"Yeşil Vatan" hedefimiz olmalı! Uzmanından yangınlara karşı özel öneri

2025.07.28 14:08 - Son Güncellenme: 2025.07.28 14:08
A

Böylesi görülmedi.

Ne geçmişte ne de yakın zamanda böylesine tanıklık edildi.

Ege ve Akdeniz bölgelerinde çıkan orman yangınlarını televizyonlardan izlerken bir şekilde uzaktan anlamaya çalıştık.

Bursa'da hep anlatılan Kapalı Çarşı yangını vardı.

Çok büyük izler bıraktığı belliydi.

Örnekler verilirken bu yangından söz edilirdi.

Orman yangınlarına ilişkin de Bursa'ya yönelik zaman zaman ortaya çıkan ama kısa sürede kontrol altına alınan yangınları görmüştük.

Yakın zamanda Uludağ Üniversitesi KYK yurdu civarında çıkan yangına ilişkin büyük korku yaşamıştık.

Yerleşim yerlerini tehdit etmesini ilk kez bu kadar yakından hissetmiştik.

Bu yangın tehlikenin ne derece büyük olduğunu Bursalılara yakından hissettirdi.

Ve televizyonda izlendiği gibi olmadığını ateşin yaklaşmasıyla çok ciddi şekilde gösterdi.

Gürsu, Kestel ve Dağ yöresinde çıkan yangınların bu denli büyük olması tepeden tırnağa her şeyi sorgulamak gerektiğini gösterdi.

Tüm yönleriyle araştırılması gerektiğini ve Yeşil Vatan mottosuyla toplumun tüm kesimlerinin ve tüm kurumların benimseyeceği-içselleştireceği bir mücadele eylem planına ihtiyaç duyulduğunu ortaya çıkardı.

Bu manada orman yangınlarının çıkış nedenlerine ilişkin yapılan araştırmalarda genel itibariyle dört maddeden söz edilmekte.

1-Yıldırım

2- Kasıt

3- İhmal ve dikkatsizlik

4- Nedeni bilinmeyen

Öyle ki, önce çıkış nedenlerini ortadan kaldırmak akabinde de engellenemeyen yangınların söndürülmesi ile ilgili yapılacakları konuşmak gerekmekte.

Bu manada Eskişehir ve Bursa yangınlarının kontrol altına alındığı haberlerini beklerken çokça makale ve teze bakma şansımız oldu.

Burada ilgimizi çeken bir doktora tezinde dikkat çekici bir proje göze çarpmakta.

Tezin yazarı Doktor Fatih Yılmaz.

Kendisi Orman Mühendisi olmasının yanında aynı zamanda Orman Bakanlığı personeli.

Tez danışmanı da bitkilerle ilgili çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Fatih Satıl.

Tezden bazı alıntılarla konuya giriş yapalım ve söz konusu projeyi sizlere aktaralım...

"Ülkemizde çıkan orman yangınlarının %90'dan fazlasının çıkış nedenini insanlar oluşturmaktadır. Özellikle sanayinin gelişme gösterdiği ormanlık alanlarda ve yakınlarında, yoğun olan insan faaliyetleri neticesinde (dikkatsizlik, ihmal, kasıt v.b.) meydana gelen orman yangınları, olumsuz hava koşullarının etkisi ve uygun yapıdaki ormanlık alanların varlığı ile çok geniş alanları etkileyebilmektedirler. Bunun yanında, Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgelerde ağırlıklı olarak yayılış gösteren kızılçam, son derece önemli bir yanıcı madde tipi olup, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde en geniş yayılışa sahip çam türüdür" denilmekte.

Dr. Yılmaz, Orman Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen projesini Balıkesir'de bazı ilçelerde uygulanmasına yönelik çalışmış.

Projenin adı YARDOP.

Projeyle orman yangınlarının tutuşma olasılığı ve yayılma potansiyeli düşürülerek, ormanların yangın oluşumuna karşı daha dirençli hale gelmesi hedeflenmekte.

Burada yangın durdurma zonu gösterilmekte.

Projede orman içerisinde genişliği 100 metreyi bulan şeritler açılması gerekmekte.

Bu şeritler de şekilde görüldüğü üzere kademeli yapılmakta.

Aslında ormanlık alanlara bakıldığında çoğu zaman bu tarz şeritler görülmekte ama yeterince olmadığı düşünülmekte.

Zira Orman Bakanlığı 2008 yılında bu projeyi açıkladığında çeşitli yönleriyle oldukça zor bir iş olarak görülmüş.

Dr. Yılmaz'ın tezinden bu kısmı aynen aktaralım:

Bu bilimsel yönün Orman Bakanlığı yetkilileri tarafından ciddiyetle dikkate alındığını düşünüyoruz.

Ancak toplum olarak genel itibariyle yangın sonrasını yani yangın söndürme faaliyetlerini daha çok önemsiyoruz.

Ve yangın söndürme uçakları ve helikopterlerinin varlığına daha çok odaklanıyoruz.

Oysa yangının çıkış nedenlerine ve büyüme nedenlerine öncelikle odaklanmak daha doğru olsa gerek.

Akabinde de elbette yangın söndürme gücümüzü sorgulamalıyız.

Eskişehir ve Bursa yangınlarındaki tablo ne yazık ki, bu risklere karşı hazırlı olmamız gerektiğini bir kez daha göstermiş oldu bize.

Öyle ki; sabotaj ihtimallerini göz ardı etmememiz gerektiğini, YARDOP projeleri gibi bilimsel çalışmaları önemsememiz gerektiğini, orman köylüleriyle iş birliği yapılması gerektiğini; dahası bu işin terörle mücadele gibi Mavi Vatan gibi Yeşil Vatan mantığıyla çok büyük bir yaklaşımla ele alınmasını gerektiğini görmekteyiz.

Son olarak da yangınla mücadele eden Ormancılarımıza, yangın söndürme ekiplerimize, büyük dayanışma gösteren halkımıza ve emeği geçen tüm kurumlarımızın personeline şükranlarımızı sunmalıyız.

Dediğimiz gibi ormanlarımız ile ilgili bakış açımızı radikal bir şekilde değiştirmeliyiz ve kurumlarımızla vatandaşlarımızı da bu bakış açısıyla donatmalıyız.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları