Her seçim öncesi gündeme gelir.

"Bu kez farklı olacak" denir.

Ve "artık oy getirecek isimlere ihtiyaç var" cümlesi kurulur.

İdeal bir liste ile seçmen karşısına gidileceği dile getirilir.

İdeal liste kime göre tabi. 

Hemen her parti için geçerli belki de.

Salt AK Parti için değil.

Parti tabanları bunu dile getirir.

Bazı partililer ise ön seçim sözüyle bu çağrıyı yapar.

Esasında liste garantisi almaları halinde ön seçimin adını bile anmayacaklardır.

Böylesi bir ortamda seçim atmosferine girilir.

Kimi partililer ise demografik yapı üzerinden beklenti ile hareket eder.

"Dağ yöresinin adayı" olarak çıkar kamuoyu önüne. 

Kimi de "Erzurum" ya da "Güneydoğu" seçmenine hitaben.

Hatta Balkanlar üzerinden hareketle "Batı Trakya'nın adayı" olarak görülmek istenir. 

Kendilerine alan açmaya çalışanlar sayesinde dile getirilen rakamlarla Bursa'nın nüfusu neredeyse İstanbul'u geçmiş olur.

Böyle alıp gider tartışmalar, heyecanlar.

Listeler açıklanana değin böyle olur.

Dilden dile dolaşan hikayeler oluşturulur. 

"Senin nüfusta Erzurum yazsaydı olacaktı" diye avutulur kimi partililer.

Ya da "son anda liste değişti" söylemine sarılırlar.

Kimi zaman doğru olabilir elbette.

Ama genel itibariyle masum yalanlar olarak bilinir. 

Malumunuz AK Parti'de 2002 seçimleri demografik yapı itibarıyla tüm kesimlere umut vermişti. 

Yani her bir Bursalı, aday olup seçilebileceğini görmüş oldu.

"O oluyorsa ben niye olmayayım" düşüncesi hakim olmaya başlamıştı.

12 milletvekili çalınca o dönemde dağ yöresi de bir isim ile temsil edildiğini düşünmüştü. 

Batı Trakya'dan da Karadeniz'den de Anadolunun çeşitli yerlerinden gelenlerden de milletvekili çıkarılmış oldu. 

Dolayısıyla her kesimde beklenti artmış oldu.

Dernekler, sendikalar, SİAD'lar ve daha birçok sivil toplum kuruluşu ve bürokrasinin temsilcileri aday olmak için kolları sıvamış oldu.

Aynı şekilde parti yöneticileri de.

Ancak 2002 seçimlerindeki aşkın temsil dönemi gibi bir dönem bir daha gerçekleşmedi. 

Toplam milletvekili sayısı artsa da AK Parti bir daha 12 milletvekili sayısına ulaşamadı.

Böylece daha önce kendi yörelerinin temsilcisi olarak gördükleri konumda yer alamadılar.

Bu tartışma devam edecektir elbette.

Burada ifade etmek istediğimiz başka bir unsur var aslında.

Belki de bir yanılgıya ilişkin itirazımız olarak da görülebilir.

Sanılanın aksine kişinin göç ettiği ya da kendisini ön plana çıkardığı durumu tek başına etken değil.

Hatta iddialı olacak ama ön planda da değil.
Sadece tamamlayıcı bir unsur.

Hakan Çavuşoğlu'nun Batı Trakya kökenli olması değil milletvekilliğine taşıyan. 

Kökeni tamamlayıcı unsur.

Efkan Ala'nın Erzurumlu olması değil kendisini Bursa Milletvekili yapan.

Ama tamamlayıcı ve listedeki demografik yapı için uygun.

Osman Mesten'in dağ yöresi kökenli olması da değil milletvekili olmasındaki etken. 

Geçmişte de Faruk Ambarcıoğlu'nun milletvekili olmasında dağ yöresinin etkisi yüksek değildi.

Zaten 12 çıkarılacağı bilinseydi liste böyle olmazdı.

Şüphesiz bu teze karşı çıkanlar olacaktır.

Saygı duyarız.

Ancak bize göre bu gerçek önemli.

Önümüzdeki süreçte de benzer bir durumun yaşanması yüksel ihtimal.

Yani yine demografik yapıya dikkat edildiği görüntüsü çıkacaktır ama burada yöre ile  ilişkilendirilen kişinin listede olmasının asıl nedeni başka unsurlar olacaktır.

Bir Erzurum kökenli isim  belirlenecekse ilgili dernek temsilcilerinin önericiyi değil de parti yöneticilerinin önereceği isimler olacaktır.

Ve 2002 seçimlerinden farklı olarak her yörenin temsilcilerinin ön sıralarda yer alması mümkün olmayacaktır.

Muhalefet partilerinin önceki seçimlere göre daha iddialı olmaları bir etken görülebilecekse de ve kitlelere hitap edecek isimlerin olması istenecekse de liste yapım sürecinde dediğimiz sav çerçevesinde hareket edilecektir.

Çünkü AK Parti'de bireylerin oy potansiyelleri liderlerinin önünde değil.

Listeler Erdoğan'ın alacağı oya sadece destek niteliğinde olabilecektir.

Dolayısıyla listeler parti tabanı ya da sivil toplum kuruluşlarının taleplerini karşılamayacaktır. 

Liste yapıcı isimlerin bakışı ile bu konuda fikir beyan edenlerin örtüşmeyebiliyor.