Binay Kazan

Binay Kazan

Duygusal küntlüğe kapılmadan da yaşamak mümkün mü?

2024.10.24 12:21 - Son Güncellenme: 2024.10.24 12:58
A

Bugünlerde düşünüyor musunuz hiç? Yaşamsal hedefleriniz ne kadar duygusal, ne kadar ekonomik? Veya hayatınızdaki duygular, kısa ve uzun vadeli hedeflerinizin neresine kadar geliyor? Ne yani, yoksa sizde son yıllarda sayıları  gittikçe çoğalan yoğun duygu kütlüğü yaşayanlardan insanlardan biri misiniz yoksa ? Bilin ki; artık bu ve buna benzer sorularla daha fazla karşılaşıp, daha çok soru işareti oluşacak beyninizin bir yerlerinde... Ya da mantığınızın takozları engel olurken duygu beraberliğinize, sürecini küt yaşayan insanlardan biri olarak tamamlayacaksınız hayatınızın geri kalan bölümünü...
Ama artık bu ülkedeki bu hayat; acımasız çarkları ile düşler bile kurmamızı engelliyor. Türkiye'de insanlar; ekonomik durgunluklar, cari açıklar, işsizlikler, işyeri kapanmaları, geçim sıkıntıları ve kredi kartı borcu gibi ekonomik sorunların yanı sıra sosyo-ekonomik ve de politik boyutlu başka sorunlarla da boğuşuyor durmaksızın... 

Görünen o ki; çoğunluk mutsuz ve umutsuz...

Umudumuz gençler bile, "bir başka ülkeye kapak atabilmenin" hesapları içinde. Bazı gençler de KPSS ile bir devlet dairesine girip, yıllarını sabah 08.30 akşam 17.30 sürecinde masa başında geçirmenin telaşını yaşıyorlar sınavlar boyu...

Emekliler ve yaşlılar 10.000-12.500 küsurluk maaşlara "eyvallah" etmek zorunda. Son olarak 2024 yılı başında belirlenen 17.020 TL'lik asgari ücret, iş dünyasında açlık ve yoksulluğu çağrıştırıyor ha bire... İşte böylesine güç bir yaşam boyutunu içinde taşıyan ülkemiz insanları için de, "duygulanmak" aşırı lüks bir uğraş gibi geliyor hep...

YENİ ŞARKILAR VE ŞİİRLER YOK ARTIK

Bazen duygusal olmak veya duygusal kalmak, yoğun bir toplumsal  yük bile oluşturuyor duyarlı insanlarda...Bir çok olay karşısında "bir taş gibi" olmayı hüner sayan insan çoğunluğumuz, ancak deprem, sel, trafik kazası ve yangın gibi toplumsal felaketlerde bir araya gelerek duygu yüklü yardımlaşmalara sahiplenebiliyor. Hayret verici bir şekilde hem de.. Ama başka zamanlarda adeta duygularımızdan kaçıyoruz. Çünkü biliyoruz ki  duygular karın doyurmuyor.

Bu durumu çevremdeki  birçok şair, besteci, yazar, ressam  ve yorumcu sanatçı arkadaşımda da gözlemleyebiliyorum. Üretim iyice kısırlaştı sanat dünyasında...

Müzik dünyasında  "yeni beste üretimi" gittikçe azalırken, sanat dünyası bu duygusal kütlüğün içinde kendine yeni bir çıkış yolu arıyor. Şarkı sözü ve beste üretimi yok denilecek düzeye indiğinden, eski şarkılar cover adı altında evrile-çevrile yeniden seslendiriliyor. Genç sanatçılar; eski pop şarkılarını allayıp-pullayarak yeni gibi piyasaya sürüyor. Hatta bazı şarkıların birebir kopyaları, yeni bir şarkı gibi piyasaya sunuluyor. Temel bir yanılgı olarak yorumladığım bu olumsuzluk, artık insanların "samanlığın seyran olmadığı" görüşü ile de asla çelişmiyor. 

Para ve ekonomik güç, her şeyin önüne mi  geçiyor yoksa? Sanat ve kültürün bile...

 HAYATIN DİREKSİYONU ELİMİZDE ASLINDA..!

Biliyoruz ki; yaşadığımız dünya koşulları, hepimizi daha çok maddi hedefler belirlemeye itiyor. Duygusal tatmin sağlayacak manevi hedefleri ise, "karın doyurmaz" gerekçesi ile ihmal ediyoruz çoğunlukla fakat, zaman dilimleri içinde, kendimiz için koyacağımız hedefleri sağlıklı düşünmek ve sağlam koşullar yaratmak suretiyle dengede tutabiliriz.

Aslında hayatımızın direksiyonu elimizde. Maddi ve manevi hedeflerimiz de gün gibi ortada... Direksiyonu dengede tutarak ve" bizi biz yapan"  öz değerlerimizle çelişmeden, kendi adımıza yeni bir yaşamsal seçim yapabiliriz. Böylece; bu ülkede ve bu kentte; bunca risk ve sorun ile baş başa kalındığında bile, "duygu kütlüğüne kapılmadan" daha insanca kararlara ulaşabiliriz belki de...

O zaman duygularımıza da sahip çıkarız, geleceğimize de... Kütlüğü ve odunluğu bir tarafa bırakarak, pupa-yelken yüzeriz geleceğe, sevgi ve insanlık denizinde...

ZAHİDE MÜHENDİSİN HÜZÜNLÜ VEDASI

Bu arada dün Ankara Kahramankazan'da bulunan TUSAŞ tesislerinde meydana gelen hain terör saldırısında 5 vatandaşımız hayatını yitirirken, 22 kişi de yaralandı. Yaşamını yitirmiş şehitlere Tanrıdan rahmet dilerken, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Bu terör saldırısında yaşamını yitiren 36 yaşındaki TUSAŞ Başmühendisi Zahide Güçlü Ekici'nin özgeçmişini okuyan birçok kişinin gözleri dolduğunu gördüm. Başarılı mühendis Zahide'nin 4 yıl önce annesini kaybettiğini,2 yıl önce de biricik çocuğunun amansız hastalığa yakalandığını ancak tedavisinin başarılı olduğunu öğrendik. Eşinin gönderdiği evlilik yıldönümü çiçeğini almak için ana kapıya geldiği anda hainlerin saldırısı ile hayatını kaybeden Zahide Mühendisin yaşama vedası, oldukça hüzünlü ayrıntılar içeriyordu ne yazık ki...Duygulanmamak elde değil...

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları