Seçim geldi dernekler kıymete bindi

2023.05.01 17:59 - Son Güncellenme: 2023.05.01 17:59
A

Akla gelen birkaç kavram var.
İlgili konuya göre sıralamak mümkün.
Örneğin özel sektör ve kamu sektörü olarak ayırırken üçüncü olarak sivil toplumdan söz edebiliriz.
Ya da kamu politikası oluşum süreci aktörleri olarak hükümet dışı organizasyonlara atıf yapabiliriz.
Zaten sivil toplumu güçlü ve etkin olan ülkelerde kamu politika oluşum süreçleri de o denli güçlü olmakta.
Ülkeden ülkeye ve yönetim anlayışlarına göre farklılık gösteren sivil toplum kavramı ülkemizde Türk Dil Kurumuna göre "toplumdaki çeşitli sorunları bağımsız olarak ele alıp kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevi yapan, öneriler sunan her türlü birlik, sivil toplum örgütü" olarak adlandırılmakta.

Bursa gibi göç alan kentlerde sivil toplum kuruluşları açısından hemşehri derneklerinin çokça ön plana çıktığını görmekteyiz.
Önemli bir kültürel zenginlikten söz ediyoruz.
Ancak kimi zaman siyasete girmenin bir basamağı kimi zaman ise siyasetin oy deposu olarak görüldüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.
Bursa gibi göç alan ve demografik yapı itibariyle hayli zengin olan kentlerde neredeyse köy derneklerinin bile rekabet halinde olduğuna tanıklık etmekteyiz.
Bu nedenle de daha güçlü görünmek için federasyonlar kurulmakta ve daha güçlü görünmenin yolları aranmakta.
Akabinde de içlerinden milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi ve bürokrat çıkarmak için çabalamaktalar.
Kimi zaman başarılı olanları görüyoruz elbette.
Ama bu konuda beklediğini bulamayanlara da tanıklık ediyoruz tabi. 
Bu konuyla ilgili yazacak çok örnek bulabiliriz.

Seçim süreci ile birlikte sosyal medya, televizyon, gazete vb. kitle iletişim araçları sıkça başvurulan alanlar.
Bununla birlikte geleneksel yöntemler de kullanılmakta.
İlk akla gelen de vatandaşla buluşma, mitingler, kahve ziyaretleri ve sivil toplum ziyaretleri olsa gerek.
Şu sıralar bu ziyaretler revaçta.
AK Partililer de MHP'liler de CHP ve İYİ Partililer de Yeniden Refah ve Büyük Birlik Partililer de yani tüm partiler sivil toplum kuruluşlarını ziyaret için adeta sıraya girmiş durumdalar.
Bazı sivil toplum kuruluşları günde birkaç partiyi ağırlamakta.
Talepler iletilmekte vaatler sıralanmakta.
Genelde listelerde kendilerinden isimler olmadığı için sitem edilmekte.
Parti yetkilileri de söz konusu hemşehri derneği ile köken itibarıyla adaylarından biri ya da bir kaçının bağı olduğunu anlatmaya çalışmakta. 
Tabi kast edilen bu değil aslında.
Yoksa kökenler itibarıyla bir bağ bulunur zaten.
Burada asıl söylenmek istenen kendileri ya da kendi önerdikleri isimlere yer verilmemesidir. 

Sonuç olarak 14'üne kadar sivil toplum kuruluşlarının kapıları çalınmaya devam edecek.
Ziyaretler olacak, yöneticilerinin sözleri can kulağı ile dinlenmiş olacak.
Böylece dernek yöneticileri de adayları ağırlayacak.
Dernekler önemli olduklarını hissedecek adaylar da seçmene ulaşmak için sivil toplum kuruluşlarının kapısını çalacak.
Seçim sonrasında da karşılıklı ziyaretler olacak. 
Muhtemelen bu yöntem önümüzdeki seçimlerde de az ya da çok tercih edilecek.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları