Yazarlar
Bizde her şey ölümüne!
2024.10.15 08:56 - Son Güncellenme: 2024.10.15 09:28Biz ülkece hangi konuyu ne kadar konuşacağımızı asla bilmiyoruz.
Hangi tonda, hangi üslupla konuşacağımızla da ilgili sıkıntılarımız var.
Mesela ortalık kıyamet yeri, kadınların kafaları surlardan aşağı atılıyor; el kadar bebekler tecavüzden ölüyor, hayvanlar poşetlerin içinde katlediliyor, insanlar aç, açlıktan, parasızlıktan bunalanlar patır patır intihar ediyor.
Biz daha önce de söylediğim gibi şiddet pornosunun o sarmalına takılıp izliyor; yeni bir skandala, vahşete kadar bunu konuşuyor ve akabinde hemen unutuyoruz.
Hatta öyle bir olay oluyor, hemen bir şeyin taraftarı oluyoruz. Bir olaya taraf olamadan bakma ihtimalimiz çok düşük!
Son olarak neyi diyeceğim biliyor musunuz? Köfteci Yusuf mevzusunu. Gidip yemişliğim çok. Herkesin hassasiyeti başka. Rapor var mı var, soru işaretleri var mı var, komplo var mı bilmiyorum.
Hiçbir konuda da net olarak aydınlatılmıyor bu Türk milleti. O kadar taraf oluyoruz ki çünkü temiz bilgiye sahip olmamız da mümkün değil.
Herkes bağırıyor, herkes çok dolu, herkes aşırı duygusal. Vahşetlere verdiğimiz tepkilerden bahsetmiyorum. Ülkece yaşadığımız olaylar 'normal' bir ülkede yıllarca unutulmazken bizde gündemde kalma süresi 1 hafta, maksimum.
Yahu her konuya da bu kadar dolu olamayız ama ya... Her alanda... İşyerlerinde, okullarda, ait olduğumuz, olmak zorunda kaldığımız her yerde bir taraf olma dürtüsü var bizim milletçe. Oncumuz, buncumuz, şuycumuz bitmiyor. Belki de bizde bu cemaat ve tarikatlar de bundan fazla...
Bakıyorum bir sürü dernek, acayip acayip isimler... Nereye gitsem oraya göçenlere ait dernekler...
Meslek örgütleri, kadın dernekleri... Herkes hemen ayrışıyor, hemen yeni bir gruplaşmaya giriliyor. Hemen tarafını seç, adını koy anlayışıyla bütünleşiyoruz. Ve diğer gruplara karşı da kolayca öfkelenebiliyoruz. Akdeniz toplumu olduğumuzdan mı diyeceğim, pek de ihtimal vermiyorum.
İşte bu bir şeyci olma dürtüsü bizi tarafsız, nesnel davranma biçiminden tamamen uzaklaştırıyor. Hatası da olsa, sağlığımızı, anamızı babamızı çocuğumuzu da etkilese ölümüne savunuyoruz. Biz de her şey ölümüne!
O yüzden şunu da düşünelim... Cem Garipoğlu olayında da yaşadığımız gibi yetkililerin verdiği raporlara inanmamakla ilgili bir sıkıntımız olabilir mi?
Yoksa olay Köfteci Yusufçulardanlaşma Derneği Başkanlığı değil kanımca...
İyi haftalar...
Yazarın diğer yazıları
- Cin mi, cinli mi, cin gibi mi? 08 Mart 2025 Cumartesi, 15:23
- Ceylan gibiyim... 05 Mart 2025 Çarşamba, 19:02
- Dikkat! Dinsel değil, cinsel içerik 25 Şubat 2025 Salı, 21:24
- Salgın mı var? 13 Şubat 2025 Perşembe, 14:46
- Bütün anneler deli 29 Ocak 2025 Çarşamba, 16:57
- Ölmek istiyorum! 22 Ocak 2025 Çarşamba, 15:26
- Patlıcan Salatalık... 15 Ocak 2025 Çarşamba, 12:16
- Ölünün arkasından konuşuyorum! 03 Ocak 2025 Cuma, 15:26
- Asgari değil, askerî ücret! Komandoyum komando 26 Aralık 2024 Perşembe, 13:34
- Hadi erkekler sizi bekliyorum! 24 Aralık 2024 Salı, 14:49
Yazarlar
- Siyaset yeniden hareketleniyor: AK Parti, CH... Hasan Boztürk
- Yumurta 190 TL! Elif Didem Danacıoğlu
- "Şampiyon takımı" izledik, çok keyif aldık! Çetin Sabırlı
- 'Sanchez Ahmet' TMOK'nin yeni başkanı ... Engin Aksöz
- Bursa'nın dağ ilçesinde imar çıkmazı! Hasan Yalçın
- Bir yaşam reçetesine ihtiyacımız var mı bugü... Binay Kazan
- Bir güne neler sığıyor bu ülkede... Metehan Demir
- Konut fiyatları ve konut sahipliği meselesi Levent Yılmaz
- En çok satan markalar elektriğe çok uzak Emre Özpeynirci
- Heybedeki turplara bir de bu açıdan bakalım Ramazan Başan
- Cin mi, cinli mi, cin gibi mi? Ece Sarı
- Cemal Nadir Evine Dönüyor sergisi Kamuran Vatansever
- Bayram Telaşı mı, Alışveriş Çılgınlığı mı? Yeşim Mutlu
- Bursa'nın turistik bölgesindeki o yol çözüm ... Fatma Öztürk
- Kişisel verilerin korunması kanunu kapsamınd... Av. Emircan Pirinççi
- Davut Aydın konuşur mu, konuşmaz mı? Pınar Yeniyiğit