15 Maçta alınan 39 puan, hiç yenilgisiz konum ve artı 30 averajla ligin ilk yarısını lider tamamlayan Bursaspor'da bir anda patlayan yönetimsel kriz, bu büyük sportif başarıyı anında gölgede bıraktı.

Bursasporlular en yakın rakiplerden 11 puan farkla ilk devreyi lider bitirmenin mutluluğunu bile doyasıya yaşayamadılar. Bir kriz patladı ki...Sormayın.

Zamansız, anlamsız ve yönetimsel anlamda iyi planlanmamış bir durumdu bu!

Az kalsın kulübü bir kaos ortamına sürükleyecekti. Bereket ki yanlıştan son anda dönüldü ve bu sezondaki sportif başarısı dillere destan olan Bursaspor, hiç de hak etmediği bir Yönetim-Teknik Direktör kavgasının olumsuz kamuoyu yansımalarından kurtuldu.

Yoksa...Gerçekten bir çuval incir pislenecekti bu gereksiz tartışma ortamında...

BATALLA HİÇ KONUŞMADI AMA!

Karşıyaka ile oynanan ve 0-0 biten ilk yarı son maçı sonrasında beklenmedik bir anda patlayan Yönetim-Teknik Direktör tartışmasının, tüm kenti ikiye böldüğünü net olarak söyleyebilirim. Bursaspor'u yazan köşe yazarları bile, birbirine düştü bu ortamda...

Bir tarafta genç ve nitelikli yönetimin bu tartışmada haklı olduğunu ve Bursaspor'un her şeyin üstünde olduğunu savunanlar ve de Başkan Enes Çelik'e destek olanlar vardı.

Hemen karşıda da; Batalla gibi kulüp binasına heykeli dikilmiş ve efsane bir Bursaspor'lu kimliği kazanmış Teknik Direktör Pablo Martin Batalla'yı haklı görenler oldu.

İnanın...Birbiri ile arkadaş olan Kapalıçarşı'daki iki dükkan komşusu Bursasporlu bile, bu tartışmada rakip oldular birbirlerine...Tartıştılar ve küstüler. Tanık oldum ben bu olaya...

Biliyoruz ki; bu görev sonlandırma olayı, sadece tek taraftan basına ve kamuoyuna yansıdı.

Teknik Direktör Batalla ve yardımcıları, hiç ama hiç kimseye konuşmadılar ve sonuna kadar sessizliğini korudular.

Batalla'da konuşsaydı ve bazı suçlamalarda bulunsaydı, tartışmanın boyutları alevlenebilir ve de Bursaspor Kulübü bu işten çok fazla zarar görebilirdi. Bugüne kadar kazanılan imaj, vizyon ve hedefler konusunda geri adımlar atılabilirdi.

Çünkü bu kavganın galibi olmayacaktı ve bazı sorular hep havada kalacaktı. Bu da gerçek bir kaos ortamının doğmasına ve ligin ikinci yarısına damga vurabilecek olumsuzluklara neden olabilirdi.

Neyse ki dün gece; bu tartışmada son nokta konuldu ve taraflar barıştı. Bir şekilde "Zararın neresinden dönülürse kardır" mantığı işleme girdi ve Bursaspor'un bir anda aşağı dönen başarı ibresi durduruldu.

BUNDAN SONRA NE YAPMAK GEREK..?

Bu sezon başından beri yazdığım yazılarda ve Bursa'da Bugün TV'de Çetin Sabırlı'nın Bursa'da Spor isimli programında; her zaman Bursaspor'un birlik ve beraberlik içinde gerçek umutlara yelken açtığını belirtiyordum. Çünkü zor bir dönemden çıkış ve başarıya ulaşma hedefindeki Bursaspor'a, hiçbir şekilde zarar gelsin istemiyordum.

Yanlış ve hatalı yönetim sorunları nedeniyle Süper Lig'den tam 3 basamak geriye düşmüş, gerçekte 4.Lig olan bir konuma inmiş Bursaspor'un, bu koca kenti de arkasına alarak ligleri birer birer aşacağına ve yeniden Süper Lige ulaşacağına yürekten inanıyordum.

Yıllarca süren düşüş ve çöküş sonrasında; tüm kentin istediği ve beklediği de buydu zaten...Mayıs ayı sonunda oluşan yeni yönetim kurulu, kulübün üstündeki mali engelleri kaldırmaya, transfer tahtasını açmaya ve borçları ödemeye başlamıştı. Ligin başlamasına az bir zaman kala oluşturulan kadro da, yeni Teknik Direktör Batalla ile istim kazanacak ve kaliteli bir takım olunabilecekti. Zaman gereken gelişmelerdi bunlar...

Bu nedenle Bursaspor'un kötü oynadığı ve bir şekilde kazandığı veya berabere kaldığı maçlarda bile yoğun eleştiriler yapmamaya çalıştım. Bursaspor'un yarınlarını düşünen birçok kişi gibi bende "Hep destek, tam destek" mantalitesi ile, kulübe yara vermemeye çaba harcadım.4 Gün süren bu tatsız olayda bile yazı yazmadım ve taşların yerine oturmasını bekledim, gerginlik daha da artmasın diye...

Nihayet...Barış rüzgarlarının esmesi ve Yeşil-Beyazlı kulübün yeniden rotasına girmesi, inanıyorum ki bugün Bursa'da herkesi mutlu etmiştir.

Olması gereken oldu ve ateşkes sağlandı Yeşil Timsah cephesinde...Umarım ki sezon sonuna dek bu tür "sonucu iyi planlanmamış yönetim hataları" yapılmaz ve Bursaspor hak ettiği şampiyonluğa güle-oynaya ulaşır.