Altılı masanın kazananı ve kaybedenleri

2023.03.09 15:26 - Son Güncellenme: 2023.03.09 15:31
A

Bu konuyu ikiye ayırmak gerekmekte aslında.

Ya da bu yazı için ikiye ayırmış olalım.

Çünkü başka unsurlar da ekleyerek daha fazla alt başlıklar ile konunun değerlendirilmesi de mümkün. 

Bizim ayırdığımız iki bölüm zamansal mânada.

Yani başlıktan hareketle "kısa ve uzun vadede" şekliyle değerlendirmiş olacağız. 

Değerlendirmemizi yaparken de bu minvalde hareket edeceğiz. 

Altılı masanın her halükarda kazananı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu.

Yani kısa vadede de kazanan kendisi uzun vadede de.

Altılı masanın kurulma gerekçesi de Kılıçdaroğlu'ydu nihayeti de öyle oldu.

Seçimi kazanması halinde zaten kazanmış olacak ancak kaybetmesi de muhtemelen az bir farkla gerçekleşecektir.

10 seçim kaybetmiş 11. seçime giren Kılıçdaroğlu eğer aday yapılmamış olarak devam etseydi koltuğu sorgulanacaktı.

O nedenle bu seçimde aday olması kazansa da kaybetse de masanın galibi olarak kayda girmiş olacak.

Elbette masanın kazananı ya da kaybedeni olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu düşünenler de çıkacaktır.

Ama unutmamak gerekir ki altılı masanın sakinleri süslü cümlelerle dile getirdikleri "Önce ülkemiz" sloganının yanında "önce partimiz ve kendimiz" demiş olduklarına da tanıklık ettik.

Gerçekte düşünce budur aslında. 

Masanın diğer bir kazananı Saadet Partisi olsa gerek.

Pragmatik yaklaşım olarak değerlendirsek de partisinin ve Temel Karamollaoğlu'nun konumunu irdelesek de benzer sonuçları almış oluruz. 

Çünkü son seçimlerde aldıkları oy oranlarının çok üzerinde bir konumlandırmayla hareket ettiklerini söylemek yanlış olmayacaktır.

Erbakan ekolünden gelenlerin aynı düşüncede olup olmadıkları ayrı bir tartışma konusu. 

Bu nedenle orta ve uzun vadede kazanan olurlar mı, bilemiyoruz.

Aynı şekilde seçim ile birlikte üstlenecekleri olası görevler bağlamında teoride önemli kazanımlar elde ettiklerinin ipuçlarını görmekteyiz.

Demokrat Parti de masanın kazananlarından.

En azından şimdilik öyle görünüyor.

Saadet Partisi gibi bu parti için de benzer ifadeler kullanmak zor olmasa gerek.

Kazanmaları halinde Cumhurbaşkanı Yardımcılığı makamı başta olmak üzere birçok kazanım son seçimlerde aldıkları oylarla karşılaştırıldığında önemli bir unsur olacaktır.

Gelecek Partisi ve Deva Partisi için de benzer ifadeler kullanmakla beraber bazı farklı cümleleri de kurabileceğiz.

Şöyle ki; kısa vadede ve günün koşullarında bir kazançdan söz etmek mümkün.

Ancak önümüzdeki seçim sonrası için değerlendirdiğimizde yani orta ve uzun vadede bugünkü kazanım belki de kaybetmenin alt yapısını oluşturacaktır.

İYİ Parti ve Meral Akşener konusuna gelince.

Bu bölüm belki de çok kapsamlı değerlendirilmesi gereken noktalara işaret etmekte.

Altılı masanın kazananı diyemeyeceğimiz bir taraf belki de burası.

Çünkü masadan kalkmanın tartışılmasının yanında yeniden dönüş de tam manasıyla anlaşılabilmiş değil.

Masadan kalkmanın gerekçeleri belki anlaşılabilecekken ve önümüzdeki seçim sonrasının alt yapısı oluşabilecekken, pazarlık gücü düşmüş bir şekilde masaya oturmanın nasıl bir kazanım olacağını kestirmek kolay değil.

Kaldı ki onurlu bir dönüş için için oluşturulan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş hamlesi de tam manasıyla istediği ölçüde kabul edilmiş değil.

Altılı masanın sonuç bildirgesine bakıldığında "görevleri tamamlandığında" ya da " uygun bir zamanda" denilerek açık kapı bırakılması önemli bir detay olsa gerek.

Oysa genel kanının aksine masadan kalkmışsanız eğer oy oranımızda sınırlı bir düşüş olacakken; yeniden oturduğunuzda belirsiz bir sürece de adım atmış oluyorsunuz.

Hem de pazarlık gücünüzü kaybetmişken.

Masadan kalkması da oturması da hem kısa vadede hem uzun vadede bir kazanım olarak karşısına çıkması kolay olmayacaktır.

Masaya sonradan dahil olan iki isme gelince.

Bize göre İmamoğlu da Yavaş da kısa vadede bir kazanım gibi görünen süreçte aslında kaybeden konuma geçeceklerini söyleyebiliriz.

Akşener'in bu hamlesi Kemal Kılıçdaroğlu'nun kısmen kabul etmesiyle farklı bir noktaya gelirken, her iki belediye başkanının da diskalifiyesiyle sonuçlanabilecektir. 

Orta ve uzun vadede de aynı şekilde toplumun etrafında birleşecek aday profilinden uzaklaşmasıyla da neticelendirecektir.

HDP'nin bu sürece aleni şekilde katılmak istemesi de dikkatle izlenmesi gereken bir noktada durmakta. 

Sonuç olarak altılı masanın kararıyla açıklanan Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim süreci dikkatle izlenecektir.

Hamleleri de. 

Altılı masanın tüm paydaşlarının seçim sonuçlarına katkıları ya da zararları da görülecektir.

Evdeki hesabın çarşıya uyup uymayacağı görülecektir.

Kazanan ya da kaybedenlerin nasıl bir sürece  evrilecekleri izlenecektir. 

Çok hareketli bir seçim sürecine girildiğini hissediyoruz.

Cumhur ittifakı adayı Erdoğan ile Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu'nun yarışacağı seçimin öncekilere göre bir dizi farklılıklarla neticeleneceğini düşünüyoruz. 

Ancak diğer taraftan altılı masa paydaşlarının durumu da ilgiyle izlenecektir. 

Dediğimiz gibi bu sürecin kazanan ya da kaybedenleri bugünden bakışla belirgin izler verirken orta ve uzun vadede değerlendirildiğinde durum değişebilecektir. 

Yaptıkları hesaba göre seçimin kazanılacağını garanti görüyorlar.

Ama sandıktan çakacak sonuç istedikleri gibi olur mu, bilinmez.

Dolayısıyla orta vadede bugünün kazanan altılı masa paydaşlarının durumu da değişebilecektir.

Zira tüm hesaplar kazanmanın garanti olduğu teziyle yapılmış görünüyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları