Birinci ağızdan enerjide son durum 

2022.08.09 08:33 - Son Güncellenme: 2022.08.09 08:36
A

Dünyada artık ülkeler için savunma ve güvenlik denildiğinde silahtan başka şeyler de akla geliyor. Ama bir tanesi var ki çok kritik. Ve giderek de daha hassas hale geliyor. 

O da enerji bağımlılığı ve güvenliği ya da enerji arz sürekliliği ve maliyeti. 

Özellikle, Rusya Ukrayna savaşında Kremlin'in elindeki doğal gaz ve petrol rezervleri ile batıyı tehdit etmede ve hizaya getirmede nasıl bir politika izlediğini gördükten sonra. 

Almanya'nın ve batının, Rusya tarafından verilecek gazda kesinti olacağını duyduğunda kapıldığı paniği gördükten sonra. 

Evet bütün bunları gördükten sonra bu sürecin ciddiyetini daha rahat anlayabiliyoruz. 

Eğer enerjide bir bağımlılık, bir kırılganlık varsa isterse dünyanın en güçlü ordusuna sahip olun, fark etmiyor. 

Yani, bunların adı üzerinde enerjisini veren, çalışma gücünü temin eden kaynak sizde değilse bir süre sonra tükeniyorsunuz. 

Tabii ki bunu sadece savunma sanayi ve silahlar bazında da değerlendirmek mümkün değil. 

Fabrikaların çalışması, ağır sanayilerin işlemesi, ve elektrik dahil insanların günlük hayatının sıcak sudan, ısınmaya ve soğutmaya kadar sürdürülebilmesinde herşeyin içinden enerji temini geçiyor. 

Tabii ki, bu da, eğer enerjinin kaynağına sahip değilseniz mesela bir petrol veya doğal gaz kaynağınız yoksa kaynak arayış sıkıntısını yaratıyor.

Sonrasında beraberinde de ödemeniz gereken yüksek maliyetli büyük faturalar anlamına geliyor. 

İşte bugün bu nedenle Sayın Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile yaptığımız özel sohbeti size aktararak enerjideki son durumun ne olduğunu paylaşmaya çalışacağız.

Enerji Bakanı Dönmez, dünya genelinde artan petrol fiyatlarına ilişkin olarak bu yükselişte salgın sonrası artan talep ve Rusya-Ukrayna savaşının etkisi olduğunu söyledi.
 
KORKUNÇ TIRMANIŞ

Doğal gazda da benzer bir durum olduğunu belirten Dönmez şunları söyledi: 

"Doğal gazda da pandeminin ilk aylarında 1000 metreküp fiyatı uluslararası piyasalarda 100 dolarlara kadar inmişti. Orada da bir yüksek tırmanış yaşadık geçtiğimiz yıl. Bazı günler 2000 dolarları gördük. Bu yılbaşında bir gevşeme vardı. Fakat Ukrayna kriziyle birlikte tekrar orada da bir tırmanış söz konusu. Şu anda da 1400-1500 dolar bandında fiyatlar seyrediyor. Doğal olarak bizim gibi enerjide dışa bağımlı ülkeler açısından bu kontrol edemediğiniz mekanizmanın içerisinde bu maliyetleri üstleniyorsunuz. Ama vatandaşımıza onların katlanabileceği ölçüde yansıtmaya gayret ediyoruz." 
 
DEPOLAR DOLDU
 
Türkiye'nin geçen yıl biten doğal gaz kontratlarının süresini tekrar uzattığına işaret eden Dönmez çok tartışılan depolarla ilgili de şöyle konuştu:
 
"Pandemi öncesi yaklaşık yıllık 50 milyar metreküp civarında bir doğal gaz tüketirken, geçtiğimiz yıl bu rakam 60 milyar metreküpe çıktı. Bu sene de muhtemelen bu civarda seyredeceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla bu kadarlık bir miktarı bizim kontrata bağlamamız lazım. Bizim ana tedarikçilerimiz Rusya, Azerbaycan, İran. Bunlarla uzun dönemli kontratlarımız var. Bunun yanı sıra Cezayir başta olmak üzere Körfez ülkelerinden de sıvılaştırılmış doğal gaz alıyoruz. Yeni dönemde de bu biten kontratları yeniliyoruz. Türkiye'nin 2 yer altı doğal gaz depolama tesisi var. Tuz Gölü'nde bir depomuz var 1,2 milyar metreküplük, onun tamamını doldurduk. Silivri'de bir depomuz vardı 3,2 milyar metreküplük. Kapasitesini artırıyoruz ve 4,6 milyar metreküpe çıkarıyoruz. Oradaki depomuzun da dün itibariyle yüzde 82'si dolu. İnşallah Eylül ayı sonuna kadar tamamını doldurmuş olacağız. Yani 4,6 milyar metreküplük bir doğal gaz deposu da orada hazır olacak. Toplamda baktığımızda neredeyse 6 milyar metreküplük bir rakamdan bahsediyoruz. Bunun üzerine LNG tanklarımızın da dolu olduğunu hesaba katacak olursak, aşağı-yukarı bir 600-700 milyon metreküp de orada bir depolanmış gazımız olacak. Böyle baktığımızda, yani tedarikçiler sevkiyat planlarına, kontratlara uyduğu takdirde inşallah bir sorun olmayacak." 

DEVLET DESTEĞİ VAR MI? 

Küresel piyasalardaki artışı vatandaşa en az yansıtmak için yoğun bir çaba sarf edildiğine vurgu yapan Dönmez, "Biz geçen sene de benzer fiyat artışlarıyla karşılaştık, fakat bunu büyük oranda hazinemizden karşıladık. Yine sübvansiyon konut ve esnaf tarafında devam ediyor. Doğal gazda şu anda yüzde 75'ini sübvanse ediyoruz. Bu rakam ilk yarıyılda yüzde 80-85'lere kadar çıkmıştı. Şu anda yüzde 75'ler seviyesinde devam ediyor. Başka bir ifadeyle; aslında 2000 lira ödemeniz gereken bir faturanın 1500 lirasını devlet kaynağında karşılıyor, size 500 lirasını yansıtıyor. Benzer bir uygulama elektrik tarafında da var. Özellikle konutlarda ve birinci kademede. Orada da neredeyse yüzde 50'ye yakın bir destekleme oranı söz konusu." dedi.
 
KARADENİZ GAZI SENEYE
 
Türkiye'nin Karadeniz'de keşfettiği 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Dönmez şunları söyledi:
 
"Keşif, yapıldığı yılda dünya tarihinde derin denizlerdeki en büyük keşif olarak kayıtlara geçti.Bu işlerin montajının yapılması için hem deniz tarafında hem kara tarafında terminal inşaatı gibi hakikaten ciddi iş kalemleri var. Toplamda irili ufaklı tam 6000 iş kalemini şu anda o projede yönetiyoruz. Ve çalışan sayısı da hem karada hem denizde 6000'i geçti. Kıyıdaki boru serim işlemleri tamamlandı. Bayramda derin deniz tarafında bu boru serim işlemlerini yapacak olan gemi de geldi. O gemi de yaklaşık 40 kilometrelik boru inşaatını tamamladı. Bu yıl içerisinde bu boru serim işlemleri hem deniz tarafında hem kara tarafında tamamlanmış olacak. Terminal tarafında o çıkan gazı bizim rafine etmemiz lazım, bazı işlemlerden geçirmek, şartlandırmak gerekiyor onlar devam ediyor. Yine o gazın BOTAŞ'ın ulusal doğal gaz iletim sistemine bağlanması için BOTAŞ'ın yapması gereken çalışmalar var, onlar da bir taraftan devam ediyor. İnşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde bu Karadeniz'deki gazı ulusal sistemimize basmaya başlayacağız."

Karadeniz gazının sisteme bağlanmasıyla fiyatlarda bir düşüş olacak mı?" sorusuna ise Dönmez, "Emtia fiyatlarıyla birlikte birçok maliyette arttı, hatta döviz bazlı yani birçok ithal ürün de kullanıyoruz. Artmış olması rağmen ithal ettiğimiz gaz fiyatıyla mukayese ettiğimizde o fiyatlara göre daha ekonomik olduğunu söyleyebiliriz. Bu da hem bizim vatandaşlarımızın kendi aile bütçelerine yansıyacak demektir  hem de milli bütçemize yansıyacak. Başka bir ifadeyle hem vatandaşımız kazanacak hem de devletimiz kazanmış olacak" diye yanıt verdi.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları