Binay Kazan

Binay Kazan

Büyük bir depreme hazır mıyız sizce?

2025.08.11 10:31 - Son Güncellenme: 2025.08.11 10:31
A

Dün akşam yaşanan 6,1 büyüklüğündeki Balıkesir Sındırgı depreminde bir kez daha anladık ki; hepimizin ve ülkemizin en önemli önceliği; GÜVENLİ BİNALAR oluşturmaktır.

Çünkü deprem öldürmüyor insanları...Güvenliği sağlanmamış kötü binalar öldürüyor ne yazık ki...

İşte bu gerçek ile bir kez daha karşı karşıya kaldık Sındırgı depreminde...Bursa'ya 207 kilometre uzaklıktaki Sındırgı depremi; kentimizde çok fazla hissedilmiştir. Özellikle kentin batısında bulunan bölüm, bu depremi çok yakından algılamıştır. Bu depremle birlikte bir kez daha anladık ki; deprem nedeniyle yıkılan bir binanın enkazında bir yakınımızın kalması, dünyanın en kahredici duygusudur. Bereket ki; dağlık ve ormanlık bir arazi üzerinde yer alan 32 bin nüfuslu Sındırgı bu depremi az zararla atlatmıştır. Bu şiddette bir depremin Bursa'da olmasını hayal bile edemiyorum.

Yine acılar yaşadığımız son deprem sonrasında; şimdi her şeye yeniden başlamanın zamanı geldi galiba...Türkiye'deki aktif fay hatları nedeniyle hepimiz potansiyel bir deprem mağduruyuz. Her an ve her şey olabilir çünkü...Yaşadığımız kent de, diri fayları ile büyük depremlerin yaşanabileceği bir yerleşim birimi...İşte bu gerçek; yakın çevremizdeki her depremde Bursalıların yüreklerini ağızlarına getiriyor

SON BÜYÜK BURSA DEPREMİ'NİN ÜZERİNDEN 170 YIL GEÇTİ

Biliyoruz ki Bursa; bir deprem kenti...Kentimizde irili-ufaklı birçok deprem oldu bugüne dek...Kent merkezinde meydana gelen ve büyük yıkım yaratan en büyük deprem; 1855 yılının şubat ayında yaşandı. Ulu Cami'nin 29 kubbesinden 16'sının,Tarihi Kapalıçarşı ve surların yıkıldığı bu korkunç depremde Ürünlü Köyü'nde kerpiç evlerin yerden 120 cm. yukarı çıktığı ve sonra yere düşerek parçalandığı rivayet edilmektedir. Bin civarında insanın hayatını kaybettiği o büyük depremden bu yana tam 170 yıl geçti.

Yer bilimi uzmanları, aktif fay hatları olan bölgelerde her 150 yılda bir büyüklüğü 7'nin üstü olan bir deprem daha olabileceği konusunda görüş bildirirken, oldukça gerçekçi hareket ediyorlar.

Şimdi sizlere olası Bursa depremi hakkında 2 önemli görüşü sunmak istiyorum. Geçmiş tarihlere sahip olan ve basın ajandamın en ön sayfalarında yer alan bu 2 görüşü, çok önemsiyorum ve sizlere de sunuyorum.

İlk olarak; Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Eski Başkanı Engin Er'in ses getiren açıklamasını da yazmak istiyorum Bursa'da da heyecan Sındırgı Depremi sonrası...

Kentimizde yaşayan herkesin tüylerini diken-diken eden bu açıklamaya göre; oluşacak deprem deniz üzerinden değil, yer kabuğunda meydana gelecek. O etkileşim ve deprem dalgaları nedeniyle Bursa 7,6 şiddetindeki bir sarsıntı yaşayacak.

Başkan Er'in felaket senaryosu bu...!

Bursa'nın 3 ana deprem kolundan etkilenebileceğini belirten Engin Er; " Bursa ovasının zemini depremin etkisini büyütecek kadar kötüdür. Kuzey Anadolu ortak fay hattı olarak adlandırılan ve İznik'ten başlayıp Gemlik, Orhangazi, Mudanya ve Karacabey'e uzanan fay hattı, çoğunlukla yerleşim yerlerinin altından geçiyor. Bundan etkilenmeme şansımız yok. Bursa'yı etkileyecek 3.fay hattı ise; İnegöl'den başlayan Kestel ve Gürsu'dan sonra Yıldırım'da 3 kola ayrılan bir başka hattır. Osmangazi'den devam eden Nilüfer, Çalı, M.K.Paşa ve Uluabat Gölü'nden devam eden bu fay hattı da çok tehlikelidir. Tüm bunları değerlendirdiğimizde; Bursa'yı 3 ana fay hattının da etkileyebileceğini düşünüyoruz" diyerek durumun sıkıntısını özetlemişti Bursa'da yapılan bir deprem toplantısında...

"KIRIKLAR ÜZERİNDEKİ BURSA'YI KİM KURTARACAKTIR"

Depremle ilgili olarak önemsediğim 2.ana görüş Prof. Dr. Ahmet Ercan'a ait...Yakın geçmişte Bursa BAOB'da yapılan bir deprem paneline katılan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'da kenti boydan boya geçen fay hatları nedeniyle Bursalıları uyarmış ve "Gölcük'te ne olmuşsa, Bursa'da da o olur" demişti.

Oldukça çarpıcı görüşlerini dinlediğimiz Övgün Ahmet Ercan; çarpık kentleşme nedeniyle yaşanabilecek olumsuzlukları dile getirmiş ve Bursa'da kentsel planlama yapılırken, OSB'ler ve çok katlı bina projeleri hazırlanırken nereye yapılacaklarının çok iyi hesaplanması gerektiğine dikkat çekmişti.

Prof. Dr. Ercan :"TOKİ'nin bu ucube binalarının güneyinden ana kırık geçiyor. Bu kırık çizgi şeklinde değil, bir demet ve saçak şeklindedir. Yani Bursa'nın altı çentik çentiktir ve her yerde kırık vardır. Tophane'deki saat Kulesi'nin altındaki yarık, bu kırığın aynasıdır. Muradiye'de yamacın olduğu yerde ana kırığın aynasıdır. Kırıklar kuşağı üstünde yaşayan Bursa'yı kim kurtaracaktır.?"

Bursa'nın kaçak yapılaşmada başı çeken kentlerden biri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ercan, binaların yüzde 50'sinin yapılaşma izni olmadığını, yüzde 70'inin ise oturma izni olmadığından şikayetçi olmuştu. Övgün Ahmet Ercan'ın en önemli tespitleri ise, en son bölümdeydi: " Görüyoruz ki; Bursa köy-kent gibi bir yer oldu. Bursa ne yazık ki çarpık kentleşme yaşanan bir yerdir. En büyük kent suçu Nilüfer'de işleniyor. Nilüfer ilçesinde 1.sınıf tarım arazileri yapılarla doldu. Nilüfer depremsellik anlamında hayli risklidir. Osmangazi'de de eski kente, yeni yerleşim sistemi konuluyor. Yıldırım'da ise çarpık yapılaşma mevcuttur. Bursa'da birileri buna dur demeli."

Tespitler ortada ve Bursa'nın depremsellik boyutu da oldukça riskli noktada olduğumuzu gösteriyor. Acilen ve mutlaka bir şeyler yapılmalı ama nereden başlamalı..?...

Yoksa sonumuz çok iyi görünmüyor. Ama yine de umutlu olmak ve mutlaka "yetkililerin bir şeyler yapacağına" inanmak zorundayız.

Zararın neresinden dönülürse kardır mantığının çerçevesi içinde...Bugünden itibaren olası depremin etkisini azaltacak bir şeylere başlanmalıdır.

Çünkü "YARIN ARTIK BUGÜNDÜR" hepimiz için...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları