Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

Küresel ekonomi resesyona mı gidiyor?

2022.06.21 10:19 - Son Güncellenme: 2022.06.21 10:19
A

Geçtiğimiz hafta ABD Merkez Bankası Fed'in toplantı haftasıydı. Bizim gibi gelişmekte olan ekonomilerdeki iktisatçılar döviz kurunun seyrini öngörebilmek açısından Fed'i yakından takip etmek zorundadır. Hatta bilseniz de bilmeseniz de Fed'in kararları siz okuyucuları da yakından ilgilendiriyor. Zira "Dolar'ın değeri ne olacak?" sorusunun cevabı Fed'in politika metninde ve Fed Başkanı Powell'ın konuşmalarında karşılık buluyor.

Fed bir süreden bu yana sıkılaşıyor. Yani daha sıkı para politikası uyguluyor. Pandeminin başlarında genişlemeci para politikası uygulamış ve faizleri indirip para basmaya başlamıştı. Bastığı bu parayı da parasal aktarım mekanizması içinde "varlık alım programı" kapsamında piyasaya enjekte etti. Kabaca 5 trilyon dolarlık bir enjeksiyondu bu. Böylelikle Fed'in bilançosu 8,9 trilyon dolara yükseldi.

Tabi bu kadar genişlemeci para politikasının bir de sonucu var: Enflasyon. Gerçekten de öyle oldu ve ABD enflasyonu son 41 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Dahası Rusya-Ukrayna Savaşı ile ortaya çıkan yeni tabloda da kısa sürede düşmeyeceği kesinleşti. Hâl böyle olunca da Fed sıkılaşmaya karar verdi.

Önce Mart ayında varlık alım programını sonlandırdı. Sonra 25 ve 50 baz puan olmak üzere iki kez faiz artışı yaptı. Daha sonra de bilanço daraltmayı yani basıp piyasaya sürdüğü paraları geri toplamayı ilan etti. Haziran ayında buna da başladı ve ilk kısım olan 47,5 milyar dolarlık daraltmayı yaptı. 50 baz puanlık faiz artışı yaptığı toplantıda ise yine 50 baz puanlık bir faiz artışının daha masada olduğuna ilişkin bir iletişim gerçekleştirdi.

Ancak takvimler Haziran ayını gösterdiğinde açıklanan Mayıs ayı enflasyonu işleri değiştirdi. Çünkü ABD enflasyonu %8,6 gibi rekor bir seviyede çıktı ve Fed'in bir önceki toplantıda belirttiği 50 baz puanlık faiz artışının yerini 75 baz puanlık faiz artışı beklentisi aldı. Öyle de oldu ve Fed, bir önceki toplantıda sözlü yönlendirme ile belirttiği 50 baz puanlık faiz artışı yerine bu kez 75 baz puanlık faiz artışı yaptı. Fed en son 1994 yılında bu kadar büyük bir faiz artışı yapmıştı.

Fed'in ABD enflasyonunu düşürmek için attığı bu adımların bir yan etki yapma ihtimali var. O da teknik olarak "resesyon" olarak ifade ettiğimiz ekonomik durgunluk. Tabi ABD ekonomisi durgunluğa girince dünyanın geri kalanının da bundan etkilenmeme ihtimali yok. Çünkü Fed'in aşırı sıkı para politikası Dolar Endeksi'ni yukarı itiyor. Endeks yukarı gittikçe diğer ülkelerin para birimleri de değer kaybediyor. Diğer ülkeler bununla başa çıkmak için daha sıkı para politikası uyguluyor. Sıkı para politikaları ise ekonominin yavaşlamasına hatta bazen durmasına neden oluyor. Özetle hem Fed'in sıkılaşması hem de Fed'in adımlarını göğüslemek için diğer ülke merkez bankalarının sıkılaşması ekonomilerdeki daralma riskini gün geçtikçe artırıyor.

Görünen o ki dünya ekonomisi için 2022 yılı bitmeden gündeme gelen resesyon tartışmalarını 2023 yılında fazla duyacağız. Ancak kesin olan bir şey var ki bu sıkıntılardan en çok gelişmekte olan ekonomiler etkilenecek.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları