Defaten söylediğim bir husus var. 
Söylemeye de devam ediyorum.
Bu sözümde de ısrarcıyım.
Zira bunu destekleyen çokça örnek var. 
Kamuoyunun algılaması da bu yöndedir mutlaka ya da algı henüz oluşmadıysa bile bir süre sonra bu şekilde algılanmaya başlayacaktır.
CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca'nın seçilmesiyle birlikte kentte hatırı sayılır bir muhalefet anlayışıyla karşılaşılacağını söylemiştim. 
Öyle olmaya da başladı.
BUDO ile başlayan, yıkılması planlanan Atatürk Spor Salonu önündeki eylemle devam eden birçok konuda bunu görmeye başladık. 
*
BUDO konusundan değerlendirmeye başlarsak eğer; ortada satışa yönelik somut bir durum olmamasına rağmen, satış konusunu gündeme getirmek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ortaya çıkan anlaşmazlık bağlamında çözüm odaklı yaklaşım sergilemek önemli bir durum şüphesiz.
Üstelik Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, BUDO'nun satışının söz konusu olmadığını açıklamasına rağmen konu gündemde kalmayı sürdürüyor. 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile anlaşmazlık konusunda Bursa'nın mağdur durumda olduğunu dile getirmesine rağmen gündemde tutulmaya devam ediyor.
Ve bu husus kamuoyunda ilgi uyandırıyor. 
Diğer taraftan Atatürk Spor Salonu'nun yıkılması kararı nihai hale gelmiş olmasına rağmen konuyu yeniden gündeme getirip bir karşı duruş sergileme bağlamında bir eyleme imza atan Karaca ve arkadaşları iktidarın karar alma sürecinde bir duruş ortaya koyuyor. 
Yine CHP Milletvekillerinin Yenişehir Kirazlıyayla bölgesindeki maden ocaklarındaki yeni tesisine ilişkin köylünün itirazını desteklemesi ve konuyu Türkiye gündemine getirme becerisi açısından önemliydi. 
Diğer taraftan Mudanya Belediye Başkanlığına CHP adaylığı ile seçilen Hayri Türkyılmaz'ın hamleleri de öyle. 
Her ne kadar bunu yaparken hesap hataları ortaya çıksa da toplumun bir bölümünü etkilediği aşikar. 
Daha doğrusu 50 bin ton zeytini üreticiden satın alacağını açıklaması hayli ses getirmişti. 
Sonrasında tabii 50 bin ton değil de 50 ton olarak düzeltildi ama kamuoyunda algı oluştu bir kere. 
Akabinde 50 bin ton mu 50 ton mu, kimse dikkat etmez artık. 
Öyle ki; Goebbels'in teorisinde olduğu üzere "eğer bir yanlış birçok kez tekrarlanırsa, insanlar yanlışı doğru olarak kabul edeceklerdir" mantığındaki gibi.
Yine Karacabey'de üreticinin ellerinde kalan soğanları alacaklarını-aldıklarını açıkladı Başkan Türkyılmaz.
Doğal olarak üretici adına da üreticinin zor durumda kalmamasını bir politik argüman olarak görenler adına da mühim bir adımdı bu. 
Kaldı ki, bu alımların bedelinin belediyeden nasıl ödeneceğini bile sorgulamadan inanmaya hazır bir kitle vardır.
Örnekler çoğaltılabilir. 
Önümüzdeki günlerde yeni örnekler de çıkacaktır zaten. 
*
Sonuç olarak Bursa'da artık sesini daha çok duyuran, toplumsal konulara daha fazla hassasiyet gösterdiğini hissettiren bir muhalefet görüyoruz. 
Ve oyunu kuralına göre oynayan, algıyı yönetmeyi becerebilen bir muhalefetten söz ediyoruz. 
İsmet Karaca ile birlikte Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'ın da bu süreçte aktif rol aldıklarını belirtiyoruz. 
Önümüzdeki süreçte hem Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş hem de ilçe belediyelerinin ciddi bir muhalefet ile karşı karşıya kalacaklarını öngörmekteyiz. 
Tüm bunlarla birlikte belirtmek gerekir ki, muhalefet de kent yönetimleri için gereklidir. 
Bir denetleme unsurudur. 
Dolayısıyla CHP'lilerin açıklamalarını önemsemek gerekiyor.