Doktorlarımızı alkışlıyoruz...

2020.03.20 08:30 - Son Güncellenme: 2020.03.20 08:30
A

Zor bir süreçten geçiyoruz. 
Sadece ülkemiz değil.
Tüm Dünya az ya da çok bir şekilde korona virüsün etkisi altında. 
İlk olarak ülkeler ulusal refleksle hareket ederek kendi sınırları içinde önlem almaya çalıştı. 
Ardından da imkanı varsa diğer ülkelere tıbbi malzeme ya da bilgi olarak destek vermeye başladı. 
İlk bakışta doğru bir yaklaşım olsa gerek. 
Zira küresel bir kriz olsa da önce kendi sınırlarını ve vatandaşlarını koruma altına almak en doğal olanı.
Kaldı ki, Avrupa Birliği'nde bile İtalya örneğinde olduğu üzere üye ülkeler önce kendi ülke vatandaşları bağlamında harekete geçti. 
Sonrasında geç de olsa birlik olmasının gereği olan davranışları sergilemeye başladı. 
Oysa ki, AB içinde var olması gereken birlik, bütünlük ve yardımlaşma İtalya'nın vakayla ilk karşılaştığında olmalıydı. 
Ya da Çin'de başlayan virüsün yayılma riskine karşı AB'nin Sağlık ve Gıda Güvenliği Müdürlüğü ve Avrupa İlaç Ajansı gibi kurumlar harekete geçmeliydi. 
Ve elbette bu kurum ciddi yetkilerle donatılmalıydı. 
Eğer AB kurumlarıyla birlikte bütüncül adım atabilseydi üye ülkeler "ya hep ya hiç" noktasına gelindiğini dillendirmiş olmazlardı. 
Üçüncü ülkelere de yardım edilmesi imkanı olabilirdi.
Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün daha aktif olması ve bu süreçte yönlendirici olması beklenirdi.
Çin, ABD ya da başka ülke ve coğrafyalarda da benzer şekilde düşünmek mümkün. 
Bunları anlatmamızdaki neden şu aslında. 
Dünya'da hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak.
Yeni kurumlar, yeni kavramlar ve yeni kurallarla karşılaşmamız gerekecektir. 
Elbette Türkiye'de de öyle. 
*
Cumhurbaşkanlığı'nın ilgili birimleri ve konuyla ilgili çalışan Bilim Kurulu ile Sağlık Bakanlığı'nın bugüne kadar izlediği strateji ve takındığı tavır toplumda karşılık buluyor. 
Güveniliyor.
Beğeniliyor.
Destekleniyor. 
Ancak itiraf etmek gerekirse Türkiye'de de bir dönüm noktasından söz etmek mümkün olacaktır. 
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere ülkemizde de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. 
Dünya'nın evrileceği yeni duruma ayak uydurmak durumunda olacaktır. 
Hal böyle iken bir süre daha bu konuyla hemhal olacağımız gerçek. 
Ne kadar az hasarla atlatabileceğimizin mücadelesini veriyoruz. 
Beraberinde de geleceğe yönelik adımlar atılmasının planlaması yapılıyor. 
Türkiye'de de korona virüs başta olmak üzere olası yeni virüslere karşı hazırlıklı olunması ile ilgili kurumların oluşturulması ya da bazı kurumların işlevlerinin revize edilmesi gerekecektir. 
Günlük yaşantımızda da yeni kurallar, yeni çalışma yöntemleri ve eğitimde alternatif projeler, sosyal hayatı belirleyen yeni ilkelerle hareket etmek durumunda olacağız.
Uluslararası ilişkilerde telekonferans ve videokonferans gibi yöntemler bu süreçte sıkça kullanılacaktır. 
Siyaset yapma şekli, insanlar arasındaki diyaloglar farklılaşacaktır. 
*
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son günlerin en çok takip edilen isimlerinden biri.
Şeffaf olmaya çalışıyor, mütevazı tavırlarıyla ve gayretiyle güven veriyor. 
Türkiye'de bu sürecin yönetilmesine büyük katkı sağlıyor.
Koca, TBMM'de yaptığı konuşmada sağlık çalışanlarına yönelik bir kampanya başlattı. 
Sonra da sosyal medya hesabından kampanyanın daha fazla kişiye ulaşmasını sağladı. 
Ve vatandaşlarımızı saat 21:00'da bir dakikalığına alkışlamaya davet etti.
Bir dakika boyunca da balkonda sağlık çalışanları alkışlandı. 
Gerçekten de bu süreçte sağlık çalışanları alkışı fazlasıyla hak ediyorlar. 
Bu alkış kampanyası devam edecek gibi görünüyor. 
*
Sonuç olarak dememiz o ki, yeni bir döneme giriyor Dünya ve ülkemiz. 
En önemli husus olan sağlık alanı da bu yeni dönemde ilk sıralarda yer alacak. 
Bu süreçte yetkililerimize güvenmemiz ve üzerimize düşen görevleri yapmalıyız. 
Sağlık çalışanlarına moral vermeliyiz. 
Ve yönlendirmelere ve talimatlara da uymalıyız. 
Zamanla bu süreci atlatacağımıza inanmalıyız.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları