PYD-YPG bize DAEŞ ile mücadelede lazım. Terörle ilgili olanları biz temizleyeceğiz' yanıtı vermeyi tercih etti. Aylardır süren bu karşılıklı anlaşmazlığın ardından Türkiye sınırlarının hemen yanıbaşında bu oluşuma izin veremeyeceğini belirterek, kendisinin müdahale edeceğini duyurdu.

Hazırlıklar sürdürüldü. Şimdi gelinen noktada Urfa sınır bölgesi ağırlıklı olmak üzere hat boyunca tahkimat ve taktik hazırlıklar iyice arttırıldı. Harekatın 2.Ordu Komutasında, 7. Kolordu sevk ve idaresinde Urfa'da Taktik Komuta yeri olacak şekilde yönetim sistemi tesis edildi.

Peki; nasıl bir süreç bizi bekliyor?

Öncelikle bu bir savaş değil. Türkiye'nin sınırlarını kendi koruma hakkı tanıyan Birleşmiş Milletler'in 51. Maddesi uyarınca gerçekleştireceği bir yüksek yoğunluklu dış güvenlik harekatı.

Komando tugayları, elit birlikler, iha ve siha'lar dahil uçar birlik harekatı destekli nokta kara operasyonlarını da içeren bir süreç gerçekleşecek. Bu harekat daha önce El Bab-Cerablus bölgesindeki Fırat Kalkanı ile Afrin'deki Zeytin Dalı Harekatlarından farklı bir dokuda olacak. Hatta Kuzey Irak'ta Kandil'e dek bir hattı kapsayabilir. Son olarak 180 km içeri girilen Karacak Dağı'na düzenlenen hava harekatı da bunun göstergesi. ABD ile zorlu bir süreç yönetiminde Türkiye'nin kararlı tutumu önümüzdeki tüm dönemde önemli rol oynacaktır

Bu çerçevede, Türkiye diplomatik ve askeri süreci başarı ile yönetmek için Ankara'da ve Diyarbakır'da yetkili isimlerin katıldığı bir dizi toplantı gerçekleştirdi.

Fırat'ın Doğusu'nda yaşanacakları; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları öncesinde söylediği "bir gece ansızın gelebiliriz" sözünün bir başka versiyonu olarak algılayabiliriz "

Fırat'ın doğusuna harekat birkaç güne başlayacak" sözü aslında ilk aşamada karşı tarafta her an Türkiye'nin atacağı bir adımın verdiği huzursuzluk oluşturdu. Yani  yukarıda sinyalini verdiğimiz gibi psikolojik üstünlükle başlatıldı.

Türkiye aslında ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in ve Amerikan Genelkurmay'ı ile temaslarını da bekledi. Jeffrey'in, Washington ve bölgeden aldığı sinyalleri bize nasıl ileteceği ve Türkiye'nin pozisyonunda nasıl bir duruş sergileyeceği çok önemliydi. Kendisine bir kez daha Türkiye'nin YPG/PYD hassasiyeti iletildi. Alınan yanıt tatmin edici bulunmadığı için sonrasında; Türkiye pozisyonunu bildirdi.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması içindeki "ABD askerleri kesinlikle hedefimiz değildir" sözü aynı zamanda Jeffrey ile görüşmelere, ABD ile görüşmelere bir atıftı. Bu "siz çekilin, biz halledelim. Bu harekat ABD askerlerine karşı değil ama ABD politikalarına karşıdır' mesajı olarak iletildi.

Türkiye'nin aslında canını sıkan bir başka bölge daha var. Burası Tel Rıfat. Türkiye'nin burayla ilgili de aslında daha önce bir planlaması olmuştu. Ancak Tel Rıfat'ta Rusların işin içinde fazla angaje olması, biraz da burada ağırdan almaları da Türkiye'nin bu harekatını engellemişti.

Haritaya baktığınızda burası Afrin ve El Bab arasında bir cep bölge gibi. Ciddi PYD-YPG varlığı barındırıyor. Bir süre sonra Tel Rıfat'ı da kapsayacak şekilde Fırat'ın batısında da bir süreç olursa şaşırmayın. Rusya'nın bu konuda Ankara tarafından burada PYD'den uzak durması da istenecektir.

Cumhurbaşkanı, birkaç güne başlayabilir sinyalini verdi ancak şu da bir gerçek ki zaten sınırın 3-5 kilometre içine kadar bir süredir topçu atışlarının yapıldığı bir ince tampon bölgenin oluşturulduğu, terör unsurlarının sınıra çok yaklaşmasına izin verilmediği ve ateşle bunların durdurulduğu çok net biliniyor

O yüzden Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları biraz aba altından sopa göstermek, biraz Türkiye'nin daha önce söylediklerini kısa süre sonra yaptığını hatırlatmak ve mümkün olduğunca o bölgede ABD'nin istediğimiz belli seviyeye gelmesini sağlamak. Ardından Irak sınırının içine bir 180 kmlik hava harekatı da bu algıyı perçinledi aslında.

Aynı zamanda; Fırat Nehri'nin batısındaki alanda Tel Rıfat bölgesinde de ya da Afrin El Bab ekseninde de çeşitli operasyonlar olabilir.

Dediğimiz gibi; Fırat'ın Doğusu'na yönelik bir operasyonu daha önceki Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarınden içerik, stratejik derinlik ve karşıdaki yapının çeşitliliği ile ABD, Fransa varlığının bu bölgedeki varlığı açısından farklı görmek gerekir.

Süreç farklı kanallardan yürütülüyor. Ayrıca bölgede Arap halkla da sosyolojik etki teması sağlanmaya çalışılıyor. Yani bu kez farklı olacak. Bu hafta sınır boyunca intikaller göreceğiz. Ama dediğimiz gibi her an yüksek yoğunluklu nokta vuruşlar olacaktır.

ABD'den olası sürpriz adımları da yakından izliyoruz..Buna Münbiç'te işbirliğinde enteresan adımlar dahil. ABD, Türkiye'yi bu bölgede kaybetmemesi gerektiğini çok iyi biliyor. Bizim de akılla devam etmemiz önemli. Gelen istihbari bilgilerin güvenlik filtrelerinden geçirilmesi de kritik önemde.

Ne olursa olsun en güzel günler sizlerin ve Türkiye'nin olsun..

Sağlıcakla kalın...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları