Binay Kazan

Binay Kazan

Parçaları kaybolmuş bir puzzle seti gibi mi oldu insanlar?

2024.11.14 10:35 - Son Güncellenme: 2024.11.14 10:35
A

İşyerimdeki odamın duvar panosunda 7 yıldan beri hiç eskimeyen bir söz demeti yazılı duruyor. 60 yaşındaki ABD'li yazar Chuck Palahniuk'un yazdığı bu söz demeti, bu yazıyı yazdığım bu bulutlu Kasım sabahında bile hala aynı duygu ve düşünceleri çağrıştırıyor bende: "Artık parçaları kaybolmuş bir puzzle gibi insanlar...Kiminin ruhu, kiminin beyni ve ne yazık ki bir çoğunun kalbi yok"

Aynı kuşaktan geldiğimiz bir edebiyatçı olan Palahniuk'un; düne, bugüne ve yarına atılmış bir ilmek gibi birbirini bağlayan bu anlamlı sözleri , ne yazık ki yazarını kıskandırırcasına her geçen gün daha fazla güncellik kazanıyor.

Evet...Yaşadığımız her gün, geçmişteki günleri arar hale geliyoruz. Gelecekten umutsuz ve mutsuz bireyler topluluğu olma yolunda epey mesafe alan insanlarımız, bilinmeyen yarınlara  koşup giderken, yaptığı yanlışlıkların da hesabını sorup duruyor kendine...

Gerçekten zorlu bir dönemi yaşıyoruz. Ülkemizde; yaşam ve geçim şartları arasında sürekli bocalıyoruz. Çoğunluğu 12.500 TL olan emekli maaşları ile 17.020 TL'lik asgari ücret ile geçinmeye çalışan insanlarımız, açlık ve yoksulluk sınırlarını zorluyor.

Filistin ve Lübnan'daki savaş görüntüleri ve insan ölüleri içimizi dağlıyor. Ukrayna'dan sonra Ortadoğu'da da yaşanan bu olumsuz görüntüler, pazıl parçalarının kaybolduğunun bir başka göstergesi oluyor ne yazık ki...

Ya ölen veya öldürülen çocuklarımız...Narinler, Sılalar ve en son olarak Selçuk'ta aynı evde yanarak ölen  Bulut, Masal, Aslan, Funda Peri ve Nefes adlarındaki 5 bebe...

İnsanın içinden bir şeyler koparıp götürüyor bu çocuk katliamları...

YAŞAMIN ADI VE ANLAMINA DAİR BİR TESPİT

Bu karamsar tablo içinde; yaşamaya çalışan insanlarımız, bazen de uzayda yürür gibi kararsız ve yavaş adımlarla geleceklerine yön vermeye çalışıyorlar. Her zaman gazetelerin 3.sayfalarına yansıyan toplumsal ruh halimiz, artık kendisine birinci sayfalarda yer bulmaya başladı. Kafası bozuk insanların yaşadığı bir ülke haline gelen Türkiye, bir kış mevsimi öncesinde oldukça kafası karışmış insanların da bulunduğu bir ülke haline dönüşüyor.

Ülkemiz insanlarını bir kördüğüm haline getiren olaylar ve yorumlar, zaman zaman yoğun stres ve ruhsal bozukluklara bile neden oluyor. Ardından cinnet haberleri yer alıyor medyada...

İşte bu noktada "yaşamın adı ve anlamı" biraz daha ön plana çıkıyor. Gerçeklere sırtını dönerek yaşamayı hüner sayan toplumumuz, ne yazık ki yaşamın adını bir türlü koyamadığı  için, yaşamın anlamını da yerine oturtamıyor. Çoğu kişi için; TV dizilerinde ve sosyal medyada yaşanan sahte sosyalleşme, ne yazık ki hayatın gerçeklerinin fersah-fersah gerisinde kalıyor. Pastanelerdeki Dubai çikolatası kuyrukları da, acı tebessümlere neden oluyor.

BURSA CADDELERİNDEKİ İNSAN PORTRELERİ

Bugün... Bir bakın bakalım sizde benim gibi Bursa'daki cadde ve sokaklara...Atatürk Caddesi'nde...Yeşil Semti'nde...Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'nda...Özlüce'de...Tophane Meydanı'nda...Cumhuriyet Caddesi'nde...

Neler göreceksiniz?

Öğle saatlerinde BESAŞ büfeleri önlerinde...Uludağ Üniversitesi'nde...Şehir Hastanesi polikliniklerinde...Otobüs ve metro duraklarında...Semt pazarlarının son dakikalarında...

Yaşadığımız bu güzel kentin her yanındaki mutsuz insan fotoğraflarını siz de görebilirsiniz çıplak gözlerinizle...

Kafaları ekonomik ve sosyal sorunlardan bunalmış, hatta karmakarışık olmuş bu insan fotoğrafları, 21. yüzyılı yaşayan bu ülkenin ayıplarından biri olmalıdır aslında...

RUHSUZ VE DUYGUSUZ MU OLDUK YOKSA BİZ?

İşte yaşamın bu negatif unsurları, Türkiye' deki mutsuz insan fotoğraflarını yaratıyor. Herkes gergin, herkes sıkıntılı ve yorgun...Ümitsizliğe düşen, karamsar olan, gelecek beklentilerini erteleyen, günü yaşayan ve o günü kurtaran insanlarımızın boğazını gizli bir el gibi sıkan da bu ülkenin gerçekleri değil mi?

Bilinmeli ki; yaşamın negatif unsurları, "insanların beynindeki takozları" çoğaltıyor. Çoğalan bu takozlarda, insanların dostluğu-sevgiyi-aşkı ve mutluluğu bulmasını engelliyor. Ve bu engeller arasında bocalayıp duran kafası karışık ve bozuk insanlar da, insan yaşamının adı ve anlamı konusunda hiçbir şey söyleyemiyor. Söylemiyor belki de...

Ve bu güzelim ülkede; mutsuz insan fotoğrafları kare-kare çoğalıyor ve bu fotoğraflar büyüyerek koca bir toplumun "bir mutsuzluk fotoğrafı" olarak tarihin içindeki zorunlu yerini alıyor.

Bugün bakın bir sokaklara,caddelere..            

Sonunda; bazı parçaları kaybolmuş bir pazıl seti gibi mi oldu insanlar?

İki yakamız ondan mı bir araya gelmiyor bir türlü...Palahniuk'un dediği gibi; kimimizin ruhu, kimimizin beyni, çoğumuzun da kalbi mi yok?

Ne dersiniz...Ruhsuz, beyinsiz ve kalpsiz mi yaşıyoruz yoksa artık biz?

Oyuncak yap-bozlar örneği!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları