"Toplu Ulaşım" kâr-zarar hesabıyla değerlendirilemez

2022.07.05 13:46 - Son Güncellenme: 2022.07.05 13:50
A

Bir yerlerde hata var.

Bu net.

Kavramlar ve siyasi mülahazalar içinde boğulup değerlendirmeler yapılıyor ve uygulamaya konuluyor. 

Ancak hata daha çok ilkesel bazda karşımıza çıkıyor. 

Bunu söylemek gerekiyor. 

Yani konuya bakış ile ilgili bir sorun söz konusu. 

Olayı hesap cetveli şeklinde değerlendirmeyle alakalı.

Bunu eleştiriyoruz.

Buradan bir başarı ya da başarısızlık hikayesi çıkarılmasına itiraz ediyoruz. 

Oysa belediyelerin toplu ulaşımda zarar etmesi kadar doğal bir durum olamaz.

Olmamalı da.

Kâr ederse bir problem var demektir. 

Zaten yatırım maliyetlerinin dağılımı yapıldıktan sonra kâr etmesi de kolay olmayacaktır.

İşletme maliyetleri bağlamında kâr zarar değerlendirmesini konuşuyoruz şu an.

Bizim söylediğimiz konu, yani eleştirdiğimiz husus; kâr zarar ilişkisinin toplu ulaşımda amacının önüne geçmesi.

Şöyle açıklayalım..

Türkiye'de büyük kentlerin en önemli sorunu şehir içi trafik oluşturmaktadır. 

Bugüne kadar yapılan araştırmalar da bunu teyit ediyor.

Gerek ülkemizde gerekse dünyada büyükşehirlerde hizmet ve üretim alanları hızla genişlemekte, buna karşın şehir merkezlerindeki yerleşim alanları daralmakta ve yerleşim alanları şehir merkezinin çevresine doğru yayılarak şehirlerin büyümesine neden olmakta. 

Şehirlerin büyümesi ile oluşan insan hareketliliği ise kent içi toplu ulaşım hizmetine olan talebi arttırmakta.

Aynı zamanda toplu ulaşımın özendirilmesi bağlamında faaliyetler yürütülmekte. 

Unutulmamalıdır ki, şehirler  insanlar/canlılar içindir ve kentsel yaşamın ana hedefi; insanların hareket özgürlüğünü sağlayarak kentsel aktivitelere erişimlerinin kolaylaştırılmasıdır. 

Haluk Gerçek'ten alıntıyla "Sürdürülebilir ulaştırmanın ve dengeli ulaştırma sisteminin; arazi kullanımının planlanması, özel araç kullanımının kısıtlanması ve toplu taşıma sisteminin geliştirilmesi olmak üzere 3 temel taşı bulunduğu" bilinmektedir. 

Toplu taşımanın temel amacının "taşıtların değil insanların taşınmasıdır" ilkesi önemlidir.

Burada trafiğe etkisi, yakıt tasarrufu, insan sağlığına katkısı, çevreye katkısı, ekonomik kalkınmaya katkısı, daha güvenilir olması vb. birçok fayda yer almakta. 

Sözün özü kentlerde toplu ulaşıma özendirmek olmazsa olmazdır. 

Ne kadar yol yaparsanız yapın; toplu ulaşıma yönelinmezse trafik sorununu çözemezsiniz. 

O halde toplu ulaşıma kolay ulaşım şarttır.

Bunun için de akaryakıt ya da benzer artışlara bağlı olarak bir fiyat artışına gitmek konunun özünden uzaklaşma anlamına gelecektir.

Kaldı ki, pandemi ile birlikte toplu ulaşımdan uzaklaşan toplumumuzu yeniden kazanabilmiş değiliz. 

Sürekli yapılan fiyat artışlarıyla bunu sağlamamız kolay olmayacaktır.

Mecburen fiyat artışlarına katlanmak zorunda olanların yapacağı bir alternatif yoktur.

Ama özel araçları olanların toplu ulaşıma yaklaşması zorlaşacaktır.

Ayrıca özel halk otobüslerine belediyenin yaptığı katkıyı övüne övüne anlattılar günlerce.

Son yapılan zamlar da sübvanse edilebilirdi.

Maaş zamları yapılır yapılmaz toplu ulaşımda artışa gidilmesi doğru değildir. 

Ve toplu ulaşımda kar zarar hesabı yapılması doğruya işaret etmemektedir.

Bu nedenledir ki, "çekme politikaları" kentler için önemlidir. 

Değerdir.

Dünyanın kabul ettiği bir politikadır.

Belediyelerin ulaşım zam politikalarını bu bakış açısıyla değerlendirmeleri kayda değer ölçüdedir.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları