Binay Kazan

Binay Kazan

Halkla ilişkiler, bir mucizenin adı mıdır?

2024.11.07 10:17 - Son Güncellenme: 2024.11.07 10:17
A

Bursa'nın önemli sanayi kuruluşlarından birinin CEO'su olan arkadaşım aramıştı yıllar önce...Arkadaşım telefonda: "Yahu Binay...Kırk yılda bir şirketimizin katıldığı uluslararası bir fuarla ilgili bir e-mail gönderdim. Gazetenizde neden hala yayınlanmadı ?" şeklinde bir sitemde bulunmuştu.

Şaşırmış ve üzülmüştüm. Şaşkınlığım ve üzüntüm gönderilen fuar haberinin,  o dönem yöneticiliğini yaptığım gazetemizde yayınlanıp/yayınlanmaması ile ilgili değildi tabiî ki...

DOSAB'ta faaliyet gösteren ve milyonlarca dolarlık ihracat yapan koskoca bir firmanın kendi tanıtımını içeren bir iletiyi gönderim ve takip şeklinden dolayı üzülmüş ve de şaşırmıştım.

"Yazık" demiştim kendi kendime...Üretim, satış, yurtdışı fuar ve yönetim ile ilgili harcamalara hiç acımayan ama konu iletişim ve halkla ilişkiler olunca  bu önemli çalışmayı "bir e-maille" ucuza kapatmaya çalışan felsefeyi ayıplamıştım kendimce...Ve daha sonra bu düşündüklerimi CEO arkadaşımla da paylaşmıştım ve sormuştum ona; "Sizin bu işleri düzenleyen/takip eden bir halkla ilişkiler elemanınız yok mu ?" diye...Aldığım yanıt çok daha beterdi: "Bizim o tür işlerimizi sekreterimiz yapardı ama o da yıllık izine çıktı."

Bu cevapla; o CEO işletme yönetiminden sınıfta kalmıştı bence...

 PR: BİR BİLİM DALIDIR ZATEN..?

İşte bundan dolayı; bugünkü konumu halkla ilişkilere ve iletişime ayırmak istedim. Firmaların yıllardır süren bu eksikliklerini ve özürlerini ortaya dökmek için belki de...

Ülkemizde son 30 yıldır bir "halkla ilişkiler furyasıdır" gidiyor. Televizyonlarda ve yazılı basında; büyük holdinglerin ve halkla ilişkilere meraklı şirketlerin çeşitli aktiviteleri, sosyal yardım faaliyetleri, personel ilişkileri gibi haberlere sık-sık yer veriliyor. Herkes bu tür haberlerin sadece büyük ölçekli firmalar için yapılabildiğini ve de bunun için oldukça fazla masrafa gereksinim olduğunu zannediyor. Ama doğru değil tabiî ki...Halkla ilişkilerin tanımı ve de kapsamı,bunun öyle olmadığını somut bir kanıtı da zaten...

Bilindiği gibi; İngilizcedeki "public relation" terimi, dilimizde halkla ilişkiler olarak kullanılmaktadır ve de kısaca PR olarak da bilinmektedir. Hele hele son dönemlerde kendine güvenen ve bu departmanın faydasına inanan birçok firma; KURUMSAL İLİŞKİLER DEPARTMANI oluşturarak, birçok PR'cıyı çalıştırmaya başladı.

Yani bu meslek giderek kendini kanıtlamaya başladı iş dünyasında...

Bu bağlamda Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği'nin(IPRA) halkla ilişkileri tanımına da  bir parantez açmak gerekiyor konunun önemine dikkat çekmek için: Bir işletmenin ya da özel veya kamusal bir kuruluşun bağlantı kurduğu veya kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek, bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli-örgütlenmiş bir yönetim görevine halkla ilişkiler denir.

 OLMAZSA OLMAZ BİR DEPARTMANDIR ASLINDA

İşte bu doğrultuda yönetim politikasını oluşturan şirketler, yüksek dozlu müşteri memnuniyetine ulaşmak için en doğru seçim olan halkla ilişkilere yöneliyorlar. Müşterileri ile doğru iletişimi kuran ve halkla ilişkiler kurallarını iyi uygulayan PR'cılar da, bir mucizeye imza atıyorlar.

Halkla ilişkilerciler; kuruluşun personel, müşteri, ortak, gazeteci, politikacı, sendikacı, çevreci, yan sanayici ve tüketici dernekleri yöneticisi gibi vasıflar taşıyan insanlarla ilişkileri koordine ederken; bazen reklam, bazen pazarlama bazen de satış sonrası hizmetlerle bile ilgilenmektedir. Bazen hukuk sorumluları ile çalışmak ve tepe yönetimi ile bölümler arasındaki iletişim sağlamak gibi işler de PR'cıların çalışma alanı içindedir.

Bir kuruluş için "olmazsa olmaz" bölümlerden biri olan halkla ilişkiler departmanları, zaman-zaman büyük sorumluluklar alarak firmaları bir yerlerden alıp başka yerlere taşıyabilirler.

Mucizeyi yaratan bu güç de: iletişimi doğru zamanda ve en iyi şekilde yapmak değil mi zaten..?

Şimdi sosyal medya da var zaten...PR'cıları işi daha kolay...Tüketicilere veya medyaya ulaşmak için birkaç tuşa basmak ve yayını ulaştırmak çok kolay...Ama bu zaman-zaman tersine de dönüyor maalesef...Sosyal medyada firmaları kötüleyen ve olumsuz haberler üreten kişiler de çıkıyor. İşte o zaman da PR'cılara iş düşüyor, doğruyu göstermek ve kamuoyunu bilgilendirmek için...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları