Kaygıları gözardı etmiyoruz.

Bu konuda zamana ihtiyaç olduğu konusundaki söylemlere itiraz etmiyoruz.

Doğru.

Haksız değiller. 

Buna rağmen kaygı duyanların da bu süreç içerisinde ikna olabileceklerini düşünüyoruz.

Zaten kaygı duyanlar açısından en önemli açıklama Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın temkinli söylemlerine tercüman olmakta. 

Pratikte sürecin takip edileceğini söylüyor Fidan.

Ancak daha bütünsel yaklaşıldığında birkaç açıklamaya daha kulak kabartmak önemli olacaktır.

Zira konuya salt terör örgütünün  silah bırakması özelinden yaklaşmamak lazım.

Hep söylenir ya "fotoğrafın büyüğü" diye...

Klişe bir laf olacak ama bu konu sadece terör örgütünün lağvedilmesi ile değerlendirilemez.

İki açıklamaya dikkat çekmek istiyoruz.

İlki AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik tarafından yapılan açıklama... 

Aynen aktaralım:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın terörsüz Türkiye için ortaya koyduğu yüksek siyasi iradesi ve sürecin koordinatlarını devlet politikası olarak çizen kapsayıcı ve net yaklaşımı ile Sayın Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısı, gelişmelere dönük duruşu ve yönlendirmeleri, topyekun iç cephenin güçlendirilmesinin başlıklarını oluşturmuştur. Siyasi partiler arasındaki etkili ve verimli görüşme trafiği, istişare ve diyalog, demokratik siyasetin meşru adres olarak sorumluluk almasını ve insiyatif üretmesini sağlamıştır. "

Çelik'in de belirttiği üzere bu politika tüm devlet kurumları tarafından benimsenmiş ve uygulamaya konulmuştur.

Sürecin çok zor ilerlediğini kabul etmek gerekir.

Çünkü yıllardır bu habis örgütten beslenen sayısız odak bulunmaktaydı.

Terör örgütünün uluslarası destekleri de düşünüldüğünde konunun uluslararası boyut içerdiğini özellikle vurgulamak gerekir. 

Dolayısıyla bölgedeki en önemli aktör olan ABD ile ilgili süreçleri yakından takip etmek gerekiyor.

Tıpkı Türkiye'ye yeni atanan ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın göreve başladığında yaptığı açıklamada yansıdığı gibi...

Dikkatlice okuyalım: "Buraya, Başkan Trump'ın net bir mesajını getirdim. Kendisi, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ittifakı daha ileriye, hak ettiği düzeye taşımayı arzu ediyor. İlişkilerimiz her zaman harika oldu ancak bu ilişkinin olağanüstü bir ilişki olması gerektiğine inanıyoruz.

Başkan'ın hedefi de gerek Türkiye'yi, gerekse Amerika Birleşik Devletleri'ni daha büyük birer ülke yapan ve dünyayı da daha iyi bir yere dönüştüren barış ve esenliğe ivme kazandırmak için halklarımız ve büyük ülkelerimizin büyük liderleri aracılığıyla ilişkimizi daha da iyi bir noktaya taşımaktır."

Türkiye bölgede önemli bir aktör.

Bunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz.

İç politikada birlikteliğin sağlanması halinde ve terör gibi kan emici unsurları çözmesi durumunda faktörlüğü daha da güçlenecektir.

Sonrası doğru ittifak kurmakla gelmekte.

Yapılan açıklamalara bakıldığında konunun terör örgütünün silah bırakmasından çok öte bir fotoğrafa işaret ettiği görülmekte.

Ne derece dillendirilir bilemiyoruz ama terör örgütünün silah bırakma hadisesi çeşitli baltalama faaliyetlerine rağmen ve çeşitli ayak diretme faaliyetlerine rağmen gerçekleşmekte.

Bu da terör örgütünün uluslararası desteklerinin kesilmesi ve aleyhlerine dönmesi ile daha mümkün hale gelmekte.

Zaten silahların teslim edilmesi ve yönetim kadrosunun başka ülkelere gitme ihtimali uluslararası bir görüşme trafiğini göstermekte.

Dolayısıyla ne 2002 yılındaki fesh etme çağrılarıyla ne de yakın zamandaki çözüm süreci ile bugünkü durum kıyaslanabilir.

Burada çok daha büyük bir kararlılık çok daha büyük bir organizasyon çok daha büyük bir ittifak söz konusu.

Hem içeride, hem dışarıda.

Dışişleri Bakanı Fidan'ın da işaret ettiği "pratiği takip edeceğiz" sözlerinde olduğu gibi bizlerin de sürece ilişkin kaygılarımız olabilir. 

Çok da normal.

Çok acılar çektik, çok gözyaşı döktük.

Ancak artık devletimizi yöneten yetkililerilerimizin açıklamalarına inanmak gerekiyor.

Bu konuda destek olmalıyız.

Nihai sonuca odaklanmalıyız.

Aykırı sesleri duymamazlıktan gelmemeliyiz elbette.

Onların da devletimize güvenerek süreci takip etmelerinin önemli olacağını düşünüyoruz.

Aykırı görüşlerin de çok kıymetli olduğuna inanıyoruz. 

Bu bir dönüm noktası olacak gibi.

Her şey yolunda giderse ülkemizin eli bölgede daha da güçlenmiş olacaktır. 

Muhtemelen ekonomimize de yansıyacaktır. 

Dikkatle ve önemle izleyeceğiz.

TBMM'de ve mevzuatımızda nasıl düzenlemeler yapılacağını; suça karışmamış terör örgütü mensuplarının ülkeye gelip gelmeyeceği ve suça karışmış olanların ne olacağını dikkatle izleyeceğiz.