Üniversite-Kent Bütünleşmesi: BTÜ Rektörü Çağlar'dan net mesaj

2024.05.11 18:35 - Son Güncellenme: 2024.05.11 19:28
A

Genel bir inanış var.

Bu zamana kadar tercihleri de etkilemiş durumdaydı.

Öyle ki; yeni üniversite kurulurken şu anda bile bu inanışa göre hareket edildiğini söylemek gerekiyor.

Geçmişten günümüze taşra illerindeki üniversite dağılımı da bu görüşü destekleyecektir. 

Kimi ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de hatta daha yüksek oranda üniversitelerin bulundukları bölgeye canlılık kazandırdığı ve kalkınmasına destek olduğu düşüncesi bulunmakta. 

Ancak bir başka etken de arazi seçimi konusunda kamulaştırma bedeliyle karşılaşma riski.

Yani böylesi bir bedele katlanmamak için Milli Emlak arazisinin bulunma ihtiyacı hissedilmekte.

Kamulaştırma gerekliyse de en alt düzeyde olmalı. 

Bu manada da yer seçiminde etkili olmakta.

Zira kent merkezlerinde ideal seviyede ve kamulaştırma sorunu olmayacak yer bulmak neredeyse mümkün olmamakta.

Üniversiteler kurulurken toplumun beklentisi de yüksek olmakta.

Ekonomik ve sosyal gelişmişlik beklentisinin yanı sıra özellikle kentin ana geçim kaynağı olan sektörler neyse o alana katkı sunulması beklenmekte.

Kimi zaman bu konuda çalışmalar yapılmakta kimi zaman ise yeterli işbirliğinin sağlanamadığı iddia edilmekte.

Gerçekte ne istenildiğini halk tam olarak bilememekte.

Yani üniversite tarafından gelecek sihirli bir değnek misali destek arzu edilmekte.

Oysa sunulacak katkılar belli. 

Ülkemizde hemen her ilde en az bir üniversite bulunmakta.

İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir'in durumu çok daha farklı. 

Hem devlet üniversiteleri açısından hem de vakıf üniversiteleri bakımından buralarda birden çok üniversite var. 

Esasen kent üniversite dayanışması ya da bütünleşmesi bakımından arzu edilenler; sosyoekonomik katkısından ziyade inovasyon, teknoloji transferi ve bilgi sunumunun yanısıra kente ilişkin alınacak

kararlarda farklı ve nitelikli bir bakış açısıyla katkı sunmak olsa gerek. 

Yetişmiş eleman temini konusundaki işbirlikleri de benzer şekilde beklentiler arasında gösterilebilecektir.

Başka argümanlar da sıralanabilir. 

Belirli dönem için gelen ardından şehirlerine dönen turist olarak da görülebilen öğrencilerin katkıları daha sınırlı kalacaktır. 

Sözü edilen kent üniversite bütünleşmesine katkısı da sınırlı olacaktır. 

Geçtiğimiz hafta sonu Bursa Teknik Üniversitesi Mimar Sinan Yerleşkesinde organize edilen toplantıya katıldık. 

Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar ve ekibini dinleme fırsatımız oldu.

İlk kuruluş döneminden itibaren tüm süreçleri takip ettiğimiz için şimdiki sürece daha farklı bakma imkanımız oluştu. 

Çok yol kat edildiğini görme imkanımız oldu.

"Nereden nereye der" gibi.

Yeni ve büyük bir kampüs konusunu Kestel özelinde pek tartışıyor olmasak da artık başka şeyleri konuştuğumuzu söyleyebiliriz.

Kente katkıyı irdeliyoruz.

Araştırma Geliştirme faaliyetleri, teknoloji aktarımı ve daha birçok konuda katkı sunmaya çalıştıklarını dinliyoruz. 

Rektör Naci Çağlar hedeflerini anlatırken birçok konuya temas etti ama ilgimizi çeken bir noktayı aktarmak istiyoruz.

Tam da yazımızın girişinden itibaren aktarmaya çalıştığımız düşüncede olduğu gibi.

Rektör Çağlar "Üniversitelerin büyüklükleri öğrenci sayıları ile değil kente katkılarıyla ölçülmeli" dedi.

Son derece önemli bir cümle bu.

Son derece önemsenmesi gereken bir husus bu. 

Sonuç olarak Bursa Teknik Üniversitesi bu kentin önemli bir kurumu.

Ve gelecek açısından Bursa adına, sonrasında ülke adına çok umutlu olduğumuz bir aktör.

Kente katkı sunma ve kent üniversite işbirliği anlamında dikkatlerin çevrildiği bir konumda.

İlk işaretler bunu söylemekte.

Rektör Çağlar Bursa'yı yeterince tanıma fırsatı bulamamış olsa bile kısa sürede söz konusu hedeflere ulaşma konusunda hazırlık yaptıkları görülmekte.

Uludağ Üniversitesi ile birlikte bu yönde atılım yapacaklarını ümit ediyoruz.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları