İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'dan önemli açıklamalar

2020.05.06 08:35 - Son Güncellenme: 2020.05.06 11:01
A

"İstanbul'a kar yağmazsa Türkiye'de kış gelmezmiş"
Gerçekten öyle. 
Sözü ilk kim kullandı bilmiyorum ama yıllardır bu söze temkinli yaklaştım hep.
Daha doğrusu Fatih'in fethettiği İstanbul'u çok sevsem de itiraz etmek isterim bu söze. 
Belki biraz duygusal yaklaşıyorumdur. 
Bilemiyorum. 
Zira Türkiye her şehriyle ayrı güzel.
Hele Bursam bir başka güzel geliyor bize. 
Belki nüfusu belki yaygın medyanın ve ekonominin kalbinin burada atmasından kaynaklı bir sözdür bu.
Elbette İstanbul ile hiçbir kenti kıyaslamıyorum. 
Nitekim Napoylon Bonapart'ın "Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu" sözünü unutmuş değilim. 
İstanbul bir Dünya kentidir. 
Ama Türkiye için çok önemli de olsa bir bütün olarak güçlü olur Türkiyemiz. 
*
BursadaBugün'de Aysın Komitgan'a konuk olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu izlerken de içimden bu kente ilişkin düşüncelerimi geçirmedim değil.
Neyse İmamoğlu'nun sözlerine odaklanalım şimdi. 
En önemsediğim hususlardan başında ulaşım ile ilgili konu gelmekte. 
Ve toplu taşımada uygulanacak yeni kurallarla İstanbul ve Bursa başta olmak üzere bu yolcular nasıl taşınabilecekti?
Zor ve önemli bir soru.
"Her hafta CHP'li belediye başkanları olarak toplanıyoruz. Önerilerimizi aktarıyoruz." diye başlayınca söze araya girmem gerekiyor sanırım. 
Öyle bir hava estiriliyor ki, sanki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Türkiye'nin yönetim modellerinden bağımsız bir birim. 
Yok böyle bir şey. 
Ayrıca idari açıdan bakıldığında CHP yönetimine hesap verme yükümlülüğü yok Belediye Başkanın. 
Dolayısıyla İstanbul Belediyesi'ni soyutlamayın Türkiye'den.
Zira merkezi idare ile yerel yönetimler arasındaki ilişki modeli; CHP'nin geçmiş seçim beyannamelerinde kabul ettiği, Türkiye'nin geçmişte bazı maddelerini veto ettiği Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi'nde yazılanlar gibi değil. 
Özellikle pandemide olduğu gibi olağanüstü koşullarda kararlar merkezi idare tarafından alınıyor ve koordine ediliyor. 
Belediyeler ise çoğunlukla destekleme görevinde bulunabiliyor. 
Ve farklı partilerden olunca İstanbul Büyükşehir Belediyesi merkezi idarenin rakibi olmuyor. 
Ya da merkezi idarenin rakibi değil İstanbul Büyükşehir Belediyesi. 
Eşdeğer de değiller zaten.
Bu yazdıklarım İmamoğlu'nun yukarıda söylediği bir cümleye ilişkin değil tabii. 
Genel olarak söylüyorum.
İmamoğlu'nun sonraki sözlerine bakıldığında eleştirdiğimiz noktaya işaret eden bir adım atmış görünüyor. 
Bir anlamda kendilerinin muhatap alınması için çaba göstermiş oluyor. 
Yani alınan kararlarda kendi görüşlerinin de dikkate alınması gerektiğini söylüyor. 
Doğru da yapıyor aslında. 
Ama zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlarının İmamoğlu'nun belediye başkanından fazla gösterilmesi nedeniyle muhatap alınmıyor belki de. 
Hal böyle iken, ulaşımda gelecek planlaması için bir "Ulaşım Şurası" toplanmasını öneriyor İmamoğlu. 
Bu konuda da Türkiye Belediyeler Birliği'ne başvurarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'la temas kurulması gerektiğini dile getiriyor. 
Özellikle toplu ulaşımda yeni kurallarla mevcut otobüs vs. filosunun en az üç katı gerekiyor. 
Bu da pek mümkün görünmüyor. 
Şehirlerarası taşımacılık, tren, uçak vs. aynı şekilde. 
*
Sonuç olarak BursadaBugün'de İmamoğlu'nun özellikle ulaşım konusundaki önerilerinde haklı olduğunu söylemek gerekiyor. 
Ancak burada ilgili bakanlıklarla Cumhurbaşkanlığı birimlerinin konuyla ilgili çalışma yaptıklarını ve toplu taşımada kriterler ortaya koyarken mevcut otobüs vs. filo durumunu incelediklerini duyuyorum.
Alınacak kararlarda bunlara dikkat edilecektir. 
Yine de İmamoğlu'nun dediği gibi bir ulaşım şurasının toplanması faydalı olabilecektir.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları