Sorunun boyutu malum.
Basite indirgenecek bir noktada değil.
Devasa ama çok bileşenli bir yapıda.
İstanbul başta olmak üzere dünya kentlerinin hemen hepsinde bu sorun önemli bir noktada durmakta.
Hatta nüfusu 100 bin seviyelerinde seyreden ülkemizin güzide kentlerinde bile trafik sorunundan söz ermek mümkün.
Maalesef öyle.
Bursa'da da trafik sorunu mevcut ve gelecek yönetimlerin en önemli konusu olacak.
Kaçınılmaz bir şekilde bu hususu öncelemek ve gelecek vaatlerinde kullanmak yöneticilerin ve yönetici adaylarının ajandasında yer almak zorunda.
Ancak burada karşımıza ciddi bir sıkıntı çıkmakta.
Yani trafik sorununun çözümünde görev dağılımı ve tanımlama ile ilgili bir karar vermemiz gerekiyor.
Bu önemli bir sıkıntı.
Konunun başrolünde olan sabit ve değişken aktörlerin mutlak suretle ortak hareket etmesi gerekiyor.
Başka çare yok.
Yol, köprü vs yapılacak ama ulaşımın ana aktörleri olan vatandaşlarımız da sorumluluğunu unutmayacak.
Ve lastikli araçların alternatiflerine fırsat tanınacak.
Ayrıca toplu ulaşım özendirilecek.
Şüphesiz; Büyükşehir Belediyeleri ve Ulaştırma Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı en üst sorumlu makamlar.
Burada farklı bir düşüncemiz yok.
İlk başta sorumluluk bu kurumların.
Ama dediğimiz gibi topyekün bir görev tanımı ve dağılımı da önemli olacaktır.
Hal böyle iken alternatif ulaşım olanaklarını hayata geçirmemiz de elzem.
Toplu ulaşım şart ve raylı ulaşım da son derece kıymetli ama bisiklet vb. araçların kullanımı da faydalı olacaktır.
Dünya kentlerinde bu anlayış gayet yaygın.
Ve yürüme alışkanlıkları oturmuş durumda.
Bizde gideceğimiz yerin kapısında kadar araçla gitme isteği var. 
Ne yazık ki, kentlerde ulaşım planlaması yapılırken, (yapıldıysa tabi) salt motorlu lastikli araçlar hesaba katılıyor. 
Ya da öncelikli olarak değerlendiriliyor.
Yürüyerek veya bisiklet ile bir noktadan diğer bir noktaya ulaşmak çoğu zaman mümkün olmuyor. 
Aynı zamanda büyük şehirlerde motorlu taşıt kullanım oranı kentlerin genişlemesi ve büyümesiyle aynı oranda artıyor. 
Sanayi bölgeleri ile çalışanların konaklayacakları evlerin mesafesi düşünülmüyor. 
Dolayısıyla yaya ulaşımı ve bisiklet ulaşımı oransal olarak daha da düşüyor.
Türkiye Mühendis Haberleri adlı yayımda bir çalışma kaleme alan Volkan Emre Uz ve Prof Dr. Mustafa Karaşahin'e göre 
"Otomobillerin en büyük payı aldığı bu gelişme sonucunda kentiçinde yol yüzeyleri yetersiz kalmakta, trafik sıkışıklığı artmakta, yüksek taşıt trafiği ile birlikte hava ve gürültü kirliliği kabul edilebilir sınırları aşmakta, asfalta dönüşen kentlerde ulaşım sorununu çözmek savıyla yapılan yeni yollar ve katlı kavşaklar sorunu daha da ağırlaştırdığı gibi kentin estetiğini de bozmaktadır."

Aynı araştırmada "Bisiklet kullanıcıları için yollarda herhangi bir yer ayrılmadığı ve sürücüler tarafından dikkate alınmadıkları için bisiklet kullanımı tehlikeli, stresli ve zor hale gelmekte ve bisiklet kullanımı giderek azalmaktadır" ifadeleri kulanılmakta.
Çok doğru.

Elbette bu yazdıklarımız Türkiye ve Bursa şartlarında kolay değil.
Ama imkansız da değil.
Mesela planlama açısından daha şanlı gibi görünen Nilüfer'de yaya yolu ve bisiklet yolları bazı noktalarda yer almakta.
Bu değerlendirmemizi yapmamızda hatırlatıcı olan ise DEVA Partisi Bursa İl Başkanlığının eylemiydi.
Başkan Serkan Özgöz ve arkadaşları hem Büyükşehir Belediyesini eleştirmek hem de bisiklet ve yaya yollarının eksikliğine dikkat çekmek için eylemdeydiler. 
Bisikletleriyle eyleme katılan Başkan Özgöz: "Bizler Bursa'nın Avrupa'nın çağdaş kentleri gibi bir kent olmayı hak ettiğini düşünüyoruz.
Hollanda'da insanların %45'i işine bisikletle gidiyor. Bizde 'güvenli yollar olsa işime bisikletle giderim' diyenlerin oranı %55 civarında. Bursa bugün bisiklete binilemez bir kent." ifadelerini kullanıyor.

Sonuç olarak kentte yapılacak yeni yatırımlarda yaya ve bisikletli ulaşımın güvenli ve özendirici hale getirilmesi önemli olacaktır.
Yukarıda da söylediğimiz gibi vatandaşlarımızın toplu ulaşıma ve alternatif ulaşıma özendirilmesi trafik sorununun çözümüne katlı sağlayacaktır.
Bununla birlikte sorunun tarafları da yeni yol vb. hizmetler için gayretini sürdürmelidir. 
Tarafları harekete geçirmelidir.