Erdoğan açıkladı...Belediyelere düzenleme mi geliyor? Yeni il merkezleri mi oluşacak?

2025.05.16 16:09 - Son Güncellenme: 2025.05.16 16:23
A

Temel ilke hizmeti en yakından almak.

Merkezden yerele yetki devri, yerellik ya da desentizasyon ve subsidiarite gibi ilkelerden söz ediyoruz.

Türkiye, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı kayda değer ölçüde hükümlerine şerh düşerek imzalamış ve 1991 yılında 3713 sayılı kanunla onaylamıştır.

Ancak Türkiye gibi üniter devlet yapılarında yerelleşme merkezi yönetimin vesayet yetkisi çerçevesinde yapılabilmekte.

Özellikle Türkiye'de merkezi idarenin vesayet yetkisi zorunlu görülmekte.

Esasen Osmanlı döneminde de bir denge kurulması planlanarak merkezi yönetim ile periferiler arasında işleyiş sürdürülmek istenmiş.

Günümüzde merkezi otoritenin ve taşra teşkilatlarının önemli işlevi olmakla birlikte yerel yönetimler ciddi manada rol üstlenmekteler.

5216, 5393 ve 6360 sayılı yasalar ve ilgili mevzuat çerçevesinde yerelde kayda değer derecede yetki kullanabilmekte ve hizmet etmekteler.

Buna karşın kimi zaman Büyükşehir Belediyeleri ile ilçe ya da ilk kademe belediyeleri arasında sorunlar yaşanmakta.

Böylesi bir durum yeni tartışmaları ve beklentileri de beraberinde getirmekte.

Çarşamba günkü AK Parti'nin TBMM'deki Grup Toplantısını izlerken Erdoğan'ın sözleri üzerinden bu konu aklımıza geldi.

Önce birkaç cümleyi aktaralım:

"Büyükşehir belediyelerinde, en azından Ankara, İstanbul ve Kocaeli dışındakilerde karşılaşılan sorunların ilk sırasında merkeze uzak ilçeler meselesinin yer aldığını belirten Cumhurbaşkanımız Erdoğan, merkeze yüzlerce kilometre uzaktaki bir ilçenin mezarlığından parkına, suyundan temizliğine kadar mahallinde yürütülmesi gereken hizmetleri koordine etmenin kolay olmadığını, bunun için büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasındaki yetki paylaşımının gözden geçirilmesi gerektiğini aktardı."

Erdoğan bu konuda bir de örnek veriyor:

"Sizler de ekranlarda rastladınız; farklı partilere mensup büyükşehir belediyesi zabıtaları ile ilçe belediyesi zabıtaları, herhangi bir konuda kavgaya varan gerilimler yaşayabiliyor. Bu tür rahatsız edici görüntülerin önüne geçebilmek için yetkilerin daha kesin bir şekilde tanımlanmasında fayda vardır."

Burada kentsel dönüşüm konusunun da önemli bir husus olduğunu savunan Erdoğan yetkilerin netleştirilmesine ihtiyaç olduğunu dile getiriyor.

Bir nevi yeni düzenlemenin şart olduğunu söyleyerek bir çalışmanın ipucunu veriyor.

Ayrıca köylerle ilgili de sıkıntıların olduğunu ve yeniden ele alınması gerektiğine vurgu yapıyor.

Erdoğan'ın şu sözü çok daha net aslında:

"Altyapıdan ulaşıma, atık yönetiminden suya kadar pek çok alanı kapsayan bu sorunların üstesinden gelinmesi için, bu şehirlerimizle ilgili yeni bir belediye yönetimi statüsüne ihtiyaç vardır. Aynı şekilde, bu şehirlerimizdeki il özel idaresi yapılanmasının da gözden geçirilmesi icap ediyor. Yetki sahibi ama şehrine karşı sorumluluğu olmayan bürokrat anlayışına karşıyız. Bunun için vali ve kaymakamlarımızın koordinasyon görevlerini daha aktif hale getirmeliyiz. Belediyelere kamudan tahsis edilen ve kendi topladıkları mali kaynakların daha etkin denetimi için, bir tarafı yerel dinamiklere, diğer tarafı ilgili merkezi kurumlara dayanan yeni bir yapı kurulmalıdır. Bu çerçevede tanımlar net, usuller kesin, uygulamalar şeffaf olmalıdır."

Açıklama başka detaylar da içermekte fakat konunun dağılmaması adında bu boyutunu irdelemeye çalışıyoruz.

Sonuç olarak önümüzdeki süreçte gerek belediyelerdeki işleyişle ilgili aksaklıklar gerekse başka nedenlerle bir düzenlemeye gidileceği anlaşılmakta.

Bu değişiklik çalışması salt yetki karmaşası özelinde olmayacaktır mutlaka.

Çok daha geniş ölçekte ele alınacaktır.

Şimdiden eleştiri getirmek istemiyor ve çalışma taslağını görmek gerektiğini söylüyoruz.

Ancak konuşmadan edindiğimiz ilk izlenim bu konunun önümüzdeki günlerde ülke gündemine geleceği ve beraberinde de TBMM'de tartışılacağı...

Bu çerçevede yetki düzenlemesi ve yeni ilçe, illerin gündeme gelmesi muhtemel.

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları