AK Parti Ankara Kulisi: Bursa'da değişim olacak mı?

2024.07.02 12:15 - Son Güncellenme: 2024.07.02 12:31
A

AK Parti'nin ilk yıllarını hatırlıyoruz.

22 yıl geçmiş. 

Hatırlamak zor olsa da kaleme aldığımız konuyu okuyunca akıllara düşecektir.

Başlıktan hareketle AK Parti'nin toplumda yeni yeni kabul görmeye başladığı, kimi kurumlarda henüz kabul edilmeyen hatta kapatılacağı gözüyle bakılan bir dönemi anımsıyoruz. 

Parti içindeki birçok isme bu yönde telkinde bulunulduğu hatta istifa edildiğini unutmuyoruz.

Bursa'ya yansıması da aynı şekildeydi. 

12 milletvekili çıkardıkları 3 Kasım seçiminde bir ikisi dışındakileri tanıyan bile yoktu.

Katıldıkları etkinliklerde karşılayan da yoktu neredeyse. 

Ertuğrul Yalçınbayır, Altan Karapaşaoğlu ve Faruk Çelik dışındakiler yeni yeni tanınıyordu. 

Ancak bu isimlerin bazıları hayli tecrübeliydi. 

Yani siyasetin cilvelerini biliyorlardı.

Aralarında adı konmamış bir rekabet de vardı sanki. 

Abdullah Gül'ün seçildiği/seçilemediği Cumhurbaşkanlığı sürecine kadar bu endişelerin hissedildiği söylenebilecektir. 

2004 yerel ve 2007 genel seçimleri, 2008 kapatma davası, 2009 yerel ve 2011 genel seçimleri, 2010 halk oylaması, 2014 yerel seçimleri ve akabinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2016 seçimi, tekrarlanan seçim, 15 Temmuz darbe girişimi, 2017 halk oylaması, 2018 halk tarafından kullanılan oylarla gerçekleştirilen doğrudan Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2019 yerel seçimleri, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2024 yerel seçimi hepsinin kendine özgü dinamiği olsa da bu seçimleri bir şekilde hatırlıyoruzdur.

Bursa'ya bakınca Ertuğrul Yalçınbayır, Faruk Çelik, Bülent Arınç, Mehmet Müezzinoğlu, Efkan Ala ve Mustafa Varank gibi bakanlar geldi geçti.

Bir de şehirde "Bursa'nın patronu ya da ağabeyi" tarzı bir söylem aldı başını gitti.

AK Parti İl Başkanları daha çok bu bakanların tavrına göre hareket etti.

Büyükşehir Belediye Başkanlığında ise efsane isim Hikmet Şahin, daha sonra istifa ettirilecek olan Recep Altepe ve Alinur Aktaş görev üstlendi. 

Bu süreçlerde yerelde hep algı yönetmeye çalışanlar oldu.

"Ankara kulislerinden alınan bilgi" cümlesiyle başlayan ancak tek bir isim ve çevresi tarafından yapılan yönlendirmeler söz konusuydu.

Oysa bahse konu Bursa yönetimine ilişkin hususlar kimsenin gündeminde bile değildi Ankara'da. 

Nitekim bu taktiklerle bir süre başarılı oldukları da söylenebilir.

İşin ilginç yanı bu yönde algı yönetmeye çalışan isimler çok uzun süredir Bursa siyasetinde boy gösteremiyor. 

Günümüzde de benzer bir durum söz konusu olmaya başladı.

Başladı ama artık tek merkezden ya da tek bir isim üzerinden yapılan algı oyunları tutmamakta.

Çünkü çok yönlü bilgi akılı mümkün hale geldi.

Algıyı yöneterek istedikleri isimlerin kentte gündeme getirilmesini sağlamaya çalışsalar bile çok kısa sürede algı tersine çevrilebilmekte. 

Malumunuz üzere AK Parti teşkilatlarında bir değişiklik beklentisi var.

Bu değilimin Bursa'ya sıçraması kaçınılmaz.

Ama il düzeyinde ama ilçeler düzeyinde bir şekilde değişim olacak gibi görünmekte.

Zaten yerel seçim nedeniyle atamayla göreve gelen çokça isim var ve istifa eden yöneticiler nedeniyle yedeklerle idare edilen bir teşkilatlanma söz konusu. 

Dolayısyla öyle ya da böyle bir şekilde değişim olacak.

Sadece hangi birimlerde ve ne şekilde olacağını kestirmek güç.

Bir de bu süreçte İl Başkanı Davut Gürkan devam etmeyecekse yerine getirilecek isim üzerinden algı yönetimi başlamış durumda. 

Elbette istedikleri isimleri dolaşıma sokuyor sözünü ettiğiniz çevreler.

Şüphesiz AK Parti'de Bursa'ya ilişkin değerlendirmeler yapılıyor şu sıralar. 

Ancak sanıldığı gibi tüm işlerini bırakıp Bursa'yı ele aldıkları yok.

Dahası dolaşıma sokulan isimler üzerinden bir istişare de yok.

Değişiklik olacaksa ve sürpriz bir isim atanırsa hayretle karşılamamak gerekmekte. 

Sonuç olarak AK Parti'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemlerinden de anlaşılacağı üzere kapsamlı bir değişim söz konusu olacak. 

Bu durum merkezde de taşrada da olacak gibi görünmekte.

Doğal olarak her alanda bir kulis faaliyeti olmakta. 

Ama dediğimiz gibi dolaşıma sokulan isimler ya da favori isimlere yönelik itibarsızlaştırma çabaları bir nevi algı yönetimi olarak görülmekte. 

Karar açıklanıncaya kadar da bu yapılacaktır.

Geçmişe göre tek fark ise evdeki hesaplar çarşıya uymamaktadır.

Söz konusu durum CHP'de seçim öncesi çokça yaşanmıştı.

İYİ Parti'de de öyle.

Muhtemelen bundan sonra da öyle olacaktır.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları