Takdir edersiniz ki değerli okur,

Gündem  son derece sıcak,  kalabalık, karışık ve de bulanık yığınla haber başlığı ile dolu iken yazacak çok konu, birçok mevzu var.

İlaveten;

Hafta sonu Bursa'da da siyaseten ekstra bir hareketlik vardı.

AK Parti'de kongre süreci başladı mesela.

Osmangazi ile start verildi AK kongrelere ve mevcut Başkan Adnan Kurtuluş tek aday olduğu seçimde yeniden ilçe başkanı oldu.

Hazır AK Parti'nin 8. Olağan Osmangazi Kongresi'nden söz etmişken Adnan Kurtuluş ile devam kararının yerinde ve doğru bir tercih olduğunu da belirtmiş olayım.

Parti'nin tabanından yetişen, liyakat sahibi, genç, dinamik ve de en önemlisi çok titiz çalışan birkaç siyasiden biri olan Adnan Başkan'ın bu dönem Bursa siyasetinde çokça konuşulup, kente hizmet noktasında da ciddi faydalar sağlayacağı fikrindeyim.

Daha da nete geleyim;

Bilen bilir;

Haşa! Bendeniz siyaset mühendisliği derdiyle yazıp çizenlerden değilim.

 Ve fakat Adnan Kurtuluş'u da her daim vatandaşın yanında halkın içinde, sorunları gerçekten dinleyen ve akılcı çözümlerle bu problemleri çözüp gönül bağı kurabilen bir kimlik olarak bilirim.

Velhasıl her şey bir kenara kendisinin bu özelliklerinden ötürü Bursa'ya katkı sağlayacak çalışmalar üreteceğini de bilirim.

Bu arada bir dipnot olarak Adnan Kurtuluş'un yeniden seçildiği  kongrenin birlik beraberlik mesajlarının verildiği yoğun katılımlı bir atmosferde gerçekleştiğini de ileteyim. 

Bu boyutuyla bakıldığında Osmangazi Kongresi'nin diğer ilçelere  rol model teşkil ettiği kanaatindeyim.

AK Parti Osmangazi'ye yeniden ilçe başkanı seçilen Adnan Kurtuluş ve tabiri caiz ise ince eleyip sık dokuyarak oluşturduğu yönetim kurulu üyelerine başarılar dileyip bir başka gündem maddesine geçelim.

Bursa'nın siyaseten mühim konukları da vardı geçtiğimiz hafta sonu...

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ve uzun süredir siyasete dönme sinyalleri veren eski başbakanlardan Merkez Sağ Partisi Kurucusu Tansu Çiller de geldi şehrimizi ziyarete...

Anlayacağınız en azından bu hafta sonu biraz olsun dinlenebilme hayalleri kuran bizim medya ahalisi olağanüstü yoğun bir gündeme endekslenirverdi birden...

O vakit bilirsiniz;

Bendeniz de vaziyet böyleyken böyle modunda olunca yazarım, yorumlarım, yeri gelir ilenir, yeri de gelir bir bakarsınız bileniveririm...

Ve fakat bu saydıklarımın hiçbirini zinhar laf olsun diye yapmam...

Vardır mutlaka sizlerin haberdar olmasını gerektiren bu köşeye konu olabilecek bir mevzu.

Ammavelakin gündemin yoğunluğundan ötürü bu yazının ana konusunu BBP Genel Başkanı'nın Bursa temasları olarak belirlerken  bir hayli zorlandığımı da özellikle belirterek geçiyorum Genel Başkan Destici'nin basın toplantısına...

Evvela;

Kendisi İlahiyatçı aynı zamanda bir felsefeci, eğitimci ve de siyasetçi olan Genel Başkan Destici'nin toplantı boyunca sorulan sulallere gayet naif bir tavırla, etraflıca ve açık yüreklilikle yanıtlar verdiğini belirtmem gerekiyor.

Hatta ve hatta;

Onu mesleki boyutuyla tanımayan veyahut açıklamalarının kodlarını doğru okuyamayıp sorularını eleştriyel yaklaşımlarla yöneltmeyi tercih eden meslektaşlarıma dahi üstün bir anlayış ve hoşgörü ile cevap verdi Genel Başan Destici.

Üstüne üstlük bir de Bursa basınını çok güçlü, kalemi okunmaya ve de yayınları takibe değer isimlerden oluşan bir yapıda olduğunu da ifade edip bizleri tebrik bile etti...

Aynen şöyle söyledi Genel Başkan Destici;

''Bursa basınının maşallahı var. Kaliteli haberciliğin yapıldığı şehirlerden birinin Bursa olduğunu biliyor ve bizim partimizle ilgili yapılan haberleri ve  Bursalı köşe yazarlarının yazılarını takip ediyorum'' 

Kuşkusuz ki Genel Başkan Mustafa Destici'de bu intibanın oluşmasında en büyük pay Ekrem Alfatlı'ya ait...

Alfatlı Parti'nin genel başkan yardımcılarından. Bursa basınını çok dikkatlice takip eder, herbirimize eşit davranır ve partisi ile alakalı tüm gelişmelerden haberdar eder bizleri...

Haberdar ettikleri haber olduğu vakit de tüm yazılıp çizilenleri genel merkeze iletir.

Böylesine hassas çalışan bir siyasi olduğu için diğer meslektaşlarım gibi bir  takdir ve teşekkür de Ekrem Alfatlı'ya gelsin bizden.

Peki Genel Başkan Destici'ye hangi sualler soruldu ve de o sorulara verdiği yanıtlarda neler dedi?

*'İdam istiyoruz' dedi...

*Asgari ücretin 25 bin TL'nin altında olmaması gerektiğini söyledi.

*'Anayasa değişikliği olmazsa 2027'den önce Türkiye'de seçim olmaz' diye de konuştu.

*'Erken seçim konusunda CHP Lideri Özgür Özel blöf yapıyor' ifadesini de kullandı..

Ve işte Mustafa Destici'nin bu cümlelerine dair satırbaşlarından en çarpıcı olanlarının detayları;

BBP Genel Başkanına ilk soruları 'Türkiye'de her geçen gün artan kadın cinayetleri, çocuk istismarları, terör ve de şidddetin en son sirayet ettiği  bebeklerimizin çok acı bir şekilde  sapıkların tecavüzüne uğrayarak katledilmesi vatandaşlarımızı artık ziyadesiyle endişelendiriyor. Bu acıların önüne geçilebilmesi için sizin her fırsatta  dile getirdiğiniz 'İdam Cezası' isteğiniz ittifak ortaklarınızca nasıl değerlendiriliyor? Türkiye'de AB kriterleri nedeniyle idam cezası yok. Bu gerçek de göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'de idam cezasının kabul edilmesi ne derece mümkün olur? sualleri ile sormuştum basın buluşmasında.

Yanıtında;  

"Ülkemizde hemen her gün bir cinayet haberiyle karşılaşıyoruz. Caydırıcı olmayan cezalar nedeniyle bu tür suçların önüne geçilemiyor. Bu sebeple idam cezasının geri getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle bombalı saldırı yapanlar ve kadınlara tecavüz edip öldürenler için idam cezasının geri gelmesi lazım. Ayrıca zaten bizi  Avrupa Birliği'ne almıyorlar. O yüzden Türkiye bu düzenlemeyi yapar'' diyerek 'İdam' cezasının uygulanabilirliğine olan inancını aktardı Genel Başkan Destici...  

Eleştiri oklarını yönelttiği dikkat çekici şu cümleleri ise 'Erken seçim olur mu olmaz mı? sorusuna verdiği cevaptaydı;

 "Sayın Özer 2025'ten sonra gelecek erken seçim çağrılarına evet demeyeceklerini belirtirken blöf yapıyor. Siz hiç, iktidarın erken seçim isteyip de muhalefetin hayır dediğini gördünüz mü? Dünyada bunun örneği  yok.''

Açıkçası şahsen ben;

*Görmedim, duymadım, bilmiyorum da...

Amma velakin;

Pek sanmamakla birlikte

2025'in hemen akabinde de iktidarın erken seçim isteyip istemeyeceğini de şu dakika itibariyle

'Bilemiyorum' Ya siz?

Yeni yazıya değin kalın sağlıcakla...