Deniz Baykal yakın siyasi tarihin en önemli isimlerinden biridir. Kendisi Cumhuriyetle gelen CHP gibi önemli bir siyasi partinin genel başkanlığını ve devlet görevlerini yapmış, ülkemizin son dönemlerine damga vurmuş diğer bir çok siyasetçimiz gibi değerli bir isimdir. 

Halen CHP Antalya Milletvekili olan Deniz Baykal malumunuz Ekim 2017'de beyinde pıhtı atması sonucu ciddi bir rahatsızlık geçirmişti. Bir dizi kritik tıbbi müdahalenin ardından 50 gün yoğun bakımda kalmıştı. Baykal, buradan, ailesinin ricası ile Aralık 2017'de ileri fizik tedavi-rehabilitasyon için Sağlık Bakanlığı ambulans uçağı ile Münih'te bir kliniğe transfer edilmişti. 

Mart 2018'de ise geri dönerek önce Ankara'ya hastaneye, ardından da bir yıl sonra memleketi de olan Antalya'nın Kepez İlçesi Duacı Köyü'e geçmişti.  Buradaki evinde tedavisine devam ediliyordu. Meclis'te rahatsızlığı nedeni ile eksik kalan yemin törenini de bu süreçte duygusal bir oturumla tamamladığını hatırlatalım. 

Deniz Baykal, geçirdiği bu rahatsızlığın ardından 2 yıl sonra kameralar karşısındaydı geçenlerde. Eskiden TRT SPOR'dan tanıdığımız şimdi ise Halk TV'de yöneticilik yapan arkadaşımız Serhan Asker'e konuk oldu.  

Bu siyasi gergin ortamda hepimizin hırstan gözümüzü kin ve akıl tutulması bürüdüğü şu günlerde o kadar ders niteliğinde öyle güzel açıklamalar yaptı ki Deniz Bey, arada kaynadı. 

Baykal'ın, hırsa, günlük kavgalara kendimizi kaptırdığımız şu süreçte hepimize, o bir o kadar da siyasilere söylediği sözleri nacizane dikkatinize getirmek istedim. 

Bakın hepimize ışık tutacak olan o açıklamalarında, bunca yıl yaşadığı tecrübelerinin ardından dikkat etmemiz gerekenler ve hayatta en önemli şeylerin ne olduğu konusunda Sayın Baykal bize neler diyor; 

Şu ölümlü dünyada bir sonuç çıkarabilecek herkese hepimize gelsin...
 
İŞTE O SÖZLER

"Ankara'da 30 yıl yaşadım. Her gün sabah 06.30'da arkadaşlarımla buluşup yürüyüşe çıkardık. 7 kilometrelik bir parkurda, spor yapardık. Antalya'da her sabah saatlerce kulaç atarak yüzmek ve düzenli spor yapmak başlıca meşgalem oldu. Sigara, içki yok. Sağlık takıntısıyla yıllarımı geçirdim. Sonra çok ciddi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldım. Pıhtı attı ve kalp, beyin hepsi etkilendi. Şimdi bununla mücadele ediyorum. Bu kadar sağlık takıntısı bir adam olarak, şimdi yürümeyi, oturmayı, kalkmayı yeniden keşfeder gibi bir süreç içindeyim.

NE MEVKİ-MAKAM, NE ŞAN-ŞÖHRET ; HİÇBİRİNİN DEĞERİ YOK

Elbette herkes sağlıklı beslenmelidir. Hiçbir şey ebedi değildir. Her şey bir anda yok oluyor. 

Hayatın geçicilik duygusunu içimize yerleştirmemiz lazım. 

Ne zenginlik, ne mevki-makam, ne şan-şöhret... Hiçbirinin kalıcılığı, değeri yok.  

Yaşarken görüp geçtiklerin o kadar. Bu tecrübeleri yaşayınca insan, bu sorgulamayı yapıyor. 

Önemli olan iyi insan olmak ve çevresiyle iyi ilişkiler içerisinde olmak... 

Dünyada gerçek güzellik bu."

Üzerine daha ne söyleyebiliriz sevgili okuyucularımız. 

İyi olunuz, sağlıcakla kalınız...