Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

Avrupa'ya ihracat yapanların bilmesi gerekenler

2022.08.02 10:29 - Son Güncellenme: 2022.08.02 10:30
A

Hem küresel ekonomik koşulların giderek kötüye gittiği hem de içeride belirgin ekonomik zorlukların olduğu bir dönemden geçiyoruz. Dünya yüksek enflasyon, ekonomik daralma ve tarihin en ciddi enerji krizi ile karşı karşıya.

ABD ekonomisi 2022 yılının ilk iki çeyreğinde daraldı. İlk çeyrekte %1,1 büyümesi beklenen ekonomi %1,6 daralırken ikinci çeyrekte de büyüme beklentisi %0,4 iken %0,9'luk daralma yaşandı. Dahası tüm bunlar son 41 yılın en yüksek enflasyonunun yaşandığı dönemde gerçekleşiyor.

Öte yandan ABD Merkez Bankası Fed'in politika adımlarının sonuçları yılın geri kalanı için de pek umut verici bir senaryoya işaret etmiyor. Hali hazırda Fed bir yandan faiz artışlarına devam ediyor diğer yandan bilanço daraltıyor.

Fed'in adımları ile ABD Doları'nın bu kadar hızlı değer kazanması yani Dolar Endeksi'nin artması Euro Bölgesi'ni de zorlamaya başladı. Zaten pandemi dönemi ve hemen ardından başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkileri ile hırpalanan AB ekonomisi şimdi de enerji krizi ile karşı karşıya.

Savaş sebebi ile Rusya'ya yönelik yaptırımlardan sonuç alacağını zanneden AB ülkeleri, Rusya'nın doğalgaz misillemesi ile oldukça çaresiz duruma düşmüş durumdalar. Doğalgazın arzının azalması ve fiyatların rekor seviyelere yükselmesi üretim kısıntılarını da gündeme getirdi.

Tabi ki hem yüksek enflasyon hem de Euro/Dolar paritesinin düşmesi de Avrupa Merkez Bankası'nın faizi 50 baz puan gibi oldukça radikal bir seviyede artırmasına neden oldu.

Tüm bunlar AB ekonomisindeki resesyon beklentilerini de artırdı. Böylesi bir durumun bilinen ve beklenen sonuçları var. İlki daralan ekonomide talebin azalması. Bu durum bizim en önemli ihracat pazarımızda tehlike çanlarının çalması anlamına gelir. İhracatçılarımızın acilen bu pazarın alternatiflerini geliştirmesi gerekiyor.

İkinci beklenen sonuç ise enerji krizi neticesinde AB'nin üretimini azaltması. Bu durumda ise AB'nin ihracat pazarlarına odaklanmak gerekiyor. AB'nin ihracat pazarlarına gönderemediği ürünleri ve ülkeleri tespit edip buralardaki fırsatları takip etmek yerinde olacaktır.

Diğer yandan Euro/Dolar paritesinin gerilemesinin Türkiye'ye olumsuz etkileri var. Bunu daha önce yine bu köşede kaleme almış ve sizlerle paylaşmıştım. Ancak yeniden kısaca hatırlatayım. Bizim ihracatımız ağırlıklı olarak Euro cinsinden.

Hammadde alımlarını ise Dolar ile yapıyoruz. Dolayısıyla paritenin gerilemesi kârlılığı azaltıyor. Bunu dengeleyecek adımların da işletmeler tarafından planlanması gerekiyor.

İçeride yaşananlar ise kur tarafındaki baskıyı gün geçtikçe artırıyor. Bu bakımdan döviz riski olan işletmelerin mutlaka hedge mekanizmalarına başvurması gerekiyor. Kur tarafındaki riskleri minimize etmek elzem. Kurun öngörülemez seviyeleri görme olasılığı işletmelerin siparişlerini teslim edinceye kadar geçirecekleri sürelerdeki riskleri artırabilir.

Son olarak emtia fiyatlarını yakından takip etmek gerekiyor. Zira emtia fiyatları her türlü haber akışından etkileniyor. Devam eden savaş bazı emtiaların fiyatlarını artırırken resesyon riski de bazı emtiaların fiyatlarını baskılıyor. Özetle hangi emtiada hangi stok düzeyinde çalışılması meselesine eski alışkanlıklarla karar verilmemesi gerekiyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları