Daha önceki yazılarımda detaylı bir şekilde "Neden yurtdışı verilerini takip etmeliyiz?" ve "Neden Fed'i takip etmek zorundayız?" içerikli yazılar yazdım. Zira Türkiye ekonomisi tüm bu verilerden olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileniyor. Özellikle ABD Merkez Bankası Fed'in adımları bizim gibi gelişmekte olan ekonomiler için çok kritik.

Bu hafta hem Fed'in kararlarındaki ana değişkenlerden birisi olan ABD enflasyonunu hem de Fed'in faiz kararını takip edeceğiz.

ABD'nin TÜFE verisi bugün akşam üzeri açıklanacak. Son veri beklentilerin altında gelmişti. Beklenti Ekim ayında %8'lik bir artış iken gerçekleşme %7,7 olmuştu. Kasım ayına ilişkin enflasyon beklentilerinin medyanı ise %7,3 seviyesinde. Ancak bu oranın iyimser olduğunu ve enflasyonun beklentilerin üzerinde gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu hatırlatmış olayım.

ABD enflasyonuna ilişkin değerlendirmeler bu şekilde iken Fed'in faiz kararına dair beklentiler daha net şekillenmiş durumda. Hem son Fed toplantısının metni hem de sonrasında Fed Başkanı Powell'ın basın toplantısında yaptığı değerlendirmeler bu toplantıda 75 yerine 50 baz puanlık bir faiz artışına işaret ediyor. Bu beklentinin şekillenmesinde diğer bazı Fed üyelerinin bu minvaldeki konuşmaları da etken oldu.

Bu ayki 50 baz puanlık faiz artışı Fed'in faiz artış hızını yavaşlatmaya başlayacağı anlamına geliyor. Ancak Fed'in 2023 yılında ne yapacağına ilişkin bir diğer önemli başlık ise bilanço daraltma. Fed 2022 yılı boyunca yapacağı bilanço daraltmasına ilişkin detayları açıklamış ve uygulamaya koymuştu. Ancak henüz 2023 yılı programı belli değil. Muhtemelen bu Çarşamba akşamı faiz kararının ardından onu da görmüş olacağız.

ABD tarafındaki gelişmeler bu şekilde iken dün içeride cari açık rakamını ve işsizlik oranını gördük. Merkez Bankası verilerine göre cari denge Ekim ayında 359 milyon dolar açık verdi. Her ne kadar bu rakam 1,6 milyar dolarlık beklentinin çok altında olsa da yıllıklandırılmış cari açık 43,5 milyar dolar oldu ve 2018'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Türkiye'nin Ekim ayın ilişkin işsizlik verilerini de TÜİK açıkladı. TÜİK verilerine göre mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %10,2 oldu. Aynı ayda hem işgücüne katılım oranında hem de istihdam edilenlerin sayısında belirgin artış olmasına rağmen işsizliğin bir önceki aya göre 0,1 puan arttığını gördük. Diğer yandan genç işsizlik oranı da bir önceki aya göre 1,8 puanlık artışla %21,9 oldu.

Bir diğer önemli veriyi de bu sabah gördük. Türkiye'nin sanayi üretimi bir önceki aya göre %2,4 artarken yıllık bazdaki artış ise %2,5 oldu. Böylelikle bir önceki ay yaşanan daralmanın ardından önemli bir toparlanmayı görmüş olduk.

İçerideki veri trafiğinde bu hafta konut satışları ve konut fiyatlarına ilişkin verileri de yakından takip edilmesi gereken veriler olarak bekliyoruz.