En kritik 8 gün!

2020.02.20 08:03 - Son Güncellenme: 2020.02.20 08:03
A

Önce aşağıdaki bu cümleyi okuyalım; Ancak sizden ricam, bu paragrafın bir savaş ihtimali açısından da ne anlama gelebileceğini değerlendirmeniz: 

"Türkiye (İdlib'de) tehdit teşkil eden tüm hedefleri vuracak. Askerimizi geri çekmeyeceğiz ve gözlem noktalarından geri çekilmeyeceğiz. Ay sonuna kadar mevcut pozisyonlarından çekilmesi gereken rejimdir." 

AKLIN YOLU BİR

Evet, cümleler böyle. Ne diyorsunuz? Herhalde görünen köy kılavuz istemez misali aklın yolu bir.

Yani artık işin şakası kalmadı. Daha da ötesi Suriye ile eğer işler bu şekilde ters devam ederse savaş için geriye sayım başladı. 

Çünkü; Bu okuduğunuz cümleler Türk Devletinin en son resmi görüşüdür. Ve tüm dünyaya açıklanan halidir. 

Nedeni ise; yukarıda tırnak içindeki bu cümleler, Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu tarafından tüm dünyaya hitaben Birleşmiş Milletler'de söylenip kayda geçirilmiştir. Buradan da mevcut durumun ciddiyeti daha da ortaya çıkıyor. 

Evet, evlatların hesabı misli ile soruluyor. Öte yandan, yine de Türkiye, Esad saldırılarında 14 şehit vermesine rağmen sonuna dek Suriye İdlib'te istikrar adına diplomasiden yana. Ancak tatsız tarafı ise, hem Rusya'nın hem de Suriye'nin tavrı nedeni ile umutlar azalıyor.

Bu umutları Rusya ve Suriye'den gelen olumsuz açıklamalar ve İdlib'te yeni saldırılar daha da  azaltırken, son darbe ise Moskova'da Türk ve Rus heyetleri arasında günlerce süren görüşmelerin olumsuz sonuçlanması ile geldi. 

'Acaba Esad Rejimi İdlib'te Soçi Mutabakatı sınırlarına geri döner mi, saldırılarını durdurur mu?,  Türkiye'nin kuşattığı 6 gözlem noktasından geri çekilir mi' üzerine bir mutabakat beklenirken hiçbir şey çıkmadı. 

Artık kritik 9 gün kaldı. Çünkü, Suriye Rejimine'ne bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından seslendirildiği şekli ile ay sonuna dek Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesi ve gözlem noktalarımızın etrafını boşaltması için net süre verildi. 

Şu ana dek karşı taraflardan adım olmadığı gibi tırmandırıcı kötü adımları da eksik olmuyor. Rusya'dan da aynı şekilde.  Türkiye de bu nedenlerle giderek daha tepkili hale geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da Ankara'nın duruşunda analizlerimizi teyit eden son açıklamalarına bakalım bu arada:

'Artık son ikazlarımızı yapıyoruz. Gerek ülkemizde gerek Rusya'da şu ana kadar maalesef arzu ettiğimiz neticeye ulaşamadık. Türkiye İdlib konusunda her türlü hazırlığını yapmıştır. Bir gece ansızın gelebiliriz. İdlib harekatı bir an meseledir. İdlib'i hem Türkiye hem bölge halkı açısından güvenli yer haline dönüştürmekte kararlıyız.'

Kısacası, gidişat parlak değil. Ama Rusya, Türkiye'nin muhtemel hamlesinin Moskova'ya da faturasının stratejik menfaatlere olumsuz etkileri açısından çok iyi bildiğinden son anda bize kalırsa olumlu adım atacaktır. 

PUTİN HAMLESİ 

Bu noktada, şu saate dek ağırdan alan Rus Lider Putin uzlaşma adına sürpriz çıkış yapacaktır bu günlerde.  Bir zirve gündeme gelebilir. 

Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'un uzlaşma en üst seviyede olabilir açıklamalarını da bu yönde okuyabiliriz.

Aksi takdirde.... Evet aksi takdirde tatsız gelişmeler artık yavaş yavaş yaklaşıyor. Son 8 gün içindeyiz. 

Ama içimizden bir ses de son anda bir adım geleceğini söylüyor.  Durum tatsız ve gergin. Ama; Bekleyelim görelim...

İyi olun, Türkiye iyi olsun...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları