Binay Kazan

Binay Kazan

Kırmızı ışıkta deli muamelesi

2025.01.30 11:33 - Son Güncellenme: 2025.01.30 11:37
A

Zaman-zaman TV ekranlarına ve gazetelerin 3.sayfa haberlerine de yansıdığı gibi; trafik ışıklarına yeterince uyulmadığı için ülkemizde ve yaşadığımız kent Bursa'da, birçok trafik kazası meydana geliyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü yakın bir geçmişte; kırmızı ışık ihlallerinden kaynaklanan çok sayıda ölümlü ve yaralamalı trafik kazaları üzerine, ilginç bir uygulama başlatmıştı. Artık kırmızı ışık ihlali yapan sürücülerin ehliyetlerine geçici olarak el konuyor ve sürücülerin bir sağlık kuruluşuna giderek göz muayenesinden geçmesi isteniyordu.

Bu durum; ülkemiz koşulları ve kuralları için, oldukça ilginç sayılabilirdi ama caydırıcı olabilecek bu uygulamadan vazgeçildi. Şu anda Türkiye'de; kırmızı ışıkta geçmenin cezası 2.167 TL ve 20 puan...

Fakat kırmızı ışıkta geçmeyi bir Avrupa ülkesinde denemeniz halinde başınıza neler gelebileceğini aşağıdaki bölümü okuyunca daha iyi anlayacaksınız ve halinize şükür edeceksiniz.

Almanya'nın Köln kentinde faaliyet gösteren bir makine satış firmasının sahibi olan Türk iş insanının başına gelenleri öğrenince, ülkemizde oldukça ilginç bulduğumuz göz muayenesi  cezasının orada nasıl ağır bir şekilde uygulandığını öğrenecek ve bu ülkede hafifletilmiş trafik kuralları ile yaşadığınız için yetkililere teşekkür edeceksiniz belki de!

İşte kırmızı ışık ihlali ve ilginç sonucu konulu hikayemiz...Yaşayan iş insanının ağzından...

BİR KIRMIZI IŞIK İHLALİNİN ACI SONUCU!                                                                           

"Gece yarısından sonraydı. Ailemle birlikte bir dost ziyaretinden dönüyorduk. Arabayı ben sürüyordum. Yolun ilerisinde bir kaza olduğunu gördüm. Ne olmuş diye bakarken, birden dört yol ağzında olduğumuzu fark ettim.

Trafik ışıkları kırmızıya dönmüş ama ben geçmiştim. Yapacak bir şey yoktu.  Allah'tan çevrede polis falan yoktu.

Bu olayın üstünden bir hafta geçmişti. Karakoldan bir mektup aldım ve beni görüşmeye çağırıyorlardı. Gittim. Beni bir odaya aldılar. "Bir konuda bilginize başvuracağız. Size bir fotoğraf göstereceğiz. Bu araba şirketinize ait...Geçen hafta şu gün ve 01.12'de şu kavşakta kırmızı ışıkta geçerken kameraya yakalanmış. Bakın bakalım direksiyondaki sürücüyü tanıyor musunuz ?" dediler.

Fotoğraftaki  kişiyi tanımadığımı söyledim. Bunun üzerine bir fotoğraf daha çıkardılar. Bu benim fotoğrafımdı. Polis yetkilisi "Bu sizin fotoğrafınız. Bunu yabancılar şubesinden bulduk. Otomobildeki sürücü ile fotoğraftaki kişinin aynı olduğunu düşünüyoruz. Ne dersiniz ?" dedi.

Cevap vermeden önce avukatımla görüşebileceğimi söyleyen polis daha sonra da prosedürü anlattı: "Eğer arabayı süren ben değilim derseniz, sizi mahkemeye vereceğiz. Eğer resimdeki kişinin -siz- olduğu ispat edilirse, para cezası alacaksınız. Bu ceza, hatayı kabul ettiğiniz cezanın 2 katı olur ve ayrıca resmi makamları oyalamaktan ayrı bir cezaya daha maruz kalacaksınız "

Düşündüm ve kırmızı ışıkta geçenin -ben- olduğumu söyledim. Memnun oldular ve doğru seçim yaptığımı söylediler. Yüklü bir ceza ödedim ve ehliyetime el koydular. Ehliyetimi ne zaman alacağım konusundaki soruma da "Bizden haber bekleyiniz" dediler.

GÖZ VE PSİKİYATRİ MUAYENELERİ!

 Bir hafta sonra bir hastaneden davet aldım. Sıkı bir göz muayenesi sonrasında bir gurup doktorun karşısına çıktım. Her biri benim göz raporumu eline alıp: "Renk körü değilsiniz.  Gözünüz sağlam ama siz kırmızı ışıkta geçmişsiniz." dedi. Aradan bir hafta daha geçti. Bu kez hastanenin psikiyatri kliniğine çağırıyorlardı. Hastaneye gittim ve beni bir odaya aldılar. Odada 4 doktor vardı. İlk doktor "Gözleriniz sağlammış ama trafik ışıkları kırmızıya döndükten 58 saniye sonra geçmişsiniz. Bunun yanlış olduğunu biliyor musunuz ?"dedi. Ben yanlış yaptığımı söyledim. Aynı soruları diğer 3 doktor da bana sordu ve aynı cevabı onlara da tek-tek verdim.

Artık bana ehliyetimi geri vereceklerini düşünüyordum. Ama vermediler. Aradan bir 10 gün daha geçti. Bir mektupla karakola davet edildim. Polis yetkilileri:" Sizi yarın trafiğe çıkaracağız." dediler ve bana bir program verdiler. Bu; günde 2 saatten 4 gün ve 8 saatlik bir çalışma programıydı.

İlk gün gittim. Benimle birlikte 3 kişi daha bindi arabaya. Hareket ettim. İlk trafik ışıklarında durdum. Yanımda oturan ilk görevli: "Buna trafik ışığı denir. Kırmızıda durulur. Sarı ışık kırmızıya dönüşü gösteren uyarıdır. Anladınız değil mi ?"dedi.

Ben de tekrarladım: "Evet kırmızıda durulur. Sarı ışık uyarıdır."dedim ve yeşil yanınca hareket ettim.Yolda bir süre gittik ve bir başka trafik ışıklarına geldik. Bu kez arkada oturan görevlilerden birisi bana dönerek: "Buna trafik ışığı denir. Kırmızı da durulur. Sarı ışık kırmızıya dönüşün uyarısıdır " dedi. Ben de ilk cevabımı tekrarladım.

Bu sahneyi ilk gün 2 saat boyunca her trafik ışığında tekrarladık. Ondan sonraki 3 günde yine aynı görevlilerle aynı şeyi defalarca yaptık.

Sonunda ehliyetime kavuştum. Ama ben artık; kırmızı ışık yandığında hep duruyorum. Bu uzun süreç bana büyük ders oldu. Kurallara da her zaman uyuyorum"

Okuduğunuz gibi; Almanya'da yaşayan bu vatandaşımız, artık KIRMIZI'da hep duruyor.

Ya siz..? Siz de Bursa'daki kırmızı ışıklar yanınca duruyor musunuz?

Gerçi ülkemizde bu hatayı yapsanız bile, "insanı deli edecek" kadar kötü muamele yok ama, kurallara uygun yaşamak da en iyisi galiba...Ne dersiniz?  


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları