Binay Kazan

Binay Kazan

NE OLUYOR BU MEVSİMLERE VE HAVALARA BÖYLE... ?

2025.07.30 18:45 - Son Güncellenme: 2025.07.30 18:46
A

En sevdiğim şairlerden biridir Orhan Veli...Ünlü edebiyatçımız; "Beni de bu güzel havalar mahvetti" isimli şiirinde iyi giden havalara rağmen işlerinin ters gittiğini anlatır etkileyici mısraları ile... Yaşadığımız bu günlerde de Orhan Veli'ye nazire yapan bir hava durumu yaşanıyor  ülkemizde...

Artık havalar sürekli güzel değil...Mevsimler ise değişken...

Özellikle son 10 yılda mevsimleri ve havaları tanıyamaz olduk. Artık çevremizdeki herkesten  "mevsimlere ne olduğunu "belirten sözler/yorumlar, duymak mümkün...Kış mevsiminde ilkbahar ve yazı, yazın bir anda sonbaharı yaşatan ani iklim değişikliklerine tanık oluyoruz artık...

Herkes gibi mevsimler de değişti artık...

Güneşli bir Temmuz gününde sırılsıklam ıslanmak da normal gelmeye başladı hepimize...

Salim Dündar'ın unutulmaz şarkısındaki gibi "Sen mevsimler gibisin, değişirsin Sevgilim" diyor artık havalar bize inadına...

Bilinmeli ki; seller, fırtınalar, hortumlar, yangınlar ve ani rüzgarlar hayatımızın bir parçasıdır artık...Hiç kimse bu işten kendine pay çıkarmasa da, çırılçıplak bir gerçek karşımızda duruyor.

Kimse kıvırmasın, "biz yapmadık" falan da demesin.

Havaların bu kadar değişmesini, iklimlerin tanınmaz hale gelmesini biz sağladık.

Atmosferi yoran-yıpratan atıklarımızla, çevreyi hiçe sayan davranış ve tutumlarımızla, "bize bir şey olmaz" gibi saçma bir mantaliteyi hayatımıza sokmamızla birlikte havalara ve iklimlere direkt etki ettik.

Sonra da ağlanıp dövünüyoruz doğa felaketleri karşısında...

Doğaya bu kadar düşman davranmanın bir faturası çıkacaktı bir gün...

Çıkıyor işte..Onları yaşıyoruz bugünlerde...Ve maalesef daha ağırlarını da yaşayacağız galiba yakın gelecekte...Daha zorlarını...

                          KÜRESEL İKLİM KRİZİNE  DİKKAT..!

Aslında...Her an her şey olabilirdi hava şartlarında...

Şimdi herkes birbirine soruyor: "Ne oluyor bu havalara?" diye...

Hepimize artık çok tanıdık gelen bu sorunun cevabını, Birleşmiş Milletler Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) vermişti zaten...BM'nin herkesi uyardığı bu açıklamada:" Güney Amerika Pasifik Okyanusu kıyılarındaki okyanus suyunun normalden fazla ısınması sonucu, her 5 yılda bir meydana gelecek EL NİNO isimli bir doğa olayının insanları ÇOK rahatsız edebileceği" belirtilmişti.

El Nino: küresel bir okyanus-atmosfer olayı olarak biliniyor artık ve iklim değişikliklerine yol açtığı da çok aşikar...Bu kuruluşun açıklamalarına göre EL NİNO, yeryüzünde şu sorunlara yol açıyor ve açacak:

*Muson yağışları azalacak.

*Sel felaketleri giderek artacak.

*Okyanusu suyu ısınınca yükselen hava sıcaklığı, yeryüzünün rüzgar akımlarının yönünü değiştirecek.

*İklimler çok değişecek ve yazlar serin, kışlar ılık geçecek.

*Yüksek hızlı rüzgarlar, hortumlar ve doğa felaketleri çoğalacak.

*Kuraklık oluşacak ve gıda sorunu başlayacak..

*Ani ve sert hava değişiklikleri ile büyük felaketler yaşanacak.

*Orman yangınlarının yoğunlaştığı bir süreç olacak. Yeşil alan azalacak.

*Susuzluk insanları şimdikinden çok daha fazla üzecek.

                                KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK AMA.!

Anlaşılıyor ki; bugün yaşadıklarımız, büyük felaketlerin hemen öncesi...Ama biz hala akıllanmadık. Yine çöplerimizi sağa-sola atıyoruz, çevreyi korumayı akıl edemiyoruz.

Sıcak havalarda içtiğimiz sigaraları araçlardan yol kenarlarına atarak; büyük yangınları başlatıyoruz.

Bursa'nın 30-35 günlük suyu kaldığının belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in söylediklerine kulak tıkayarak, su tasarrufuna hiç önem vermiyoruz.

Hava sıcaklığının 40 dereceleri aştığı günlerde: anız yakarak, havai fişek kullanarak ve mangal yakarak binlerce hektar orman alanının yanmasına sebep oluyoruz.

Ülkelerde; dünyayı korumak için imza attıkları anlaşmalara itibar etmeden, küresel ısınmaya katkıda bulunmaya devam ediyorlar fütursuzca...

Anlaşılıyor ki; sonumuz hiç de iyi olmayacak ama bunu şimdilik kimse dile getirmiyor.

Ama korkuyoruz. Korkunun ecele faydası olmadığını bile bile hem de...                                

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları