Prof. Dr. Murat Taş

Prof. Dr. Murat Taş

Bursa'mızda mimarlık sektörü

2025.08.07 08:41 - Son Güncellenme: 2025.08.07 08:41
A

Çoğunlukla özellikle sosyal medya hesaplarında kendisine 'mimari tasarımcı' yazan meslektaşımı anlamakta zorluk çekiyorum. Zira mimarlık içiyle, dışıyla, bütünüyle yapı yapma işidir ve binayı yapan kişiye mimar denir.

Mimarlık sektörünü oluşturan en önemli bileşen 'mimar' olmasına karşın diğer önemli bileşen de kullanıcı/talep eden/mal sahibi yada müteahhittir. Yani ikinci önemli bileşen de mimarlığı mimardan talep edendir. Mimarın bir yandan talep edilen binanın gereklerini yerine getirirken diğer yandan kendisine özgü yaratıcı ve ayırt edici çözümü de ortaya koyması beklenir. Ortaya çıkan ürün talep edenin beklentilerinin yönlendirmesi ile mimarın ortaya koyduğu yaratıcı çözümün bir yansımasıdır. Yani mimarlık kültürel yaşamın bir ifadesidir. Yani bir toplumun mimarlık ürünlerini incelediğimizde mimarın ortaya koyduğu çözüm kadar talep eden kişinin beklentilerinin yansımasını da görebiliriz. Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi Süleymaniye gibi bir eseri yapmak için bir Sinan, bir de Süleyman gerek.

Tıp, hukuk ve mimarlık insanlık var olduğundan beri var olan geçerli en eski mesleklerdir.

Mimarlık eğitimi veren okullarımızda ağırlıklı olarak mimari tasarım dersi verilir. Diğer birçok ders de mimari tasarım dersinin alt yapısını destekler. Bunun yanı sıra binanın uygulama süreçlerini ifade eden birçok ders de verilmesine rağmen tasarım dersi ağırlıklı bir mimarlık eğitimi meslektaş adaylarımızda doğal olarak mimarlığın sadece bina tasarlama işi olduğu hissi oluşturur. Oysa mimarlık mesleği geleneği gereği, mimar kullanıcının ihtiyaç duyduğu bir binayı baştan sona gerçekleştiren kişidir. Yani bir mimar, bina yapılmadan önce binanın tasarımından inşaasına kadar her türlü tasarımsal, sanatsal, bilimsel ve teknik ayrıntıyı en yenilikçi, en ekonomik, en çevreci, en kullanışlı, en sağlam, en estetik biçimde kurduğu bütünleşik ilişkiler çerçevesinde bütünsel olarak gerçekleştirir. Yani binayı tasarlamak, projelendirmek binayı inşa edebilmek için çok önemli bir alt süreçtir. Çok önemli bir alt süreç olmasına rağmen bugün sadece mimarlığı tasarım boyutuna indirgemek mesleğe son derece haksızlık olur. Zira tasarlanan projenin sonraki süreçlerine ilişkin bütünleşik ilişkiler sağlıklı biçimde kurgulanamazsa tasarım ne kadar nitelikli olursa olsun süreç başarılı olamayabilir. Yani projelerini tasarladığımız binanın uygulama dahil diğer süreçlerinin gelişimini de tasarlamak zorundayız. Öyleyse mimari tasarım sadece binanın mimarisini tasarlamak değil binanın doğa dostu olması, ekonomik, sağlamlık, estetik, yapılabilirlik, inşaat/yapım, kullanım, işletme, bakım/onarım/koruma hatta geri/ileri dönüşüm süreçlerinin tümünü tasarlamaktır.

Yaşamın hemen her alanında birçok yeniliğe sebebiyet veren endüstri devrimi sonrasında özellikle üretime dayalı süreçlerin organizasyonunda da birçok dönüşüm yaşandı. Bu dönüşümlerde yapı yapma geleneği yapı üretimine evrilerek mimarlık mesleği de insan/mekan odaklı bir meslekten para/kazanç odaklı bir mesleğe evrilmeye başladı.

Bugün mimarlar; proje düzenleme ve ruhsat hizmeti veren tasarımcılar, şantiye uygulama yönetimi hizmeti veren şantiyeciler ve denetim hizmeti veren denetimciler olmak üzere üç temel alanda hizmet üretir. Bunun dışında kamuda değişik hizmetlerde çalışan mimarlar da vardır. Mimarlık mesleği; binayı içiyle dışıyla bütünüyle yapan mimarlık hizmetinden binanın üretim aşamalarına yönelik alt süreçlerde hizmet üreten mimarlık mesleğine dönüştü. Kaldı ki bu alt süreçlerde malesef birincil karar üreten aktörden çok karar verme konusunda insiyatifin diğer aktörlere geçtiği bir meslek alanı haline de dönüştü. Burada iyi bir mimarın aslında para kazandıran bir mimar olabileceğini de unutmamak gerekir. Yapı yapmak kültürdür. Yapı yapma işini uzman ve nitelikli bir mimara bırakırsanız sizin adınıza birçok farklı uzmanla ve kurumla çok yönlü yönetsel ilişkiler kurarak yapılarınızı sağlam, kullanışlı, estetik, ekonomik ve kaliteli yapabilir.

Bina yapmak bilimsel ve teknik çok yönlü bir dizi çalışma gerektirir. Bu çalışmalar bu konuda eğitim almış uzmanlarca yürütülür.

Jeofizik, jeoloji, geoteknik gibi yer bilimciler binanın yapılacağı yerin özelliklerinin belirlenmesi için çalışma yürütür.

Mimar, şehir plancı, harita mühendisi arazinin yapılaşma koşullarının belirlenmesi için gerekli planlama kararlarını oluşturur. Planlama kararları kalkınma planlarından uygulama imar planlarına kadar farklı ölçeklerde ilgili kurumlarca onaylanarak yürürlüğe girer.

Mimar, inşaat mühendisi, makina mühendisi, elektrik mühendisi, peyzaj mimarı, iç mimar bina inşa etmek için gerekli tasarım çalışmalarını yürütür.

Tasarım çalışmaları planlarda belirlenen imar durumuna göre alınan bilgilerle gerçekleştirilir. Tamamlanan proje çalışmaları ile ilgili kurumlar tarafından inşaat yapılmak üzere ruhsat düzenlenir.

Yüklenici, müteahhit, alt yüklenici ve taşeronlar, yapı kalfası, ustabaşı, yapı ustaları ve işçiler binanın teknik olarak projelerine göre inşasını gerçekleştirir. Mimar, inşaat mühendisi, makina mühendisi, elektrik mühendisi inşası yapılan binadaki işleri koordine eder, inşaatı denetler ve işleri yürütür. Hazır beton, kalıp, inşaat demiri, çelik, ahşap, tuğla, gazbeton, seramik, boya, boru, kablo, armatür, cihazlar vb. yapı malzemeleri ve gereçleri bu ürünleri üreten pazarlayan kuruluşlardan temin edilir. Aynı zamanda dozer, greyder, kamyon, vinç vb. büyük ve küçük ölçekli inşaat ve iş makineleri de yine bunları üreten pazarlayan, kiralayan kuruluşlardan tedarik edilir. Tüm inşaat işleri bağımsız yapı denetim kuruluşları uzmanları tarafından denetlenir. İnşaat fiilen bitirildikten sonra kullanmak için ilgili kurumlardan kullanma izni istenir. Kullanma izni verilen yapının kullanımı uygundur. Kullanım izni alamayan yapıların kullanılması can güvenliği açısından uygun değildir.

Yapıların yasal yollarla alınan izinlerle, uzman tasarımcılar tarafından projelendirilerek, yeterliği kanıtlanmış yükleniciler tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. Kullanım izni alan yapıların kullanım amacı dışında kullanılması, onaylı projesi dışında izinsiz tadilatlar yapılması can ve mal güvenliği bakımından sakıncalıdır. Kullanılmakta olan yapılarda belli aralıklarda teknik bakım, onarım ve kontrollerin yapılması yapının ömrünü uzatır. Yapıların planlamadan, tasarıma, inşaatından denetimine ve kullanımına kadar her aşamada yapılacak hatalar olası bir deprem durumunda istenmeyen kötü sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Sadece ekonomiye indirgenen ve arkasında entellektüel bir gelişme olmayan inşaatçılık doğru bir üretim değildir.

İnşaatçılık, ekonomik bir üretim olmasının yanı sıra arkasında entellektüel kültüre dayalı bir gelişme olursa anlamlıdır.

Deprem korkusu ile ekonomik üretim odaklı inşaatı önceleyen kentsel dönüşüm projelerinde entellektüel kültüre dayalı gelişme anlayışını çıkarırsanız ileride çözülmesi daha zor hatta neredeyse imkânsız yeni büyük bir sorun oluşturmuş olursunuz. Kentsel dönüşüm projelerinde entellektüel kültüre dayalı gelişme anlayışı öncelikli olmalıdır. Kentsel dönüşüm projelerinde kültüre dayalı gelişme ancak mimarlıkla mümkündür.

'Eskiden atalarımız ne güzel ne sağlam yapmış' dediğimiz her eser mimarlık ürünüdür. Bugün her bina inşaatı maalesef mimarlık ürünü değildir. O yüzden sonuçlar ağır olmaktadır. Artık yeniden bina yapma işinin odağının MİMARLIK olması kaçınılmazdır...

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın, güvenle kalın, Allaha emanet olun.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları