Korona virüsünün bize öğrettikleri

2020.04.17 09:30 - Son Güncellenme: 2020.04.17 09:31
A

Bilinmeyeni çok.
Belki bir süre sonra bir kısmını öğrenebileceğiz.
Belki de bir kısmını çözemeyeceğiz. 
Komplo teorileri üretmeye devam edeceğiz. 
Şu an yorum yapmak için erken gibi görünüyor. 
Ancak bu süreçte öğrendiklerimiz de az değil.
*
İnsanoğlunun yeri geldiğinde ne kadar çaresiz kaldığını gördük. 
Devletlerin de öyle.
Birleşmiş Milletler ve NATO'dan tutun da Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası örgütlerin bir kez daha ciddi şekilde sorgulandığına tanıklık ettik. 
Dahası AB gibi ulus üstü yapılara ilişkin eleştirilerin arttığını gördük. 
Dağılma söylemlerine katılmamakla birlikte yorum yapmanın erken olduğuna inansam da eski cazibesini yakalamasının hayli zaman alacağını düşünenlerdenim. 
Yine göç yollarında hedef ülke konumunda olan AB ülkeleri başta olmak üzere Kuzey Avrupa ülkelerinin cazibesini bir süreliğine de olsa yitirdiğine şahitlik ettik.
Amerika Birleşik Devletleri gibi küresel güçlerin virüsle mücadeleye hazırlıksız yakalanabileceğine ve nükleer silah sahibi olmanın her zaman üstünlük olamayacağını görmüş olduk. 
Eğer yaşanan süreci savaş kaynaklı yaralarla kıyaslayacak olursak bir virüsün konvansiyonel silahlardan daha güçlü olabileceğinin idrakine vardık.
Zira hedefi belirsiz.
Bu tarz vakaların salt sağlığımızı değil, ekonomimizi, ibadetlerimizi, hayallerimizi etkileyebileceğini hatta dünyadaki güç dengelerini bile değiştireceğini öğrenmeye başladık. 
Ülkelerin yönetim modellerine yeni birimler eklemek gerektiğini ve yeni uluslararası örgütlere ihtiyaç duyulabileceğini gördük. 
Şöyle ki, Dünya Sağlık Örgütü gibi organizasyonların daha işlevsel hale gelmesi gerektiği ya da yenilerinin kurulması gerektiğini konuşmaya başladık. 
Malların ve emeğin serbest dolaşımının yeni kurallara tabi olacağını öngörür olduk. 
Turizmin önemini anlamakla beraber yeni kurallara tabi olacağını anladık.
Tarım ve gıda alanındaki yatırım ve desteklerin artırılmasının önemini gördük. 
Yine Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın bu tür konularla mücadelede tek başına kalmaması gerektiği ve yeni koordinasyon birimlerinin kurulmasının, yetkilendirilmesinin elzem olduğunu anladık. 
Ve yeni kurumların oluşturulması ya da var olan bazı kurumların yeni döneme ilişkin hazırlanması gereğini benimsedik. 
Beraberinde içinde bulunduğumuz durumun, sağlık alanında çalışan kurumlardan öte sanayi ve ticaret ile ilgili birimler, ulaştırma ile ilgili birimler, istihbarat, emniyet, askeri ve dışişleri ile ilgili birimler başta olmak üzere çok kapsamlı değerlendirilmesi gerektiğini anladık.
Tüketimsiz bir toplumda petrolün ne kadar önemsiz olduğunu anladık. 
Yavaşlatılmış bir yaşamın da var olabileceğine inanmaya başladık.
İnsanların çoğunun hayatın eve sığabileceğini anladığını gözlemledik. 
Çalışma hayatının bir bölümünün evden de sürdürülebileceğini gördük. 
Vatandaş olarak kurallara uyma hususunda olduğu gibi bir noktaya kadar yasakları delme hususundaki becerimize de şahitlik ettik. 
Yani risklere karşı eğitimin şart olduğunu öğrendik.
Daha doğrusu 'bize bir şey olmaz' demenin işe yaramayabileceğine de tanık olduk.
Ve kaç paranız olursa olsun, harcamaya fırsat bulamayabileceğimizi gördük. 
Hepsinden önemlisi sağlığın ne denli önemli olduğunu anladık. 
Dolayısıyla doktorlar ve sağlık çalışanlarının ne kadar değerli olduğunun bilincine vardık.
Kısacası gerek ülkeler gerekse aileler ve bireyler için kriz yönetiminin bu tarz hususlara ilişkin de öğrenilmesi gerektiğini görmüş olduk.
Elbette öğrendiğimiz ve öğreneceğimiz daha çok şey vardır. 
Umarız bu öğreneceklerimiz artık müspet yönde olur.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları