Ece Sarı

Ece Sarı

Yandan yandan doğurdum...

2025.04.22 19:51 - Son Güncellenme: 2025.04.22 19:51
A

Anneliğin doğurmakla başlayan bir serüven olduğunu sananlara yazıyorum bu yazıyı. Şahsen birinci elden bildiriyorum... Doğurmak en kolay kısmı... Ha pardon "normal doğurmadığımdan" belki...

Baylar ve ataerkil kafalı bayanlar,

Sezaryen düşündüğünüzden çok daha zordur. 7 kat kesilir cildiniz, bağırsaklarınız bir kısım çıkarılır falan... Dikim dikim 'dikildikten' sonra ayağa kalkmanız, hatta tuvalete gitmeniz günler sürer. Karın kaslarınızı uzunca süre kullanamazsınız. Ellerinizi yıkamak adına yöneldiğiniz sabunluğa basmak için bile karın kasına ihtiyacınız olduğunu o vakit anlarsınız.

Ben şahsen keyfi sezaryen oldum. Tutuklanmayacaksam falan, vallahi billahi de öyle oldu. Vajinal doğum yapacak yüreğim yoktu, kan görünce bayılırım, bir de hipertansiyonum var. Gerilime, korkuya gelemem. Sonunda sezaryene alınacağımı bildiğim bir işlemi baştan KENDİM karar verdim.

Doğurmak bu işin en kolay kısmı...

Peki ya doğurduktan sonra...

Özel sektörde çalışan annelerin süt izinleri, çocuğu olan kadınların iş görüşmeleri, varsa bir işi kariyerleri, bakacak anneanne babaanne yoksa bakım ücretleri, kreş ücretleri, özel okul ücretleri, mama ücretleri, ülkenin suç oranları, ekonomik hezeyanlar, okul yetersizlikleri... Annelerin biçare beklentileri...

Kaç tane kadın tanıyorum biliyor musunuz? Kendim de dahil... Anne olduğu için vebalıymış gibi muamele görüp özel sektörden def edilen... Bakım ücretleriyle maaşları kafa kafaya gelip çalışmaya cüret edemeyen... Kaç tane kadın tanıyorum harikulade diplomalara sahip olup dört duvar arasında annelik yapmaya çalışan... Ve tam da şu an yaptığım gibi sadece anne olduğum için gece yarısında çalışan... Sıfır destekle ama...

Sıfır destek ne demek fikirleri bile yok...

Kadının kadına zulmedip yargıladığı bir sistemde üstelik...

Memelerinden emziremediği için akan sütlerinin, üstlerine mecburi giydikleri saten gömleğe akan toplantıdaki o BEYAZ YAKALI BEYAZ SÜTLÜ ANNELER...

Ve hatta kendimde dahil, işyeri tuvaletlerinde çocuklarından ayrıldığı için hüngür hüngür ağlayan anneler...

El kadar bebeklerini...

Çalışmasınlar o zaman diyenleriniz var sanki, duyuyor gibiyim...

Bir çocuğun geleceğini oluşturmak için tek maaş yeter mi?

Bir ev sahibi olmak, bir mülk sahibi olmak, çocuğuna iyi bir gelecek verebilmek için tek maaş yeter mi? Önce bunu deyin bakalım...

Yandan yandan doğurdum o kafaların tabiriyle, aslan gibi kimseye muhtaç kalmadan çocuk büyütüyorum. KENDİM, KENDİMCE, KENDİ DÜŞÜNCELERİMLE...

Haaa bir de...

Kadınların nasıl doğuracağına karar vermeden önce kadınların öldürülmediği bir yer lazım!

Çatır çutur gidiyoruz hepimiz. Günde kaç tane sayabilen var mı?

Ne doğanı, ne doğuranı yaşatabilen bir sistem olmadıkça doğuma takmak düpedüz deliliktir...

Ve biz kadınlar istediğimiz gibi doğuracak, istediğimiz kadar doğuracak, doğacak, yaşayacak ve doğuşa şahitlik edeceğiz... Kendimiz, bayaaaaa bayaaaa KENDİMİZ...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları