Alarm zilleri Akdeniz için çalıyor

2019.05.24 08:52 - Son Güncellenme: 2019.05.24 08:53
A

Uzun süreden beri iç siyasi kavgalarımıza dalmışken, dışarıdaki gelişmelerin tedirgin ediciliğine dikkat çekmeye çalışıyorum. 

Siz değerli okuyucularımızın da bildiği gibi bu meseleler öyle derin ki, ertelediğinizde, hata yaptığınızda telafileri çok ağır. O zaman dışarıdan öyle bir çökerler ki, ne içeride kavga yapmaya, ne de ekonomik olarak ayakta durmaya haliniz kalır.

ABD, Rusya, Suriye, Irak ve İran ekseninde başlıkları hep konuşuyoruz. Buraların zaten şakası yok. Ortak akılla çözmemiz gereken sorunlar. 

Ama ara ara bahsettiğim bir başlık daha var. O da Doğu Akdeniz. 

Evet dediğimiz gibi bahsettik daha önce de. Ama ardarda öyle garip olaylar gelişti ki; artık burada resmen alarm zilleri çalmaya başladı. 

Basit anlatımla gidelim; mesele Doğu Akdeniz'de denizaltı enerji rezervlerinin araştırma sahalarının paylaşımı, kıta sahanlığı üzerinden gibi görünüyor değil mi? Arama gemileri, sondajlar ve deniz alanlarının dağılımının nasıl olacağı gibi konular yani. 

Evet doğrudur; Türkiye'nin ve KKTC'nin hakkı olan deniz sektörlerinde asla ve asla mağdur olmamak için taviz vermemesi lazım. Zaten bahsedilen gaz, hidro karbür rezervleri bulunsa da Avrupa'ya transferi için mutlaka Türkiye gibi dev coğrafyadan geçmek zorunda. Yandan, alttan dolaşan çözümlerin maliyeti nasıl arttırdığını ilkokula giden bir çocuğumuz bile görebilir.  Buraya kadar tamam. Tamam da.... işler o kadarla sınırlı ve basit değil. 

Mesele; artık dünya devlerinin enerji aramaya yardıma geliyoruz bahanesi ile Doğu Akdeniz gibi, Suriye, Irak, İran , Lübnan, Filistin,İsrail yayında, Kuzey Afrika-Ortadoğu ekseninde çok kritik bir fay hattına yerleşmeleri. Yani karada Suriye'de pozisyon tutarken deniz açıklarında da kalıcı amaçlı ayrı pozisyon almaları.

Bir başka deyişle, reel enerjinin paylaşımından daha çok, oluşan gerginliğin yarattığı enerjinin yönetilmesi sorunu. Daha geçenlerde Türkiye haricinde nefret ettikleri Filistin'i bile Doğu Akdeniz'de ortaklık toplantısına çağırmadılar mı?

Bakın şimdi size neden Doğu Akdeniz'de alarm zillerini neden iyice çaldığını iki örnekle anlatayım; 

İngiliz Kraliyet Donanması'na ait dikine kalkış ve iniş kabiliyetine sahip F-35B savaş uçakları Kıbrıs'a getirildi. Malum bu uçaklar bizim de Amerika'dan alacağımız şu meşhur tartışma konusu savaş uçakları. Uçaklar, İngiltere'ye ait Kıbrıs Rum Kesimi tarafındaki Akrotiri Hava Üssü'nde konuşlandırıldı. 

Şimdi sıkı durun; İngiltere, tam 121 adet F-35 uçağını bu üsse nakletme kararı aldı. Yani bu kadar ileri teknoloji ürünü olan kendi ülke hava sahasında etkili olacak bu uçakların neredeyse tamamını Doğu Akdeniz'in kalbine göndermeye. Çünkü ileride burada hesabı başka. 

Ve diğer bomba. Özellikle Doğu Akdeniz'de yaşanan enerji sahası geriliminde Türkiye'nin olası bir müdahalesine karşı Rum yönetimi Fransa, İsrail ile işbirliği anlaşması yaptı. Yetmedi; İngilizlere ait Akrotiri Hava Üssü'nde bulunan uçakların da bu misyona hizmet etmesi kararı alındı. 

Rum Kesimi geçenlerde; Mari bölgesindeki Florakis Deniz Üssünü Fransa'nın kullanımına açtı. Fransa'nın Türk Donanması'nın bölgedeki faaliyetlerine karşı Rum Yönetimi ile işbirliği içinde olacağı, TOTAL şirketinin bölgede faaliyet gösterecek gemilerini koruma yükümlülüğünün de imza altına alındığı bildirildi.

Anlaşmada yer alan dokuz maddeden birine gelince aynen şöyle deniyor; 'Fransız Deniz Kuvvetleri, Türkiye'nin Rum sözde parsellerinde faaliyet gösteren Fransız petrol şirketi Total'e yönelik olası müdahalelerini göğüsleyecek."

Nasıl? Daha fazla söze gerek var mı? Hesapların derinliğini görüyor musunuz? 

Türkiye iyi olsun ama aklımızda bu nedenle hep başımızda olsun...

Sağlıcakla kalın...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları