Gıda Üretimi ve Pandemide Alınan Ders

2021.01.25 23:20 - Son Güncellenme: 2021.01.25 23:30
A

Önemli bir konu.

Zaman zaman kendi kendimize sormamız gerekiyor.

Ders alıp almadığımızı irdelememiz gerekiyor.

Muhtemelen irdeliyor ve sorguluyoruzdur.

Ancak kurumlar olarak daha doğrusu kamu idaresi ile paydaş kurum ve kuruluşlar olarak bunun ne kadar sorgulandığı çok önemli.

Daha açık bir şekilde anlatalım...

Ve özellikle bir konuya dikkat çekelim.

Pandemi ile birlikte sokağa çıkma kısıtlamasının ilk günlerini hatırlayalım.

Her büyük sıkıntıda olduğu gibi önce bankamatiklere hücum edildi akabinde de marketlere.

Adeta yağma haberlerindeki görüntüler gibi.

Buradaki fark; korku ile birlikte parası ödenerek marketlere hücum edilip gıda stoklamaya çalışmak.

Bir süre sonra bu şok atlatıldı ama gıda fiyatları sorgulanmaya başlandı.

Üretimdeki sıkıntılar gündeme gelir oldu.

Ve süslü süslü laflarla bu işe topyekün önem verilmesi gerektiği vurgulandı.

Gıda üretiminin bir egemenlik meselesi gibi değerlendirilmesi gerektiğini anlamış olduk.

Serbest piyasa koşullarının dışında devletin hakim olarak süreçte yer alması gerektiğini hissettik.

Elbette sağlık sisteminin iyi durumda olmasının önemini haykırdık.

İyi bir sınav verildiğini gördük.

Ancak gıda üretimi ve çiftçilerin ayakta kalmasının ne derece önemli olduğunun değeri zaman geçtikçe azaldı.

Unutmaya başladık.

Kabzımallar suçlandı ve tarladaki fiyatla pazardaki fiyat arasındaki farkın yüksekliği dile getirildi, örneğin zeytin ile ilgili birlikler şov yaparak sorumluluk üstlendiklerini  göstermeye çalıştılar, muhalefet partileri de konuyu popülist noktalara taşıyarak belediyeler üzerinden sürece dahil olmaya çalıştılar.

Oysa bu konu topyekün bir politika süreciyle ele alınmayı hak ediyordu.

Halen de öyle.

Şüphesiz geç kalınmış değil.

Ama ivedi bir şekilde ve tüm kurumların dahil olacağı bir sürece girmemiz gerekiyor.

İlgili kooperatif ya da birlikler ve tarımla ilgili kurumlar daha aktif rol alarak konuya hassasiyetimizi göstermeliyiz.

Korkarız gelecekte gıda konusundaki başarı ya da başarısızlık çok daha büyük etkilere neden olacak.

O halde çiftçimizi motive etmeliyiz.

Kurumlarımızı harekete geçirmeliyiz.

Kooperatif ya da birlikleri şov yapmanın ötesinde göreve davet etmeliyiz.

Dahası Cumhurbaşkanlığı ve ilgili bakanların yanı sıra diğer bakanlık ve alt kadrolarında farkındalık oluşturmalıyız.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları