Levent Yılmaz

Levent Yılmaz

2022 Davos gündemi ve Çin'in gerçek dışı beyanları

2022.01.19 07:34 - Son Güncellenme: 2022.01.19 07:37
A

Bu hafta Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu toplantılarını takip ediyoruz. Bu yılki Davos toplantıları da Covid19 pandemisinin etkisi altında geçiyor. Oturumlar sanal ortamda düzenleniyor. Bu seneki ana tema "Dünyanın durumu."

Davos toplantıları her dönemde ilgi çeker. Aslında bu toplantılar ekonomideki pek çok aktörün bir araya geldiği toplantılardır. Biz her ne kadar toplantıları liderlerin konuşmaları üzerinden okusak da aslında buradaki diğer oturumlarda konuşulan konular takip eden dönemi anlamak açısından oldukça önemlidir.

Birkaç oturum başlığı ile örneklendireyim. Mesela "Dördüncü Sanayi Devriminde teknoloji işbirliği", "Küresel sosyal mutabakatı yenilemek", "Aşı eşitsizliği sınaması ile yüzleşmek", "Enerji geçişini yönlendirmek" ve "Küresel ticaret ve tedarik zincirlerine güveni yeniden inşa etmek" gibi oturumlar var.

Elbette en merakla beklenen konuşmacılardan birisi de ABD Hazine Bakanı Janet Yellen. Zira dünya ekonomisinin yakın geleceği için ABD ekonomisinin atacağı adımlar son derece belirleyici olacak. Özellikle ABD Merkez Bankası FED'in 2022 yılı boyunca atacağı adımların ne olacağı konusunu küredeki tüm ekonomik aktörlerin merak ettiği bir dönemden geçiyoruz. Aslında üç aşağı beş yukarı FED'in ne yapacağını biliyoruz. Ama tam zamanını ve dozunu bilmemek belirsizliği artırıyor.

İşte böyle bir ortamda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping Dünya Ekonomik Forumu'nda ülkelerin ekonomi politikalarında işbirliğini artırması gerektiğini ve büyük ekonomilerin para politikalarında frene basarak U-dönüşü yapmasının olası negatif etkilerini vurguladı. Zira geçen hafta içinde Çin Merkez Bankası (PBOC) ekonomik momentumun hala zayıf olması, konut sektörünün zorlanması ve salgının devam etmesi nedeniyle 2 yıl aranın ardından ilk kez faiz indirimine gitmişti.

Dünyanın bir başka gündemi de ticaret savaşları. Covid19 pandemisinin oluşturduğu tüm negatif gündeme rağmen ticaret savaşları hiç hız kesmedi. Hatta pandemi ile mücadelede küresel işbirliğine en çok ihtiyaç duyulan dönemde ilişkilerin daha gerildiğini gördük. Elbette dünyanın en büyük ihracatçısı Çin'in ABD'nin korumacı ekonomi politikalarından rahatsız olması normal. Ancak Çin'in de bir yandan "borçlandırma" diplomasisi izlediğini ve dünyanın bazı stratejik kaynaklara sahip bölgelerine nüfuz etmeye çalıştığını unutmayalım.

Jinping bu yılki konuşmasında "Duvarlar inşa etmek yerine bariyerleri indirmeliyiz. Ekonomiler olarak daha da açılmalıyız" dese de kendi büyümesini sürdürülebilir kılmak ve ihracat pazarlarını geliştirmek için dönem dönem "kur manipülasyonu" yapmakla da suçlanıyor. Öte yandan Çin'in projesi olan Kuşak ve Yol İnisiyatifi de kimi uzmanlarca "modern yayılmacılık" olarak adlandırılıyor.

Gelelim bu yılki Davos'ın bir diğer önemli konusuna. Bu yıl iklim değişikliği ile mücadele konusunda farkındalığın oldukça yüksek olduğu bir yıl. Bu sebeple ülke liderleri bu konuda sıkça beyanat veriyorlar. Karbon salımı konusunda dosyası oldukça kabarık olan Çin bile devlet başkanı düzeyinde bu meselede beyanat veriyor. Jinping Davos konuşmasında "iklim kriziyle mücadelede ülkelerin birlikte çalışması gerekiyor" diyor. Elbette bu önemli bir söylem ancak gerçekler biraz daha farklı. Sadece aşağıdaki grafikte gösterilen ve en çok karbon salımına neden olan kaynaklardan kömür ile ilgili Çin'in kullanım durumuna bakmak bile bu kanıya varmak için son derece yeterli görünüyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları