Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

ABD krizin faturasını kime kesiyor?

2022.07.12 11:35 - Son Güncellenme: 2022.07.12 11:35
A

Bir yanda Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkileri diğer yanda ABD ekonomisinin resesyona sürükleniyor olması küresel ekonomideki işleri giderek daha zor bir hale sokuyor. Hali hazırda oldukça yüksek seviyelerde seyreden ülkelerin enflasyon oranları ve bu yüksek enflasyonla mücadele için hızla sıkılaşan merkez bankaları tüm dünyada istihdam piyasalarını sıkıntıya sokacak bir süreci de beraberinde getiriyor.

Buna ilave olarak bir süreden bu yana Dolar Endeksi'ndeki artış dikkat çekiyor. Dolar Endeksi 2002 yılından bu yana en yüksek seviyelere gelmiş durumda. Şimdi bu endeksin neden bu kadar önemli olduğunu açıklamak için küçük detaylara bakalım.

Dolar Endeksi, ABD Doları'nın dünyada en çok işlem gören 6 farklı para biriminin karşısındaki değerini ölçmek için 1973 yılından bu yana hesaplanıyor. Bu 6 farklı para birimini seçerken kullanılan temel değişken ise ABD'nin en çok ticaret hacmi olan ülkelerin tercih edilmesi. Hal böyle olunca da endekste Euro, Japon Yeni, İngiliz Poundu, Kanada Doları, İsveç Kronu ve İsviçre Frangı kullanılıyor.

Endekste kullanılan para birimlerinin endeks içindeki ağırlıkları da ticaret hacimlerine orantılı olarak farklılık arz ediyor. Ağırlıklar Euro için %57.6, Japon Yeni için %13.6, İngiliz Poundu için %11.9, Kanada Doları için %9.1, İsveç Kronu için %4.2, İsviçre Frangı için %3.6 olarak belirlenmiş.

Avrupa Birliği kurulmadan önce Euro'nun yerine, Alman Markı, Fransız Frangı, İtalyan Lireti, Hollanda Guldeni ve Belçika Frangı'nın da farklı ağırlıklarla endeksin içinde olduğunu hatırlatmış olayım.

Şimdi gelelim krizin faturası meselesine. Bildiğiniz üzere ABD Doları küresel rezerv para birimi olma özelliğini taşıyor. Ülke merkez bankaları kasalarında Dolar tutuyor ve dünyadaki emtia ticaretinde fiyatlamalar dolar cinsinden yapılıyor. Buna altın ve petrol de dahil. Hal böyle olunca ABD Doları'nın diğer ülke para birimleri karşısındaki değeri oldukça önemli hale geliyor.

ABD ekonomi yönetimi doların diğer para birimleri karşısındaki değerini etkileyecek şekilde politikalar belirleyerek risklerin diğer ülke ekonomilerine taşınmasına neden oluyor. Elbette bu en masum ifade. Zira kimi uzmanlar ABD'nin bilerek ve isteyerek kendi yaşadığı krizin faturasını diğer ülkelere ödetmek için söz konusu adımları attığını iddia ediyor. Açıkçası bu benim de çok uzak olmadığım bir görüş.

Son geldiğimiz noktada ABD Merkez Bankası Fed, Dolar Endeksi'nin değerini hızla artıracak şekilde sıkılaşıyor. Son 3 toplantıda 25, 50 ve 75 baz puan olmak üzere toplam 150 baz puanlık faiz artışı yaptı. Bu faiz artışlarına başlamadan önce de varlık alımlarını bitirmişti. Yıl sonuna kadar ise toplam 522,5 milyar dolarlık bilanço daraltması yapacak. Özetle tarihin en hızlı ve sert parasal sıkılaşması ile karşı karşıyayız.

Böylesi sert bir hareketin başta gelişmekte olan ekonomiler olmak üzere dünyadaki diğer ekonomileri daha da kırılgan hale getireceği geçmişteki tecrübelerimizle sabit. Dünyanın en nitelikli ve iyi eğitimli ekonomistlerinin işin başında olduğu Fed'in ve ABD ekonomi yönetiminin bunları bilmemesi veya öngörememesi ise ihtimal dışı. O halde rahatlıkla şunu söyleyebiliriz: ABD ekonomisi hem pandeminin hem de Rusya-Ukrayna Savaşı'nın neden olduğu krizin ekonomik etkilerini bilerek ve isteyerek diğer ekonomilerin üzerine yıkıyor. Bundan da en çok Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler etkileniyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları