Ne siyaset ne ticaret ne de eğlence ve spor...

2020.03.18 07:39 - Son Güncellenme: 2020.03.18 09:34
A

Henüz tam olarak farkında değiliz belki de. 
Her gün daha çok hissediyoruz neyle karşı karşıya kaldığımızı.
Zamanla da anlayacağız gibi görünüyor. 
Zira yavaş yavaş hissetmeye başladık bile. 
Günlük alışkanlıklarımızı terk etmek zorunda kaldık.
Alışveriş merkezlerine gitmeye çekiniyoruz. 
Kahve ya da çay içilecek mekanlara gidemiyoruz.
Sporseverler açısından maç izlemeye gidememek büyük bir boşluk doğuruyor. 
Spor salonlarına gidenler için de öyle.
Milli davalarımızı hatırlamamız gereken günlere bile yeterince odaklanamıyoruz.
Toplum hayatından soyutlanıyoruz ister istemez.
Bireyselci davranmak durumunda kalıyoruz. 
Tek iyi tarafı insanların evlerinde daha fazla vakit geçirmelerinden dolayı belki de yıllardır şikayet edilen aile yapısının korunması katkı sağlamak olsa gerek. 
Ancak bu da ev dışında vakit geçirme alışkanlıkları olanlar açısından zor olabilecektir bir süre sonra. 
*
Başlıkta da ifade etmeye çalıştığımız gibi öyle bir dönem ki, ne siyasi partilerde tat tuz var ne de ticarette. 
Başka alanlarda da öyle. 
Bir belirsizlik ve korku ortamı hakim.
Elbette kısa süreli bir durum bu. 
Yani umut hep var. 
Cumhurbaşkanlığı'nın ilgili birimleri ve Sağlık Bakanlığı ile taşra teşkilatları süreci en işi şekilde yönetiyorlar. 
Diğer ülkelere nazaran çok ama çok iyi durumdayız. 
Siyasi partilerdeki kongre süreçlerinin biraz gecikmeli işlemesi sorun olmayacaktır. 
Ya da TBMM'nin çalışmalarını riski en aza indirecek şekilde revize etmesi problem teşkil etmeyecektir.
Spor organizasyonlarının seyircisiz oynanması büyük bir problem teşkil etmeyecektir.
Ticaretle uğraşanlar açıdan da vatandaşlar boyutunda da ekonomik anlamda rahatlatıcı adımlar atılmaya çalışılıyor. 
Daha da atılacaktır mutlaka. 
Bunlar çok önemli.
Diğer taraftan vatandaşın yıllardır oluşan alışkanlıklarından vazgeçmesi ve sosyal aktivitelerden soyutlanması pek kolay değil. 
Bir süre sonra sıkıntı olmaya başlayacaktır. 
Geçmişte sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemlerden çok farklı bir konumdayız. 
Yaşamın çok hızlandığı bir ortamda yeniden yavaş bir yaşam sürmek ve buna alışmak kolay olmayacaktır. 
Baksanıza yurt dışından gelenlerin 14 gün karantina altında kalması bile hayli zor bir durum.
Karantina bölgelerinden kaçmaya çalışanlar bunun en önemli göstergesi değil mi? 
*
Mutlaka öncelikler bakımından konuya yaklaştığımızda sağlımızın korunmasından daha önceliklisi yoktur herhalde. 
Bu nedenle yetkililerin önerilerine ve yasaklarına uymak gerekiyor. 
Başka çaremiz yok.
Bir şekilde oto kontrolü yasaklar üzerinden değil gereklilikler bakımından hayata geçirmek önemli olacaktır.
Sosyal aktivitelerimizi de bir süreliğine evimiz içerisine taşımaktan başka çare yok gibi. 
Umarız bu süreç en az hasarla atlatılır ve bir an önce normal yaşantımıza döneriz.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları