Buradan bir mesaj var.

Hatta birden çok mesaj var.

Yani salt merkezi iktidara gösterilen bir sarı kart değil bu.

Ötesi var. 

Aynı zamanda köklü bir değişim yaşanmasını sağlayan hareket var. 

İzlenen politikaların destek görmemesinin yanı sıra AK Parti'de kırgınlıkların çok daha yüksek boyutlara ulaştığını gösteren bir durum söz konusu. 

İstanbul başta olmak üzere belediyelerde "gerçek belediyecilik" söyleminin önemsenmediği görüldü.

Büyük projelerin yani metrolar, boğaz köprüleri, Osmangazi köprüsü, yollar gibi yatırımların etkisinin yeterli olmadığı belirtilmiş oldu. 

Dahası artık bir değişim gerektiği ifade edildi.

Seçmenin taleplerinin değiştiği gösterildi.

Emekliler, ilk kez oy kullananlar, AK Parti'nin küskünleri sonrasında ne olursa olsun sesini bu şekilde duyurmak istedi.

Elbette bu bir yerel seçim.

Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin iktidardan düşmesine yol açmayacak.

Ama bir güç kırılması yaşanması da kaçınılmaz olacaktır.

Diğer taraftan başka bir sınav süreci de başlayacaktır.

Merkezi hükümet ile CHP'li Büyükşehir Belediyeleri arasında nasıl bir süreç işleyeceği de merakla takip edilecektir. 

Belediyelerin başka parti, merkezi idarenin başka partiden olmasının gelir açısından bir farkı yok.

Daha doğrusu Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin CHP'li Mustafa Bozbey tarafından yönetilecek olmasının gelir düşüşüne yol açamayacağını unutmamak lazım.

Merkezi bütçeden kişi başına pay gelmekte.

Ayrıca şehirde üretilen katma değer üzerinden bir payla karşılaşmakta.

Elbette büyük fabrikaların bazılarında merkez Gebze/Kocaeli ve İstanbul olmasından dolayı istenilen gelir yok.

Sadece bakanlık yatırımları üzerinden aynı ivme devam etmeyebilir.

Fakat İzmir Metrosu ve İstanbul Metrolarının yapımı konusunda Ulaştırma Bakanlığı yatırımları devam etti.

Zaten bu yatırımlar da ilgili belediye bütçesine uzun vadede yansıtılıyor.

Ancak belediye borçlanmalarında Hazine garantisi istenmesi durumu olmakta.

Yani Hazine tarafından kefil olunması gerekmekte.

Burada da belediyelerin borçluluk durumuna bakılmakta. 

Kimine göre de politik bir değerlendirme olmakta. 

Bir başka konu ise belediye personelinin durumuyla alakalı. 

Görevden almaları bir şekilde yapmak mümkün ama yargı denetimine tabi olunmakta.

Genel sekreter ataması ise ilgili bakanlık tarafından gerçekleştirilmekte.

Büyükşehir Belediye Başkanı teklif edip merkezi idare tarafından atama gerçekleşmekte.

Burada sorun olacağını sanmıyoruz.

Başkan Bozbey şartları tutan istediği isimler çalışabilecektir. 

İlk günler eski yönetim aleyhine propaganda faaliyetleri ile geçebilir. 

Sonuç olarak yerel seçim önemli bir durum şüphesiz.

Bu yadsınamaz.

Fakat genel olarak ülke yönetiminin buradan yapıldığı da söylenemez.

Yeni seçilen bir hükümet ve TBMM var. 

Normal şartlarda 4 yıl daha görev süresi bulunmakta. 

Erken seçim olur mu, bilemiyoruz ama AK Parti ve Erdoğan'ın şimdilik bunu isteyeceğini sanmıyoruz.

Yeni dönemi ilgiyle takip etmiş olacağız. 

Ve nasıl bir süreç olacağını da görmüş olacağız.

Değişim büyük oldu.

Halkın beklentisiyle örtüşüp örtüşmeyeceğini zaman gösterecek.