Prof. Dr. Murat Taş

Prof. Dr. Murat Taş

Bursa için afet yönetimi zamanı

2025.08.11 07:50 - Son Güncellenme: 2025.08.11 07:50
A

Deprem, yangın, fırtına, sel, çığ, toprak kayması, tsunami, volkanik patlama, asit yağmuru, kuraklık, nükleer-endüstriyel-kimyasal sızıntı/patlama/yangın, baraj çökmesi, otoyol-tünel-viyadük-köprü çökmeleri ve kazaları, maden ocakları kazaları...

 

Afetler doğal afetler ve doğal olmayan insan kaynaklı afetler olmak üzere ikiye ayrılır. Afetler, günlük yaşamı büyük ölçüde olumsuz etkileyen, çok sayıda insanın, canlının, doğal ortamların, kentlerin, tüm yaşam alanlarının büyük ölçüde olumsuz etkilenmesine, olağan hayatın gidişatının kesintiye uğramasına sebebiyet veren olaylardır. Çığ, sel, fırtına, toprak kayması, depremler başlıca doğal afetler olarak kabul edilir. Buna ilave olarak insanların üretim ve tüketim alışkanlıklarının artması sonucu doğal yaşam alanlarımızı olumsuz etkileyen küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu afetler, yangınlar, patlamalar, savaş gibi durumlar insan kaynaklı afetler olarak bilinir.

 

Bursa'mızda yakın zamanlarda büyük yangınlar sonucu orman alanlarının yok olması, ani yağış sebebi ile oluşan su baskınları sebebi ile insan yerleşimlerinin zarar görmesi, çığ düşmesi, lodos kaynaklı fırtına hasarları, 1. derecede deprem bölgesinde bulunması nedeniyle depremler, endüstri tesislerinden kaynaklanabilecek afet riskleri her zaman gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.

 

Afet yönetimi; afet öncesi hazırlık/risk azaltma, afet anı kriz yönetimi ve afet sonrası iyileştirme olmak üzere üç temel alana ayrılan döngüsel bir süreçtir. Ülkemizde önceleri afet ile ilgili çalışmalar eski adı ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ile İç İşleri Bakanlığı'na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü olmak üzere iki kurum tarafından yürütülürdü. Özellikle 1999 depremleri sonrasında yeniden yapılanma sayesinde bugün tüm çalışmalar doğrudan Cumhurbaşkanlığı'na bağlı AFAD tarafından diğer ilgili tüm kamu kurumları, uzmanlar, paydaşların koordinasyonu ve desteği ile tek elden yürütülmektedir. Merkez teşkilat yapısından tüm illerimizdeki yerel teşkilatlanması ile bu konuda son yıllarda önemli ve başarılı adımlar atıldığını söyleyebiliriz. Bu konuda uzman akademisyenlerin de desteğini alan AFAD hem tüm illerimizde hem de ülkemiz genelinde özellikle olası afet risklerinin belirlenmesi ve bu risklerin azaltılması ile ilgili önemli çalışmalar gerçekleştirmektedir. Bursa'mızda hem AFAD bünyesinde yürütülen İRAP (İl Afet Risk Azaltma Programı) çalışmalarına hem de Bursa Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde oluşturulan Deprem Bilim Kurulu'nun da desteği ile yürütülen Afet Risk Azaltma Projesi çalışmalarına katkı koyan uzman bir akademisyen olarak söyleyebilirim ki bu konuda önemli ve yararlı çalışmalar yapılmaktadır. Tabi ki önemli olan bu çalışmaların hayata geçirilmesidir. Özellikle afet risklerinin belirlenmesi ve azaltılması çalışmaları her zaman gündemde olması gereken ve sürekli yapılması gereken çalışmalardır. Bu konuda hem tüm kamu kurumlarına hem ilgili sivil toplum ve meslek örgütlerine hem uzman meslek insanlarına hem de toplumda yaşayan herkese önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.

 

Afetin öncesinde olası riskleri belirlemek çok önemlidir. Örneğin olası deprem riskleri, olası yangın riskleri, olası çığ düşmesi, sel, fırtına, patlama risklerinin belirlenmesi gerekir. Risklerin belirlenmesi sonrasında bu risklerin gerçekleşmesi halinde hasar görebilecek insan, bina, yerleşim, baraj, orman, su kaynakları, toprak, hava gibi unsurların en az hasar alması için risklerin azaltılması ile ilgili tedbirler belirlenerek hayata geçirilmelidir. Bazen tehlikenin varlığını tümüyle gideremeyebiliriz ancak hasar görmeyi azaltmak elimizdedir. Biz buna dirençlilik diyoruz. Olası afet risklerine karşı daha dirençli bir toplum, kent ve yaşam alanı oluşturmak mümkündür.

 

1999 depremleri sonrasında Bursa Valiliği'mizin görevlendirmesi ile danışmanlığını yürüttüğüm Bursa Afet Zararlarını Azaltma Eğitim Merkezi Projesi için Japonya'da bulunduğum sürede gözlemlediğim en önemli konu; afetleri, ülkenin ve insanların her an ve sürekli olarak en öncelikli husus olarak görmesi ve tüm çalışmaların bu odak nokta etrafında yapılması olduğudur. Kentlerinin, doğal yaşam alanlarının, tüm insanların her zaman olası bir afet anında en az zarar alacak şekilde dirençli hale getirilmesi, afet anında krizi en iyi şekilde yönetebilecek kurgunun planlanması ve hayata geçirilmesi, afet sonrası iyileştirme çalışmalarının öngörülen nitelikte ve sürede başarılması konusunda çalışmalar yapılması Japonların temel öncelikli politikaları arasında yer almaktadır. Yapılan işbirlikleri sayesinde ülkemizde de Bursamızda da bu konuda önemli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak afet konusunun yaşamın her alanında daima daha öncelikli hale gelmesi ve çalışmaların hızlanması konusunda daha hassasiyetle davranılması gerektiği de kaçınılmazdır.

 

Afet anı müdahale ve kriz yönetimi ile afet sonrası iyileştirme çalışmaları konusunda ülkemizde önemli mesafeler alınmasına rağmen çalışmaların daha da organize ve sistematik bir şekilde yürütülmesi gerektiği de önemli bir gerçektir. Bunun için afet öncesinde oluşturulan afet senaryoları dahilinde ön hazırlık çalışmaları hayata geçirilmelidir. Bunun için çalışmaları yürütmek üzere önceden belirlenen görevliler, toplumun tüm bireyleri eğitilerek bilgileri, tecrübeleri, becerileri, müdahale ve iş yapabilme kapasiteleri sürekli güncellenmelidir. Afet yokken hazırlık yapmak üzere masraf yapmak sanki gereksizmiş gibi algılanmasına karşın afet sırasında müdahale etmek ve afet sonrasında kayıpları telafi etmek, iyileştirmek daha masraflı olmakta ve hatta bazen telafi etmek hiç mümkün olamamaktadır. Bu yüzden afetler öncesinde gerekli bilimsel ve teknik tedbirleri almaktan kaçınmamak önemlidir. Bu konuda tabi ki uzmanlar tarafından en ekonomik ve optimum çözümler üretilmesi de gerekir.

 

Afetler konusunda, afet öncesi, afet anı ve afet sonrası için bilimsel ve teknik çalışmalar doğrultusunda, dünya standartlarında, her türlü gerekli en iyi tedbiri alan çalışmaları hassasiyetle yaptıktan sonra gönül rahatlığıyla ile 'rabbim ülkemizi, insanlarımızı her türlü görünür görünmez afetlerden korusun' diye dua edebiliriz.

 

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın, güvenle kalın, Allaha emanet olun.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları